Refer/andum

12 Eylül 2010 yapılacak referandum için siyasi partilerin propagandaları tam gaz devam ediyor. Öyle bir gaz ki toplumun bir çok kesiminde seslendirilen “siyasi ihtirasların toplumun birliğine zarar verir” endişeleri adeta hiçe sayılıyor. Buna ilaveten meydanlarda liderlerin birbirlerine kullandığı üslupta bu olguyu ziyadesiyle beslemekte. Fakat bunu dikkate alan kim? İktidar partisi mi ana muhalefet mi yoksa yavru muhalefet mi? Hiçbirisi. Yazıktır, günahtır. Yıllar öncesinde bu ülkeyi sağ-sol diye bölenler anlaşılan şimdi de "Referanduma evet veya hayır" diye bölüyorlar. Bu ülke potansiyelini ve enerjisini malum kısır çekişmelere değil dış dünyada ki gelişmelere odaklanarak harcamalı. Ayrıca referanduma gidecek anayasa hakkında toplumumuz ne kadar malumat sahibi?Bu da ayrı bir tartışma mevzuu. Burada politikacıların mesuliyeti olduğu kadar toplumun da büyük bir mesuliyeti olduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz. Milletin kendisini yönetecek ve haklarını kendisine beyan edecek anayasa hakkında malumat sahibi olmadan hadiselere partizanca yaklaşarak vereceği her oy yine kendisine bir eksi olarak yansıyacaktır. Acaba milletimiz bundan önce ki iki anayasaya ne ölçüde bilgi sahibi olarak oylarını vermişlerdir? Diye de sual etmeden yapamıyorum. Hakikatten millet bilinçli bir şekilde söz konusu anayasalara oy verdiyse neden tekrar darbeler yapıldı? Neden yeni anayasalar ilan edildi? Eğer bu anayasa içinde eski yaklaşımlar sürdüğü müddetçe yapılacak anayasanın kaderinin eskilerinden bir farkı olmayacağı gün gibi aşikâr. Bundan dolayıdır ki milletçe okumadığımız bir anayasa hakkında, malumat sahibi olmadan kararımızı vermememiz gerektiği kanısındayım. Yanlış mı düşünüyorum?