Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '21

 
Kategori
Blog
 

REFERANS-TAVSİYE

                                                 

 

 Referans, iş bulmak için CV üzerinde bir kişi veya kurumun, iş arayan kişiye güvenilebileceğini onaylayan belgedir. Onun sektördeki iş tecrübesini anlatır ve karşı tarafta daha büyük bir güven oluşmasına olanak sağlar. Toplum arasında tavsiye, güvenilir kaynak olarak biliniyor. Bu geleneğin eşitlikten uzak bir uygulama olduğunu düşünüyorum.

Tavsiye mektubu, … dan selam, Falancadan kart, filancanın yeğeni, referansı güçlü v.s uzar gider.  Referans; son yılların en çok işittiğimiz sözcüğü sanırım. Gerek çevremdekilerden gerek kendi çocuklarımın iş arama süreçlerinde olmazsa olmaz bir şarttı. Halen de daha güçlü daha saygın daha daha ne varsa söylenebilecek aranan koşullar gittikçe ağırlaşıyor. Bu durumda iş arayan tarafın da iş veren tarafın da haklı olduğu yönleri var elbette, ancak benim kast ettiğim durum, eşitlik, şeffaflık ve kişinin varlığına, özüne güven *“Güme gidiyor.” onuru zedeleniyor, geleceğe dair umutları eriyip yok oluyor ne yazık ki;

İş olanaklarının artırılması yerine mevcut iş yerlerinin de bir bir kapanmak zorunda kaldığı zor bir süreçten geçiyoruz. Fakat bütün bu koşulların dönemle ilgisi yok yani pandemi döneminden önce de işsizlik hat safhada, adeta iş aslanın ağzında bile değil haldeydik, korona illeti de tuz biber oldu. Bu “referans”  olayına takmış durumdayım, insan olarak neleri kaybettik ki; kişilik, eğitim, diploma, sertifika, tecrübe hiçbir şey yetmez oldu. Kendi dönemime baktığımda iş olanakları daha çok, referans sözcüğü hiç yoktu. Öğrenci okul tatil olur olmaz bir sanatkarın yanına çıraklığa başlar. Kapısında personel arandığına dair bir not varsa çalıp kapıdan içeri girebilir, iş arayanın kendisi olduğunu rahatça söyleyebilirdi. İşveren de yüzüne baktığı gencin konuşmasından, halinden tavrından, işine yarayıp yaramayacağına kanaat getirerek, çoğunlukla hadi şuradan başla deyiverirdi.

Ne bu kadar ilan olanağı var ne kime boyun eğsem ya da anne babam eğilse de bir referans bulabilse çilesi yoktu, iki binli yılların başlarında bile çalıştığım yerlerde arkadaşını alıp getiren çocuklara, kimdir? Referansı var mı?  Demeyi bile düşünmedik, ne çalıştığım yerler de ne de kendi işlettiğimiz marketimizde sormadık, şimdilerde ise sınavlar, diplomalar, yılların emeği yetmiyor. 

Üzülüyorum gençlik adına ve diyorum ki; eskiden olduğu gibi iş yeri açabilenlerimizin sayısı artsın, açabilenler güvenebilecekleri çalışanlarla buluşabilsin, gençler de kapısını çalıp girdiği iş yerlerinden boynu bükük dönmesin, “biz sizi ararız!” “refransın kim?” sözcükleri yerini güvene bıraksın, kendisine güvenilen genç o güveni hak edebilmek için zaten çabalayacaktır. Yeter ki siz aracıya gerek duymadan kendisine güvenin. Güzelim gençlerimizin hayalleri yıkılmasın, pırıl pırıl beyin gücümüz “güme gitmesin!”  

İşverenler için önemli bir güvence sayılan tavsiye mektuplarına güven azalmadıkça, işsizlik oranları azalmayacak gibi görünüyor. Çünkü son yıllarda işe alımlarda siyasi ve ekonomik kaynaklar fazlasıyla devreye giriyor. Eskiye dönebilmeli bu anlamda düzen diye hayal ediyorum. Geçmişte tek bavulla büyük şehirlere gelen gençlere hem iş hem aş hem de yatacak yer verebilen patronlar vardı. Tarih yazmadı bu şekilde işe alınıp da patrona ihanet eden kimseyi, O zaman neden gençlerimize güven duymuyor büyüklerimiz? 

 

*Filozof. Prof.Dr. İoanna Kuçuradi (İYİ ANA)

 

 
Toplam blog
: 209
: 350
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Kurşun kalemden gelen ağaç kokusunun kağıtla buluşma büyüsüyle yoluna devam eden, Lise mezunu, ha..