Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '13

 
Kategori
Deneme
 

Rebeka'nın gözünden

Yarıldı bulutlar, güneş göz kırparak ufaldı, 3 dakikadan daha az zamanda denizle göğün kesiştiği mevkiden kayboldu. başka diyarları aydınlatmak için şimdilik bu diyara veda etti.

Gökyüzünün pembelikten turanja daha sonra da sırasıyla eflatun, lacivert ve karanlığın elli tonuna geçiş yapması sonunda gecemiz başlamış oldu.
Teknenin motorundan gelen ses kesilince, onun nefesini daha derinden hissetmeye başladım. Nefesinin sesinde bir titreme vardı, bu heyecanının ne kadar aşırı olduğunu gösteriyordu. Aslında ben bir yabancı iken, o daha fazla yabancılık çekiyordu kendi evinde. Ben ondan daha rahattım açıkçası, buraya gelme kararımı bile oldukça sakin ve yerinde verilmiş bir karar olarak buldum. Yayıldıkça yayıldım evin her köşesine, o andan itibaren ev benimdi sanki, adeta sihirli bir güçle ele geçirmiştim burayı. Öyle de güzel ve şirin bir evdi ki, gören herkes bu ev kendisinin olmasını isterdi mutlaka. O ise böyle bir eve sahip olmasını umursamıyordu, bütün derdi benimle beraber geçirebileceği bir geceydi. Bu gece için bu evini bile kayıtsızca satabilirdi. Onun bu acizliğine acıdım desem yeridir, yine de çok tatlı görünüyordu gözüme, sırf bu tatlılığı yüzünden onunla sevişebilirdim.
Adamın her geçen dakika karşımda sarhoş olmaya başlaması beni endişelendirse de, bu durumun onun stresini azaltmaya ve heyecanını yatıştırmaya katkısı olduğundan müdahale etmiyordum daha da içmesine. Belki de şarap yerine votka içmesi neden olmuştu bu duruma. Bu ezber bozuş sendelemişti onu, çarpılmıştı çabucak.
 
İlk bardağı ondan önce bitirmiş olmamı baya bi kafasına takmış, içerlemişti. Sonraki 4 bardağı da benden önce bitirerek erkeklik gururunu kurtarmaya çalıştı aklınca. Bense onun bu halini sevecenlikle izlemeye devam ettim. Gittikçe sersemleşiyor, daha bi şapşallaşıyordu karşımda ama bi o kadar da tatlılaşıyor, dayanılmaz derecede sevişme iç güdümü tetikliyor, an be an tahrik ediyordu beni.. Bir erkeği karşımda böylesine teslim olmuş şekilde çok nadir görürdüm, belki de bir ilkti bu. Aslında cesaret konusunda ne kadar atıp tutsalar da içlerinde hep bi ana kuzusu barındırırlardı. Bu ana kuzusu adamları çok tatlı buluyorum nedense, bana çok doğal geliyorlar, genelde kimseye göstermedikleri, bilinç altlarındaki en gerçek halleri bunlardı oysa. Böylesine masum bir erkekle sevişmek, tadından yenmezdi şimdi.
 
Onu elinden tuttum ve masadan kaldırdım, sendeleyen bedenini ayakta tutabilmek için kolunun altına girdim ve yatağına kadar taşıdım. Ancak yatağına yatırırken ondan kurtulamadım, beraber yuvarlandık bazanın üstüne. Bu yuvarlanış, sabaha kadar sürecek ateşli bir gece yarısının kıvılcımı olmuştu adeta. 
 
Öpüşmeye ve üzerimizdekileri parçalarcasına çıkarmaya başladık. Henüz biraz önce yarı ölü gibi yatağa zor getirdiğim adam, bir anda kaplana dönüşmüş, beni altına almış ve bütün arzuları şaha kalkmış şekilde geziniyordu bedenimde..
 
Halikarnas Şarapçısı
'şaraplı geceler'
 
Toplam blog
: 149
: 284
Kayıt tarihi
: 03.05.11
 
 

1987 Bandırma'da doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi İstatistik Bölümünden mezun oldu. Araştırma, Ban..