Rauf Denktaş'ın ardından: Birinci mücahit öldü!

İslam dünyası 20.asrın sonlarında üç büyük mücahit çıkardı: Rauf Denktaş, Yaser Arafat ve Aliya İzzetbegoviç..Bilmiyorum, herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda üçü de bir araya geldi mi ama onlar zülme uğramış mazlum halklarının kurtuluş mücadelesini başarıya ulaştırarak dünya tarihinde silinmez izler bıraktılar. Gerçi Filistin'in kurtuluş mücadelesi hala devam ediyor ama ergeç tanınacak Filistin devletiyle sonunda zafere ulaşacaktır.

Rauf Denktaş'ın hayatını burada anlatmaya gerek yok. Herkes seksen küsür yıllık ömrünün nasıl bir mücadele içinde geçtiğini çok iyi biliyor. Küçük bir sandal içinde Kıbrıs'a doğru ilerlerken veya Türk Mukavemet Teşkilatının ( Mücahitler) başında cephede savaşırken gösterdiği sebat ve cesaretin Kıbrıs Türklerini imhadan kutrararak Anavatanın da müdahelesiyle özgürlüğe ulaştığını henüz unutmadık.

Ancak son yıllarda böylesine değerli bir vatan evladını o kadar üzdük ki adeta hayata küstü ve kendi kabuğına çekildi.Beş aylık askerlik hizmetini bile yapmayı çok görüp, Avrupa'da paravan şirketlerde çalışıyor görünen, ya da bedelli peşinde koşan kimileri koca mücahidi neredeyse vatan haini ilan ettiler.Tek suçu Rumlara kayıtsız şarsız güvenmemesi ve bir daha onların sultası altına girmek istememesiydi.

Zaman Denktaş'ı haklı çıkardı. Kıbrıs Türkleri aslında Rumlara imtiyaz tanıyan Annan planını kabul etmesine rağman Rumlar adanın tek hakimi olmaktan asla vazgeçmediler. İsrail'le ortak petrol arama işinde de görüldüğü gibi gelecekte de vazgeçmeyecekler.

Olağanüstü liderleri olağanğüstü şartlar ortaya çıkarır. Denktaş böyle bir dönemin fenomen lideriydi.İslam dünyasının son devirdeki birinci mücahidi olarak görevini yaptı ve sonunda Hakk'a yürüdü.

Rahat uyu Denktaş! Bir ömür verdiğin Kıbrıs topraklarında hala ay-yıldız dalgalanıyor çünkü..