Reklamın böylesi..!

Ankara Büyük Şehir Belediyesi Başkanlığı tarafından, şehrin muhtelif yerlerine “ANKARA ‘NIN 20 YILLIK SU İHTİYACINI KARŞILADIK” pankartları astırılmış. Ben Ankarara’da yaşayan bir birey olarak suyun kalitesini beğenmesem de, getirilmiş oluşuna memnunum. Çünkü, susuz kalıp perişan olabilirdik. Ankaralı hemşehrilerimizin bir kısmı , "başka yerlerden daha kaliteli su getirilebilirdi" diyorlar. Belki de doğrudur dedikleri. Ben, gelen suyun kalitesinden ziyade, kullanım biçimiye ilgili görüşlerimi aktarmak istiyorum.

Geçen yaz aylarında suların kesilmesi arefesinde, su tasarrufu ile ilgi, belediye yetkililerince bir dizi tedbirler uygulamaya konuldu. Bu tedbirler sonucu bir hayli tasarruf yapıldığı yetkililerce kamuoyuna duyuruldu. Bu sıkıntılı dönem, Kızılırmak suyunun getirilmesiyle sona erdi, ancak, halkımız eski su kullanma alışkanlığına hemencecik dönüverdi.

Su israfı konusunda muhatap olduğum birkaç kişiyle aramızda geçen diyaloğu aktarmak istiyorum: Kendi oturduğum ve komşu apartman sakinleri evlerinin önünde halı, araba yıkamaya başladı; Yanlarına varıp, şehir şebekesinden gelen suyla halı, araba yıkanamayacağını söylediğimde, " Ankara’nın 20 yıllık suyu var’ seni ilgilendirmez "diyerek beni azarladılar. Düşünebiliyor musunuz, ”ÖVÜNMEK İÇİN” veya “BİLGİLENDİRMEK” için asılan bir pankartın, insanlarımızı nasıl israfa yönlendirdiğini.....!? Bizzat şahit oldum... Öyleyse, yetkililler ne söylediklerine, ne yazdıklarına, ne yaptıklarına çok dikkat etmelidirler değil mi?.

Unutulmamalıdır ki, var olan kaynaklarımız, küresel ısınma ve hoyratca kullanma neticesinde her geçen gün azalmakta ve yok olmağa doğru gitmektedir.

İnsanlarımız reklam yolu ile bilgilendirilecekse, "TEMİZ HAVA VE TEMİZ SU OLMADAN "yaşanamayacağı yönünde reklam, ilan, afiş, film vs vasıtalarla bilinçlendirilmelidir.

Fevzi GÜLTUNA