Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

08 Nisan '13

 
Kategori
Güncel
 

Reçete (Her bünye farklıdır)

Akil insanlar ya da akil adamlar, her neyse, ben anlamam kardeşim herkes kendi işine baksın,

Ne demek seçilmiş insanlar. Önce insan kendi kendine sorar “ben ne biliyorum ki”

Hepimiz adımız gibi biliyoruz ki; Bu ülkede sokakta yürüyen her on kişiden sekizi hem siyaseti hem ekonomiyi.

İnanın benim diyen akademisyenden siyaset uzmanından iyi bilir, ya da iyi bildiğini sanır, sanmakla da kalmaz iddia eder. Televizyonlarda onca “bilen” adam var boşuna mı?

Diyorlar ki “Savaş ve Barış” için bizi işin içinden çıkamadık aklımız beynimiz bildiklerimiz

Gördüklerimiz halkın çektikleri şehitler analar yavuklular babalar gaziler çare olamadı, gelsin “Akil İnsanlar”

Bakıyorum çoğuna ne bildiklerini bile bilmiyorlar ama seçilmişler, Allah akıl fikir versin.

Konumuz İmralı dayatması “müttefikimizin” tuzağı barış süreci…

Bunu İngiltere İspanya İrlanda başarmış diyorlar,  nasıl başarmış şöyle böyle, eh durur mu bizim çok “bilen” adamlar, Ortadoğu’nun bülbülleri eş başkanları, terörist başı Kandil misafirleri;

“Niye bizim başımız kel mi?”

Deyip gidin dediklerimizi (?) düşünün size anlattıklarımızı anlayın ve anlatın ikna edin. İkna edin ki “Analar ağlamasın” Vay anam vay amacın güzelliğine bak “analar ağlamasın” mış…

Memleket sorunu değil devletin derdi değil Yeşilçam filmlerinin başlığı gibi,

”Analar Ağlamasın” yerseniz tabi…

Efendim diyelim salya sümük hastasınız,

Karşı komşunuz Belediye Başkan yardımcısı Mustafa Bey bir hafta önce aynı hastalığa yakalanmıştı,

Sabah kapıyı açtı gördünüz zımba gibi bir ses tonuyla dedi ki “Günaydın…”

Vay anasını adama bak “turp gibi”

Şaşırdınız ama boşuna değil ki.  Adam zamanında doktor gitmiş, güzelce bir muayene olmuş ve doktor ona bir “reçete” yazmış. Yine zamanında önlemini aldıktan sonra ilaçlarını düzenli almış ve iyileşmiş “turp gibi” karşınızda…

Şimdi soruyorum sizlere;

Hemen kalkıp doktorunuza gidip Mustafa Beyin ‘reçetesinin’ aynısından istiyorum diyebilir misiniz?

Sosyal bünyemiz farklı hastalıklarımız da farklıdır. Tıp âlemi doktorlar eczacılar iyi bilir “her bünyeye göre reçete” yazılır.

Batı’nın hastalıkları farklıdır, Sosyal yaşamları bize asla benzemez, ne hasletleri ne beklentileri ne teknolojileri eğitimleri hayata bakışları kararları “insani” yanları hayata bakış açıları…

Onların reçeteleri kendilerine göre yazılmıştır.

Her zaman söylerim bize uygun reçeteler bize uygun olmalıdır. Tahliller tetkikler üniversiteler niye var?

İlim irfan bilim teknoloji insanlık için değil mi, biz de “insan” değil miyiz?

Başka kültürlerden alacağımız bilgileri tenkit ve tahlillerden geçirmeden almak ve çözümmüş gibi sunmak bana göre çare değildir. Ayar tutmaz…

Bir kere bu ülkedeki “hain” sayısı dünyanın birçok ülkesinden daha fazladır, dolandırıcısı, sahtekârı yalancısı hatta korkağı da…

Bir gerçek var kabul etmeliyiz; Bu ülkede uyuyan bir dev yok, sınırsız bir güce sahip değiliz.

Etimiz ne budumuz ne bizim, kendimiz dev aynasında görmenin ne anlamı var?

Ne yani biz 21 yüzyılda çok mutluyuz da atalarımız değiller miydi?

Dikkat ettiniz mi son elli altmış sene de sinema ve roman dünyasına kazandırılan bir tek mutlu sonla biten, ölümsüz  aşk hikâyesi ve kahramanları yok, ülkede.

Olsaydı durup durup, döne döne Kanuni Sultan Süleyman dönemleri çekilir Hürrem Sultanın döşü çok açık diye Başbakanın fırçası yenilir miydi?

Oysa atalarımızın zamanından bugünlere gelen yüzlerce aşk kahramanları sevgi romanları, tarihe ışık tutan efsaneleri var. Anketlere göre “mutluymuşuz” Madem onlardan daha mutluysak saydıklarım şimdi niye yok…

İnsanın her istediği olacak diye de bir şey yok dünya da. Mutlu olmak için “İstemek” ve bunun için de güçlü bir irade gerekir. Önemli olan bu iradeye sahip olup bencillik tuzağına düşmeden kişiliğimiz yüceltmektir…

Uzattım, ama farkındayım; “Akil insanlar” zaten çok akıllı insanlar biliyorum, akıl verecek değilim ama.

Hem bugünün iktidarına hem muhalefetine hem de vatandaşlarımıza bir tavsiyem var;

“Ülkemizin hastalıkları bellidir bu ülke için sadece bizi iyi edecek bize ait reçetelere ihtiyaç var…”

Beyler bayanlar; Madem sizden istedikleri gibi görüş alışverişi yapacaksınız, bari “Batı”  reçetelerini bize umar diye dayamayın olur mu?

Yoksa bu hasta ya ölecek ya da sakat kalacak hayat boyu. Hem farkında mısınız asıl profesörler asıl cerrahlar yazarlar sanatçılar yanınızda yoklar…

Eh o zaman da siz halinizi düşünün, şunu da hiç unutmayın; siz şu anda bir yığın azgın ve kızgın köpek arasına atılmış minicik bir kedi gibisiniz. Örneğe bakın ve şimdi açıkça söyleyin; yanlış “reçete” sonrasını hiç düşündünüz mü?

Hayır diyorsanız bence gidin evinize bir sıcak çay demleyin, mis gibi kokanından, dibi kalın çay bardağının içine bir kaşık toz şeker atın, karıştırın ve için…

Ülkeyi daha fazla karıştırmadan da karar verin olmaz mı?

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..