Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

14 Ekim '08

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Reçellik Meyveler

Reçellik Meyveler
 


Şimdi ormana gitmenin tam sırası... Böğürtlenler olmuştur, umarım geç kalmamışızdır!.. Bir yandan gezinirken, bir yandan da doyasıya yiyebiliriz. Kalanı reçel yapmaya da, hattâ şurup yapmaya da yetecektir.


Böğürtlen, meyvesi küçük tanelerden meydana gelmiş, küçük topaklar hâlinde, mayhoş bir bitkidir. Lâkin toplarken aman dikkât!.. Çünkü dalları ve yaprak sapları sık dikenlidir. Üstelik sarmaşığımsıdır biraz. Bir tanesi ayağınıza dolanmaya görsün, kökünü buluncaya kadar akla karayı seçersiniz.


Bu hayli arsız bitki, her çeşit iklim ve toprakta yetişebilir. Kök saldığı toprağın az ilerisinde tekrar toprağa bağlanır ve böylelikle, oradan oraya sıçrar, dört bir yana kol atar ve bir kördüğüm misâli etrafı sarar. İçerisine düştüğünüz takdirde, nasıl kurtulacağınızı kestiremeyeceğiniz bir tuzak gibidir. Sanki, hazinelerini binlerce sivri tırnağıyla korumaya çalışan bir masal cadısını, kötü niyetli bir büyücüyü andırır. Yoluna çıkan her şeyi boğarak, ormanın içerisini yavaş yavaş istilâ eder. Köylüler ve çiftçiler, genellikle ondan, bir çit bitkisi olarak faydalanırlar.


Dikenli dallarına ve yaprak saplarına rağmen, böğürtlenin meyvesini toplamak kolaydır. Tabiat, dikenini bol verdiği bu bitkiye, meyvesini de esirgememiştir. İnsan ilkbaharda bakınca, böğürtlenin bu denli meyve vereceğini kestiremez. Sapları soluk pembe çiçeklerle bezenmiştir. Beş taç yapraklı, beş çanak yapraklı bu çiçekler, küçükken, yaban gülünün çiçeklerini anımsatırlar.


Bir çiçeği alıp da birçok erkeklik organının yapışık olduğu bu taç yapraklarıyla, çanak yapraklarını koparacak olursanız, geriye, şişkin bir çiçeklik kalacaktır. Bu şişkin kısımda, her biri bir yumurtacık taşıyan, yeşil renkli, ufacık yuvarlaklar görülür. Bu küçücük yuvarlaklar, yaz boyunca şişer, kırmızılaşır, ardından kararıp besleyici özsu ile dolarlar. İşte bizim çiçek sapından kopararak topladığımız meyveler bunlardır.


Böğürtlenle akraba olan, toplanması daha kolay, tadı da daha güzel bir meyveyi hepimiz tanırız... Çilek. Bu ilginç meyvenin çiçeğine bakınca, böğürtleninkine hayli benzediğini görerek şaşarsınız. Onun da beş taç yaprağı ve beş çanak yaprağı mevcuttur. İşte bu sebepten ötürüdür ki, bitkileri inceleyen tabiat bilgini, böğürtlenin, ağaççileğinin yanısıra, onlara benzeyen fakat onlardan daha gelişmiş bir bitki olan çileği de gülgiller familyasına almıştır.


Bununla beraber, tadına doyum olmaz o cânım çilek ile böğürtlen, ağaççileğinin meyveleri arasında çok fark vardır. Böğürtlen ve ahududunun meyveleri, şekerli özsu ile dolu taneciklerin meydana getirdiği küçük topaklar hâlindedir. Bunları çiçek sapından ayırdığımız zaman, geriye, kokusu ve tadı olmayan bir kısım, yâni çiçeklik kalır.


Çilekte ise, etli ve lezzetli olan bu kısımdır. Meyve koparıldığı zaman, çiçek sapında başka bir şey kalmaz. Çileğin bu etli meyvesi, toplu iğne başı büyüklüğünde çekirdekçiklerle kaplıdır. Evet, böyle toplu iğne başı büyüklüğünde bir çekirdekçik, toprağa bırakıldığında, o cânım çilek bitkisini verir!


Çilek, doğa bilgininin "kollar" adını verdiği saplarından da üretilebilir. Bunlar, böğürtlenin sarmaşığımsı saplarından daha kısa olmakla beraber, aynı biçimde gelişirler. Çiçek sapı uzaklara yayılır, toprağa kök salar, sonra yeni yeni çiçek sapları verir. Çilek bitkisi, böylece, başlangıçta ana sapın özsuyu ile beslenen yeni koloniler meydana getirir. Bu koloniler, yeteri kadar güçlendiklerinde, serbest kalır ve kendi başlarına yaşamaya devam ederler. Yâni dünyadaki bütün genç canlıların yaptığı gibi...
 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..