Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '13

 
Kategori
Siyaset
 

Recep Tayyip Erdoğan'ın Yarattığı Gündemler Üzerinden Gelişen Demokrasi Kültürü

Recep Tayyip Erdoğan'ın Yarattığı Gündemler Üzerinden Gelişen Demokrasi Kültürü
 

  • “Politik gündeme ilişkin tartışmaları nasıl değerlendiriyorsun?” diye soran arkadaşıma, “Tartışmaların demokrasi kültürüne ilişkin önemli katkılar sağladığını” düşündüğümü söyledim.
  •  
  • Gezi Parkı eylemlerinde çevreye ilişkin duyarlılığın toplum nezdinde ortaya çıkması, alkol yasağı hususunda yapılan tartışmalar, geçen yıl yapılan kürtaj ve sezeryan tartışmaları… Gerçek olan şu ki tüm bunların neoliberal politika ve muhafazakâr ahlak anlayışının bir ürünü olarak ortaya çıktığını ama bu saydıklarımız üzerinden siyaset yapma çabasına girişenlerinde elinde patladığı ilginç bir durumla karşılaştık.
  •  
  • Takdir edersinizki AKP iktidarı döneminde yeni bir sermaye sınıfı ortaya çıktı. Bu sermaye sınıfı önceki yıllarda ekonomik hayatta fazla etkin olmayan muhafazakâr bir kesimdi ve bu kesim parayla tanıştıktan sonra kendi çevresindeki yeni kuşaklar, paranın gücüyle yeni bir hayat tarzını tanımak zorunda kaldı. Bu yaşam tarzına daha liberal bir yaşam tarzı demek sanırım yanlış olmaz. Bir anlam da muhafazakâr yapılarla çelişen, eğlenmeyi, gezmeyi, kültürlenmeyi ister istemez yaşamının bir parçası haline getiren yeni bir kuşaktan bahsetmeye çalışıyorum. Tatile giden, yurtdışına çıkan, yabancı dil öğrenerek dünyayı takip eden, flört eden, cinsellikle tanışan bir kuşak… Sanırım AKP çevresinde konuşlanmış olan bu yeni sermaye sınıfı kendi efradına bağlı çocukları korumak adına bahse konu olan tartışmaları çıkarıyor ve bu tartışmalar üzerinden toplumu denetim altına almak gibi bir hedefi ortaya koyuyor. Ne var ki bu yaklaşımların geri tepmesi kaçınılmaz oluyor. Zira bahse konu olan yeni kuşak, liberal yaşam biçimini özümsemeye başladıkça, hayat tarzlarına ilişkin devlet eliyle çeki düzen verilmesine karşı da kayıtsız bir tavrın içerisine düşmüyorlar. Nasıl ki başörtüsü-türban eksenli tartışmalarda özgürlüklerden yana dem vuran kendi çevreleri, kendi yaşam biçimlerini başkalarına dayatmaya kalktığında, ilk tepkiyi yine kendinden sonraki bahse konu olan yeni kuşaktan görüyor. Bu durumda yapılan tartışmaların yerinde olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz.
  •  
  • Dikkat ediniz, AKP’nin kürtaj-sezeryan tartışmasıyla başlayıp, alkolle devam eden yasakçı zihniyeti, kızlı-erkekli ev tartışmalarında tavan yaparken, tüm bu tartışmaların AKP’ye geri dönüşü politik gündemdeki tartışmalarda yenilmişlik oldu. Ve bu yenilmişliğe birde AKP eksenli çevre duyarsızlığını eklersek… Ne Gezi Parkı eylemleri sürecinde, nede ODTÜ ormanından geçen yol hususunda AKP ve Başbakan kamuoyunu ikna edemedi. Açıkça söylemek gerekirse, AKP ve Başbakan bu tartışma süreçlerinden yenik çıktı. Hele ki bunlara bir de Suriye ile girişilen it dalaşını eklersek, sanırım siyasal iktidarın düştüğü vaziyete yeterince dikkat çekmiş oluruz.
  •  
  • Başbakan’ın muhafazakâr kimliğini açığa çıkartan özel yaşama müdahale yaklaşımları kamuoyundan destek almazken, bu tartışmaların stratejik tartışmalar olduğunu ileri süren çevrelerde olmadı değil. Özellikle seçmen tabanını konsilide etmek yönünde bir çaba olduğunu söyleyenler azımsanmayacak ölçüdeydi.
  •  
  • Epey zamandır ben bu türden düşüncelere bir türlü katılamıyorum. Dikkatle izlediğinizde, aslında Başbakan’ın geleceğe ilişkin herhangi bir strateji oluşturacak öngörüsü yok. Bu öngörüsüzlüğü dış politika süreçlerinde fazlasıyla yaşadık ve gördük. Ki sanırım “Strateji” dediğimizde ilk gözümüzü dikmemiz gereken alan dış politika olmalı… Başbakan’ın dış politikada “Şunu da doğru yaptı” diyebileceğimiz tek bir adımı var mı? İşte Suriye! Alın size Mısır ve Libya… Başbakan tümüyle kendisini ortaya koyuyor. Gizlisi saklısı olmaksızın… “Ben buyum” diyor. Yani “Muhafazakârım, tutucuyum, benim ahlak anlayışım doğrudur” diyor. Kendisini açıkça ortaya koyan kişiden “Strateji” aramak fazlasıyla komik kaçıyor. Lakin Başbakan’ın bu durumu ne ülke içerisinde yalın bir desteğe dönüşüyor, nede uluslararası alanda…
  •  
  • Dün ABD menşeili Bloomberg kanalında, bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında söylediklerini okuduğumda, Başbakan açısından ABD’nin bakış açısının pek de iç açıcı olmadığını gördüm. Bir anlamda ABD’nin gözünden düştüğünü de söyleyebilirim. Tekrar göze gelmek için önümüzdeki yerel seçimler Başbakan için oldukça önemli. Ya oylarını arttıracak, yada hızlı bir düşüş sürecine girecek.  
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..