Recep İvedik-3 bizim için adeta bir üçüncü peygamber gibidir!

Recep İvedik serisinin üçüncü filmi önümüzdeki günlerde vizyona giriyor. Fragmanından anlaşıldığı kadarıyla, önceki bölümleri gibi yine skeç tadında kotarılmış, bol argolu, kaba saba esprilere dayanan film, meraklılarını epey güldüreceğe benziyor. Aslında buna sinema filmi demeye bin şahit ister ama ne yalan söyleyeyim, Recep İvedik tiplemesine şahsen ben de gülüyorum. Recep İvedik’i canlandıran oyuncu Şahan Gökbakar’da dünyada herkese nasip olmayacak Allah vergisi bir komik aurası var. Zaten İvedik serisinin gişe başarısı da neredeyse tamamen onun oyunculuğuna ve komikliğine dayanıyor. Yoksa senaryo menaryo hak getire…

Serinin ilk ve ikinci filmi halen Türk sinemasının en çok izlenen filmleri durumunda. İlk iki filmi yaklaşık 10 milyon kişi izlemiş. Dile kolay, 10 milyon kişi para ödeyip bu filmleri izlemeye gitmiş. Recep İvedik-3 de öncekilerin izlenme oranlarını yakalarsa toplam 15 milyon seyirci olacak ki, bu da Recep Tayyip Erdoğan’ın 22 Temmuz 2007 seçimlerinde aldığı oy sayısına yakın bir rakam demek! Eh, ne de olsa o da Recep bu da Recep! (Buraya kadar idare ettik ama yazının bundan sonraki kısımlarında işler biraz sarpa sarıyor sayın okur; sen de idare et artık!)

Bu arada, AKP Aydın eski il başkanı İsmail Hakkı Eser, bundan iki yıl önce bir toplantıda yaptığı konuşmada, partisinin lideri Recep Tayyip Erdoğan için, "Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Tayyip Erdoğan'a biz o kadar bağlıyız ve aşığız ki, bizim için adeta ikinci peygamberdir" demiş. MHP milletvekili Osman Durmuş da yememiş içmemiş bu sözü TBMM’ye taşımış. O da hangi vesileyle? Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Hanım’ın GATA hastanesinde tedavi gören tiyatro sanatçısı Nejat Uygur’u ziyaret için gitmek istediği hastaneye başörtüsü nedeniyle alınmamasının tartışılması vesilesiyle!

Görüldüğü üzere, gittikçe karışıyor işler! Önce Başbakan’ın eşinin kıyafeti nedeniyle devletin bir hastanesine giremediğini öğreniyoruz. Başbakan bu olayı dile getirince, muhalefet partisi buna karşı argüman olarak Başbakan’ın partisinden bir adamın kapalı bir toplantıda yaptığı bir konuşmayı kullanıyor. Söz konusu konuşmada partili kişi çok sevdiği liderine sevgisini ifade etmek için onu peygambere benzetiyor. Birileri herhangi bir suç içermeyen bu konuşmayı kaydedip iki yıl sonra piyasaya sürüyor. Bir partinin milletvekilleri bunu TBMM’ye taşıyıp herkesin duymasını sağlıyor. Başbakan ve öteki AKP milletvekilleri MHP’lilerin bu tavrına çok hiddetleniyorlar. Niye bu kadar kızıyorlar? Çünkü, bu tür konuşmalar AKP aleyhinde açılacak yeni bir kapatma davasında delil olarak kullanılabilir!

Memleket değil Rusların Matruşka bebeği mübarek! Esrar içinde esrar, oyun içinde oyun! Bakın bir de kapatma davamız çıktı durup dururken. Halktan yüzde 47 oy almış, Hükümet kurmuş bir parti var ve bu parti bir üyesinin suç unsuru içermeyen bir konuşması yüzünden kapatılabilir! İki yıl önce yapılmış olan ve biraz abartılı, biraz yanık yağ kokan, densizce bir sevgi gösterisinden başka bir şey olmayan bu konuşma ne zaman gündeme getiriliyor? Balyoz darbe planının ortalığa saçıldığı, o planda provokasyon için camilere bomba konmasının planlandığının öğrenildiği zaman! Matruşka’yı bir defa daha açtık ve şimdi elimizde bir de darbe planı var!

Ama lütfen “darbe nedir, niçin yapılacak?” diye de sormayın artık. Zaten yeterince arapsaçına döndü mevzu… Kurcaladıkça da şeyi çıkıyor. İyisi mi bırakalım böylece dağınık kalsın. Bir sonraki haftanın Cuma günü Recep Tayyip Erdoğan-3 vizyona giriyor. Başbakan Recep İvedik hakkında kapatma davası açılıyor. Recep İvedik-3 bizim için adeta bir üçüncü peygamberdir. Recep İvedik’in anneannesini GATA’ya almamışlar. Tayyip Erdoğan’ı camiye bomba koyarken yakalayan askerler kutsalımıza saldırıyor diye onu balyozla ezmeye kalkmış ama balyozu ayaklarına düşürdükleri için ağır yaralanıp acilen GATA’ya kaldırılmışlar. Köşe yazarları Recep İvedik’i CHP ve MHP’yle koalisyon kurmaya ikna etmeye çalışıyorlarmış ama İvedik “ben tüm zamanların en çok izlenen filmiyim, bugüne bugün 10 milyon hazır, en az 5 milyon da potansiyel oyum var, kararsızlardan alacağım gişe gelirlerini de eklersek yüzde 48'le gelir tek başıma kurarım hükümeti” diye rest çekmiş.

Bunun üzerine Başbakan Erdoğan Recep İvedik'e, "bak kardeşim Recep, senin de adın Recep benim de adım Recep, bu iş böyle olmaz, en iyisi sen adını değiştir, senin adın bundan böyle İpraam Haymana olsun" demiş. İvedik bu teklife çok kızmış ve "olmaz sayın başbahanım, benim adımın marka değeri var, ben değiştiremem sen değiştir. Ayrıca sen iyi alıştın sivil vesayete, tek parti diktatoryasına, valla bak hükümet mükümet dinlemem, elim ağırdır, benim darbem başkasına benzemez, bi kodum mu deviririm" deyip balyozu kaptığı gibi Ergenekon dağlarına çıkmış ve örste demir dövmeye başlamış. Niyeti o demirden bir Kafes yapıp tek rakibi ve adaşı olan Recep Tayyip Erdoğan'ı kafese koyup ekarte etmekmiş. Bunun üzerine gaza gelen Başbakan Erdoğan doğalgaza zam yapma silahını kullanmaya karar vermiş,. Bunun üzerine bir zamanların grev kırıcısı MHP Tekel işçilerinin şanlı direnişine destek vermiş. Bundan feci etkilenen Bülent Arınç CHP'li Güldal Mumcu'nun üzerine yürürken, MHP milletvekili Osman Durmuş içmeden sarhoş olmuş ve ve ..............

Ayyhh, yeter!

***

Not: bu yazıda son zamanların moda akımı olan serbest saçmalama yöntemi uygulanmıştır. Konu bütünlüğü, mantıksal tutarlılık, kontekst, özgün fikir gibi kaygılar asla gözetilmemiştir. Yılmaz Özdil, Bekir Coşkun gibi ustamız, pirimiz olan köşe yazarlarından usûl dersleri alınmıştır. Böyle bir ülke gündemine böyle bir yazıdır.