Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '17

 
Kategori
Söyleşi
 

Referandumu kim kazanır

Referandumu kim kazanır
 

Kelimelerin gücü! Konuşmacıların kelimeler üzerindeki gücü! Argümanların kendi içinde tutarlı olması (coherence, internal consistency)! Argümanların önce konuyla ilgili olması (relevant), sonra (ikincil olarak) doğru olması (true) ve sonra (üçüncül olarak) yeterli (sufficient) olması prensibi. Biraz açalım, ileri sürdüğünüz argüman eğer konuyla veya soruyla ilgili değilse, doğru olması hiçbir mana ifade etmez veya hiçbir değeri olmaz. Siyasetçiler bu hileye sıkça başvuruyorlar, siz bir şey soruyorsunuz, onlar biraz sonra başlıyorlar başka bir şey anlatmaya.

Büyük insan kitlelerini ikna edebilmek için hatiplerin kelimeleri iyi kullanabilmeleri, sözcüklere hakimiyetleri çok önemlidir. Örnek mi istiyorsunuz? Romalı avukat, siyasetçi, filozof ve devlet adamı Çiçero; üstelik kekeme. Başka örnekler, Büyük İskender, Sezar, Romalı Senatörler, Lenin, Hitler, Atatürk, J.F. Kennedy’nin yazdığı “Fazilet Mücadelesi” kitabında bahsettiği Amerikalı Senatörler ve daha pek çok güçlü hatip.

Güçlü hatipler inandıkları ilkeleri savunurlar, konularını çok iyi bilirler, tabir caizse herkesten daha iyi, en azından bütün muhaliflerinden veya rakiplerinden iyi bilirler. Bu sebeple lafı dolandırmaya, yalana, dolana, laf kalabalığına, mügalataya (demogojiye), yapmacık hamasete ihtiyaç duymazlar. Samimidirler, içtendirler, nettirler, söylediklerine önce kendileri inanmaktadırlar ve söyledikleri bilgiye dayanır. Öyle içten konuşurlar ki, öyle samimi, öyle coşkuludurlar ki, dinleyenleri adeta büyülerler, transa geçirirler. Yürüttükleri muhakeme (inference) genel savlarıyla ilgili, yani konuyla ilgili, savlarını desteklemek için kullandıkları deliller ve argümanlar doğru ve yeterlidir.

Bildiğim kadarıyla Türk halkı, kavgacı üsluptan, hakaretamiz hitaplardan, suçlayıcı üsluptan hoşlanmamaktadır. Tam tersi sakin, ağırbaşlı, akla, mantığa ve aklıselime seslenen kavgacı olmayan üsluptan hoşlanmaktadır. Bazılarının sandığı gibi cahil ve geri değildir veya cahil ve geri olanlar bile, bu durum, mantığına veya aklıselimine hitabeden söylemleri anlamasına mani değildir. Esas itibariyle kendisiyle anlatılan konular quantum fiziği veya karmaşık kimya formülleri değil, eğitimsiz insanların bile anlayabileceği konulardır. Halkı cahil ve geri ön kabulüyle başlayan her konuşmacı baştan kaybetmeye mahkumdur. Buna samimi olarak inanıyorum ve kesin olarak eminim. Eğer böyle yapanlar olursa bunların referandumda kaybetme olasılığı yüksektir.

Neticede 17 Nisan referandumunda eveti ve hayırı savunan konuşmacılar her iki konuda söylenebilecek her şeyi söyleyecekler ve halk da bu söylenenleri büyük oranda anlayacaktır. Ondan sonra halkın vereceği, daha doğrusu çoğunluğun vereceği kararın en isabetli karar olacağına inanıyorum. Bu karar  mutlaka saygıyla kabul edilmesi gereken bir karar olacaktır. Konuşmacıların yapmaları gereken şey, konudan sapmadan, yalan yanlışa sapmadan, lafı dolandırmadan, demogojiye (mugalataya) sapmadan, mantık hilelerine başvurmadan, karşısındakilere saygısızlık etmeden, rahatsız etmeden, sıkmadan, onları hafife almadan savlarını yapabildikleri en iyi şekilde savunmalarıdır. Umarım iyi hatipler görürüz, iyi hatipler dinleriz. Halkımızın iyi hatipler dinleme hakkı vardır. Meydanlara ve TV’ lere iyi hatipleri çıkaramayan tarafın daha sonra neden kaybettik diye şikayet etmeye hakkı olmayacaktır.

 
Toplam blog
: 326
: 941
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

Okullar: TED Ankara Koleji, ODTÜ, Bogaziçi Üniversitesi (Master) İş Hayatı: Philips, Anadolu Endü..