Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Referanduma neden "Hayır" diyelim-9

Referanduma neden "Hayır" diyelim-9
 

Sonunda başarıldı. Demokrasi gerçekleşti. Sivilleştik.

Sivil iktidarın istediği generaller terfi ettirildi. Demokrasi de böyle olmalıydı zaten.

Oysa harp akademisinden itibaren askerler hep aynı testereden geçerek biçimlendirilir. Kalıptan çıkmış gibidirler. Hepsinin genel kurmay başkanı olmak gibi bir hayali vardır. Hepsi Atatürk'ün oğlu gibi hisseder kendini, hatta Junior Atatürktürler bir nevi. İyi birer asker, iyi stratejisttirler. Onların geninde vardır bu. Bunun yanında en az Atatürk kadar da siyasetin içinde hissederler kendilerini. Atatürk'e de böyle benzenir zaten.

Zamanı gelince demokrasiyi dizayn etmek istediklerinden darbe yapmak/ muhtıra vermek su içmek gibi onlar için. Faşizmden korktukları için 1960, komünizmden korktukları için 1971 ve 1980 darbelerini, irticadan korktukları için de 28 Şubat 1997 ve 27 Nisan 2007 muhtıralarını vermişlerdir. Ve ne yazık ki bu müdaheleler stratejik ortağımız ABD ve CIA bilgisinde yapılmıştır. CIA, gladiosu ile bu ülkeyi kaosa itmekte ve vatansever ve Atatürkçü askerlerimiz de onların izniyle demokrasiye müdahil olmak zorunda kalmaktadır. Bu komik oyun sürekli olarak tekrarlanmakta ve devam etmektedir. Halbuki dizayn edilen siyasetimiz ve demokrasimiz değil, ABD'nin yürümemizi istediği rotadır. Her nasılsa bunu vatansever ve Atatürkçü askerler yapmıştır. Atatürk'ün tam bağzımsızlık sevdası aklına gelmez bu zatların her nedense...

Askerlerin hepsi irticaya ve demokrasiye Atatürk gibi bakarlar, böyle bakmayan zaten terfi edemez, o kademelere gelemez. Askerler esas olarak çok benzeşmelerine rağmen bir konuda mutabık değillerdir. Bunlardan bir grup "Amerikanın dünyaya medeniyet dağıttığına inanırlar ve eğer bu ülke dünyada başarı yakalayacaksa NATO ve ABD ile birlikte yürümelidir." fikrindedir.

Buna karşı çıkanların fikri ise "NATO sadece ABD'nin çıkarlarına çalışır, bizim çıkarlarımızı hiçbir zaman gözetmemiştir, ABD, NATO sayesinde bizim istihbarat sistemimize çöreklenmiştir, CIA gladiosu ve propaganda araçları ile bizim irademizi yönlendirmekte ve gerektiğinde bizim dışımızda ülkemizde kaos yaratmakta, yine bu kaos ortamları bize darbe, zulüm ve sömürü olarak geri dönmektedir. ABD sömürgeci bir ülkedir ve NATO da onun sömürgeciliğinin teminatıdır. Biz NATO'yla birlikte olarak onların sömürge sistemine yardımcı olmaktayız." şeklindedir.

Hükümet YAŞ kararlarında irtica karşıtı generalleri allem etti kallem etti terfi ettirmedi öyle mi? Yalan.

Generallerin tamamı irticaya karşıdır. Olan yargının itibarına oldu. Yine bir taşla iki kuş vuruldu. Hem yargı, hem ordu itibar kaybetti. Yargı şaibe altında kaldı. Anayasa değişikliği kabul edilirse AKP'nin yargıda estireceği entrikaları şimdiden görmek zor değildir. Peki değişen ne oldu?

Değişen şudur: ABD gelecek yıl İran'da yapılacak müdahele ile bu bölgede bir operasyona girişecektir. Bir taşla iki kuş vurmak gibi bir planı vardır. İran'ı bertaraf ederken K.Irak'ta oluşan altyapıyla birlikte Türkiye'de çok çetin bir iç savaş çıkaracak - ki bunların provaları Dörtyol ve İnegöl'de yapılmıştır, ve bunları organize edenler de CIA gladiosu, yani hapishanede sanılan ergenekonculardır / ergenekonculardan bir tanesinin bile amerikancı olmaması nasıl bir yalanın içinde olduğumuzun teyididir.- ve devamında NATO ile birlikte BM barış gücü adı altında bu bölgeye çöreklenecektir. Gerekçeler ise çok bildiktir.

İşte bu operasyon sırasında TSK üst kademesinde NATO'ya karşı olmayan ve bu işlem sırasında fazla itirazı olmayacak kişiler olmalıydı.

YAŞ krizinin çıkış nedeni de budur. Yoksa irticaya karşı olmayan subay bulmak gibi bir şans zaten yoktur. Ve bu konuda irade AKP'ye de ait değildir. AKP okyanus ötesinden gelen talimatları uygulamıştır.

YAŞ kararları sırasında sayın Başbakanımızın, ABD'nin sayın başkanı Obama'yla neden sürekli telefonda konuştuğunu hiç düşündünüz mü? Çünkü kimde mutabık olunacağı konusunda Obama'dan teyit alınmalıydı.

İşte işlem budur. Bu ülkenin iradesini işte böylesine başkalarına teslim etmek gibi bir gaflete düşen bu hükümetin yaptığı, Atatürk'ün gençliğe hitabesinde dediği gibi"... Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin(=işgalcilerin) siyasi emelleriyle tevhit edebilirler(=birleştirebilirler) " ile özdeş olduğunu düşündüğüm için bunların hazırladığı demokrasi kandırmacasına " Hayır"

 
Toplam blog
: 105
: 3914
Kayıt tarihi
: 05.11.08
 
 

İ. Ü. İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler 1989 mezunuyum. 1993'ten beri uluslararası fındık ..