Rastgele ( Beşiktaş 0-1 Braga )

Dinamo Kiev'le İnönü'de oynanan maçın son 45 saniyesindeki "efsane karambolü" kim unutabilir ki? Beşiktaşlı'ların ömründen ömür çalmıştı. Nerdeyse 10 Beşiktaşlı ile 11 Dinamolu oyuncu, Beşiktaş altı pasının içinde bir türlü Beşiktaş kalesine girmek istemeyen bir topu dürtüp durmuş ve hatta Kiev'in kalecisi bile gol atacakken, kendi takım arkadaşına top Beşiktaş kale çizgisinde isabet edip içeri girmemişti...

Braga ile İnönü'de oynanan maçın tamamı Kiev maçının son karambolündeki heyacan gibiydi. Tribündekiler, TV başındakiler öyle bir oyun izledi ki, 90 dakika boyunca hop oturup hop kalktı. Yanlış anlaşılmasın, elbette 90 dakka Beşiktaş 18'i içinde oynanmadı. Ama Beşiktaş 90 dakikayı sürekli 18 içindeki karambol gibi oynadı...Hucumda karambol oynadı, savunmada kısa kes Aydın havası oynadı, ortasahada Fernandes ve Fabian dışında başka bir havada oynadı, kanatlarda Quaresma ve Simao gene iyi oynamadı. 

***

Carlos Carvalhal'a demiştik, deplasmandaki Braga maçından sonra. Hucumsuz çıkarsan işin şansa kalir, o maçta 2 büyük şans ( kırmızı kart + duran top golü ) bir anda seni tura yaklaştırdı diye... Ama Carlos o maçın hakemin kırmızı kart kararı ile döndüğünü görememiş demekki... 2-0'in rövanşına " sadece dokunmak  kaldı " denen o futbol jargonuna benzer bir oyun kalmışken iş nerdeyse Braga'nın beş altı  tane dokunamadığı topa kaldı ve bunu izlemek ne acı !

Hucum edemeyen Beşiktaş'ın gol yemesi de bir o kadar doğal ve sıradan bir durumdu. Çünkü Carlos Carvalhal hucum etmeyip, savunmaya çekildiği maçların tümünde Beşiktaş'ın galibiyetini koruyamadığını da hala tespit edememiş demekki..

Schuster döneminde 40 m'de oynamaya gayret eden takım, Tayfur Havutçu ile 60m'ye, Carlos Carvalhal ile de nerdeyse 80m çıkan takım boyu ile, bir de savunmasını kendi 18 çizgisine çekince, arada kalan büyük boşlukları rakibin doldurması ile kabus gibi bir gece yaşadı. Bu 80m'lik geniş alana bir de kendi kanatında hiç savunma yapmayan Quaresma eklenince takımın iki yakasının bir araya gelmesi imkansızlaşıyor...Yine çıkarken oyundan disiplinsiz tavırlarını da eksik etmedi.

Geceki oyunda bu kadar geniş sahaya değil 1 Fabian Ernst, 5 Fabian Ernst koysak yine dolmaz, dolmuyor, dolmayacak.

90 dakka panik ile oynayan, aklı kafasından uçan bunun yerine psikolojik olarak dağılmış bir oyuncu grubu ve bu kadar kötü futbol ile yine 0-1 yenilse bile turun gelmesi iyidir Beşiktaş için.

***

Yeni rakip üçüncü turda Ardalı Atletiko Madrid...Yine bir kırmızı kart  ve bir de üstüne duran top golü olursa Beşiktaş'ın şansı var, ha eger bu olmassa, Quaresma'nın el kol hareketleri ile süslenmiş, iki kanatında "savunma işinin"  sahipsiz kaldığı takım kurgusu devam ederse ve Cenk Gönen'in genç ama ilerlemeyen özelliği yeni bir gereksiz gol daha yedirirse, 80 m'de oynana oyuna Fabian Ernst'in ciğer sayısı bir ciğer nakli ile üçe beşe çıkmassa, Carlos Carvalhal hucumsuz takıma bel bağlarsa tur orda biter...

Bitmesin diye yazıyoruz...

Gücüne güç katmaya gelenlerin buram buram terlediği, formadaki teri bizati kendisinin döktüğü bir geceden yine de tur ile çıkmak, yeni turlara umutla bakmak için yazıyoruz.

Rastgele...