Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '09

 
Kategori
Siyaset
 

Rekabet sisteminin faturası

Rekabet sisteminin faturası
 

Bizler, rekabet sisteminin yararları yönündeki söylemler içine büyüdük; büyütüldük…

Zihinlerimize işlenen ve sürekli olarak yinelenen en büyük “yarar” şuydu:

- Rekabet, ekonomik gelişmenin motorudur…

- Rekabet, üretilen metaların kaliteli olmasını sağlar.

- Rekabet, üretilen malın fiyatını [kendiliğinden] en düşük düzeyde oluşturur…

Ve “milli” olması gereken eğitim sistemimiz [yani milli eğitimimiz], genç kuşakları rekabet kamçısıyla döve döve yetiştirdi:

- Oğlumuz sınıfının birincisi…

- Kızımız, sizin kızdan iki gömlek yukarıda…

- Bizim arabamız sizin arabanızı öper…

- Biz şu semtte oturuyoruz… Peki ya siz?..

Toplumumuz içine işte böyle bir rekabet duygusu pompalandı yıllar yılı…

İnsanlığımız bu çarkların arasında öğütüldü, un edildi!

Gençlerimiz bu amansız ve insafsız it dalaşının çevresinde yetiştirildi…

Tohumlar ekildi, fidanlar uç verdi… Ve sıra hasat zamanına geldi, dayandı…

İnsan, insanın kurdudur, özdeyişi… İnsan, insanın dostudur söylemine yenik düştü yıllar boyunca!..

Peki, ne oldu sonunda?..

Ne oldu?.

Birbirinin gözünü oymakta ustalaşan bir “güruh” niteliğine büründük toplumca…

Siyaseti, bir hizmet gönüllülüğü olmaktan çok uzak bir kör dövüşü olarak yaşadık ve yaşattık…

Edebiyatı, Ali-Cengiz oyunlarının ardında bir ödül-paylaşım-düzenbazlığı olarak yaşadık ve yaşattık…

Ekonomiyi, her türlü hile, sahtecilik, düzenbazlık ve adam kazıklama ehliyeti olarak yaşadık ve yaşattık…

Ve insanlığı, naylon bir vitrin süsü olarak kullandık!... Yaşadık ve yaşattık!..

Peki, niçin böyle yaptık?

Neden yaptık?.. Niye yaptık?

Çünkü, kapitalizmin kanunlarını, doğanın yasalarıy[mış gibi!] öğrettiler bizlere…

Kapitalizmin, emperyalizm çağında, insanlığın can düşmanı olan topyekûn bir saldırganlığın adı olduğu gerçeğini ısrarla sakladılar bizlerden…

Emperyalist saldırganlığı ortadan kaldırmadan, toplumların toplumlarla, insanların insanlarla topyekûn bir dostluk ortamı oluşturamayacağı gerçeğinin üzerini örttüler itinayla, ısrarla ve inatla…

Ve sonunda, yolun sonuna geldik…

- Deniz bitti!..

İşte mesele budur…

Bunu görebiliyor musunuz?

Çağımızın bu önemli gerçeğini, anladığınızı biliyoruz, idrak edebiliyor musunuz?..

İdrak etmek de yetmez… Bu gerçeğin motivasyonunu, yaşamınızın dinamosu haline getirebiliyor musunuz?

İşte asıl mesele budur!..

http://www.soruyusormak.com/

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..