Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '10

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Red cephesi dağılıyor mu?

Red cephesi dağılıyor mu?
 

Bugüne kadar "Kürtlere özgürlük" türküleri çığıran BDP'liler, İktidar Partisinin "alın size özgürlük" anlamındaki değişiklik paketini ortaya sürmesi üzerine, "istemezük" şarkılarına başladılar. Merhum Ahmet Kaya'nın tabiriyle "bu yaman çelişki" çok kişi gibi, BDP tabanını da afallattı.

MHP'nin 12 Eylül de ıslatılıp ıslatılıp dayak atılan ülkücüleri, partilerinin 12 Eylül cuntacılığı ile hesaplaşan Anayasa değişikliğine "hayır" dediğini duyunca şaşkına döndü.

Red cephesinden, bir tek CHP'nin hayranları sukut-ı hayale uğramadı. Çünkü onlar da bizler de biliyorduk ki, CHP darbeyi de darbeciyi de sever. Anayasa değişikliğinin gerçek "mağduru" da yine CHP zihniyeti olacaktır. Bu yüzden, onlarda bir tavır değişikliği beklemek abesle iştigal olacaktır.

Günler geçip referandum günü yaklaştıkça "Red cephesi"nde bir çözülme gözlemleniyor. Gerek BDP'nin tabanı, gerekse MHP'nin ülkücüleri, ilk şaşkınlıklarını üzerlerinden attıktan sonra, itirazlarını açıktan dile getirmeye başladılar partilerine.

Her iki parti de "pabucun pahalı" olduğunu, sırf siyasi ikbal kaygısıyla "hayır" demenin, bu siyasi ikbale de faydası dokunmayacağını anlamaya başladı.

Varlığını "Kürt meselesi" nin çözümsüzlüğüne dayandırmış olan BDP ile MHP, tabanlarının "kan üzerinden çözüm olmayacağı" inancını, biraz da öfkeyle, dile getirmeleri üzerine meydandan sıvışma yolları aramaya başladılar.

Bence doğrusunu yapıyorlar. Politikacıların kendi siyasi ikballerini düşünmeleri çok normaldır. Bu bakımdan siyasi rakiplerinin palazlanmasını istemezler.Ancak, bu defa durum siyasi mücadelenin çok ötesinde. Millet, otuz yıldır akan kanın durdurulmasını, ülkenin barış ve huzura kavuşmasını istiyor. Bunun bedeli, bazı siyasi partilerin silinmesi olacaksa, olsun!...

Yine de, sağduyunun galip gelmesi ve bu iki siyasi partinin "hayır da hayır vardır" ısrarını sürdürmemesi, hem onlar için hem de demokrasimiz için olumlu olacaktır bence...

Neden Ramazan bayramımızı, demokrasi, hukuk ve özgürlük bayramı haline getirmeyelim ki...

Millet bunun farkındaydı zaten, milletin temsilcileri de farkına varmak zorunda kaldı.

12 Eylül 2010 günü tüm Türkiye halkı olarak "bayramlaşmak" dileğiyle!...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..