Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Kamu Yönetimi Bilim Uzmanı ABDULLAH BEDELOĞLU

http://blog.milliyet.com.tr/abdullahbedeloglu

03 Şubat '17

 
Kategori
Sosyoloji
 

Referandum ve evet-hayır diyalektiği

Türkiye’deki siyasal sistem kısmi meclis hükümeti sistemidir. Yasama yürütme organının parçasıdır. Yasama ve yürütme organı ayrılmamıştır. Meclis başkanı aynı zamanda yürütmenin de başıdır. Anayasa hükmü olarak cumhurbaşkanına vekâlet organıdır. Bakanlar da meclis içinden olduğu için şeklen ve ruhen meclisin yürütme ile kuvvetler birliği oluşturmasına sebep olmuştur. 18 Maddelik yeni anayasa değişikliği yürütme ve yasama kuvvetini ayırmaktadır. Yasama ve yargının yürütmeye karşı kuvvetler birliği oluşturmasını sağlamayı hedeflemektedir.Anayasa değişmeden siyasal ve yönetsel problem “seçim kanunu”, “ bütçe kanunu” ve siyasi partiler kanununda değişiklik yapılarak çözümlenebilirdi.

Anayasa değişikliği neden yapıldı? Prof. Sami Selçuk,(7 Temmuz 2016’da) "cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini mevcut anayasaya aykırı bulduğunu" söyledi. 2007 referandumunda Türk milletinin %67 si Anayasaya aykırı olarak cumhurbaşkanını halk seçsin demiştir. Anayasada cumhurbaşkanını halk seçer maddesi yer alırken dahi aykırılık savı ileri sürülmüştür.Referandumdan hayır çıksa ne olur? Seçim, bütçe ve siyasi partiler kanununda değişiklik yapılarak yönetim krizini çözer.

Referandumdan evet çıksa ne olur? Yine seçim, bütçe ve siyasi parti kanunlarında değişiklik yapılarak yönetim ve siyasi kriz sorunları çözülmeye çalışılacak.

Türkiye’deki yönetim krizi(cumhurbaşkanlığı seçim krizi) ve siyasi krizi çözmek için cumhurbaşkanının yetkilerini sıfırlayarak sembolik temsil getirmek ya da yarı başkanlık sistemi getirerek başbakanın yetkilerini sıfırlamak gerekiyordu.  

Referandumun anayasa değişikliğinin bir başka sebebi askeri müdahaleleri ortadan kaldırmaktı. Askerin yönetim üzerindeki ağırlığını azaltmayı, polis teşkilatını sayısal olarak, kalite teçhizat ve yetkilerle güçlendirerek zaten yapmışlardı. Askeri müdahaleyi engellemenin bir başka yolu asker birini cumhurbaşkanı seçmemek olmuştu. Askeri müdahaleyi kaldırmanın bir başka yolu cumhurbaşkanı olarak emekli olmak, yeni nesil siyasetçilerin önünü açmak oldu. Yürütme erki üzerinden askeri vesayet ve askeri müdahale ihtimallerini ortadan kaldırma retoriği anayasal metine dönüştü.Demokrasi anlayışı siyasi iktidarı ele geçirme ve her ne pahasına olursa olsun elde tutma yerine memleket meselelerine sorun bulma, eğitim, enerji, sulama, istihdam, ticaret sorunlarını çözme odaklı olmaya başladı. Bunlar güvenlik açıkları doğurdu mu? Terör eylemleri oldu mu? Yeni teknoloji, istihbarat, yönetim erki teröre etkin cevap vereceğini de gösterdi mi? Sınır ötesi terör odakları gerekli tedbirle mukabele gördü mü? Zamanla daha sağlıklı bu sorular cevaplanacak.     

Yüzde otuz oy alana tek başına iktidar hakkı vermenin toplumda ayrışma ve çatışma getirdiği sorunları derinleştirdiği ve çoğalttığı tecrübe edilmişken yüzde elli ile iktidar olma şartı getiren sistem ile toplumsal bütünleşmeyi sağlama arzuları bir çözüm olarak görüldü.

Yönetim şeklini değiştirecek anayasal değişiklik neden zorunlu oldu? Cumhurbaşkanlığı seçim maliyeti, cumhurbaşkanlığının başbakanlığa göre yetki azlığı, milletvekili ve başbakan birlikteliği seçim ve hükümetin oluşması açısından başbakanı güçlü kılıyordu. Yine bütçe kanununu hükümetin düzenlemesi başbakanı yani hükümeti güçlü yapıyordu.

Halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı seçimi kampanyası, hükümet ve yasama seçimi heyecanı, coşkusu oluşturamayacaktı. Bu yüzden cumhurbaşkanlığı seçiminde başbakanın ve milletvekillerinin seçim kampanyalarına katılması gereksiz mali külfet konumundaydı. Cumhurbaşkanı adaylarını seçimde yalnız bırakma eğiliminde olacaklardı. Şimdi yeni anayasa değişikliği ile başbakanlık seçimi kalkıyor. Yasama ve yürütme seçimi cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte olacak. Seçim nedeniyle yalnızlaştırma kalkacak, mali destek, bütçe kanunu oluşturma hakkı ile halkı ilgilendirme oluşacak, bu da seçim coşkusu getirecek.

Başkanlık sisteminin seçim kanunu nasıl olur? Beş yıllık seçim dönemi ve cumhurbaşkanının sadece iki dönem seçilebilir hükmü gelir. Cumhurbaşkanı ilk turda %50 oy alamazsa ikinci tur seçime gidilir. İkinci tur seçimde en çok oyu alan iki aday, seçimde aday olabilir. Halkta oy kemikleşmesi nedeniyle getirilen %10 baraj sorunu kalkar. Oy kemikleşmesi sorunu çözümlenmiş olur. Yani yeni seçim kanununda %10 barajı olmamalıdır. Çünkü yeni sistem bunu çözecekti.

Aday

François Hollande

Nicolas Sarkozy

Parti

Sosyalist Parti (Fransa)

Halk Hareketi Birliği

Aldığı oy

18,000,438

16,869,371

Oy oranı                                                             %51.                                %49.38

2012 Fransa cumhurbaşkanlığı seçimleri, Fransa'da, ilk turu 22 Nisan 2012 tarihinde, ikinci turu 6 Mayıs 2012'de yapılan seçim.

Aday

Nicolas Sarkozy

Ségolène Royal

 

Parti

Halk Hareketi Birliği

Sosyalist Parti (Fransa)

 

Aldığı oy

18,983,138

16,790,440

 

Oy oranı                                                    53.06%                          46.94%

22 Nisan ve 6 Mayıs 2007

Ancak anayasa değişikliği 2.tur seçimde salt çoğunluk yerine adi çoğunluğu getirmiş bu da oy kemikleşmesi sorununun devam etmesine sebep olacaktır.

Sonuç olarak başkanlık sisteminin amacı çoğunluk iktidarı oluşturmaktır. Cumhurbaşkanı seçim usulünde 2.tur oylamada salt çoğunluk değil adi çoğunluğun aranması azınlık iktidarlarının ülkeyi yönetmesinin devam etmesi olacaktır. Bu da cumhurbaşkanı seçimlerinde sürpriz sonuçların doğmasına yol açacaktır.

YARGI BAĞIMSIZLIĞI
1982 Anayasasına göre HSYK (Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 7 Asıl, 5 Yedek Üyeden oluşur. Kurulun başkanı Adalet Bakanı, Yargıtay Genel Kurulunca seçilen 3 asil, 3 yedek üye, Danıştay Genel Kurulunca seçilen 2 asil, 2 yedek üye, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Doğal üye
Yeni anayasa değişikliği 1982 Anayasası hükmünü aynen kabul etmek istemiş ancak teşkilat yapısındaki değişiklik yüzünden düzeltme(tashih) yapmıştır.
2017 Anayasa değişikliği yargı bağımsızlığı ile yeni bir düzenleme içermemektedir.
 
YASAMA BAĞIMSIZLIĞI
Yasama bağımsızlığı yeni anayasada Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erer hükmü ile yasama yürütme ayrımı sağlanmıştır. Bunun yasama organını daha bağımsız kılacağı düşünülmüştür. Yine cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisine, yasama erkinin yetkisini elinden alarak yapmasını engelleyici sınırlar konulmaya çalışılmıştır.

(18 maddelik anayasa değişikliği teklifinin tam metni - Evrensel.net)

Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir. Cumhurbaşkanı, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilir. Kararnameler ve yönetmelikler, yayımdan sonraki bir tarih belirlenmemişse, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girer. Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.”

Eğitim reformu ile 12 yıllık zorunlu eğitim getirildi. Kaliteli iş gücü ve bilinçli yani iradeli, reşit insan, bilinçli seçmen yetiştirme hedeflendi. Ancak istihdam yolları açılmadı. İstihdamı sağlayacak girişimler yetersiz ve ticaret ülkeler arası kriz yüzünden tıkandı. Köle olarak yaşatacak ücret politikaları hala yürürlükte bulunuyor.

Halkını köle olarak istihdam eden devlet ve hükümetlerin geleceği olamaz.

Abdullah Bedeloğlu

 
Toplam blog
: 152
: 2363
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yü..