Rekora doymayan türk sineması…

Genel olarak Türk dizileri hakkındaki fikrim net ve açık… Okul müsameresi tadında, bol makyajlı, vakit kaybı olarak değerlendirilebilecek, 2. yada 3. sınıf seyirlikler… İçlerinden en kalitelisi diye nitelendireceklerim bile orta derecede güzelliği geçemezler gözümde…

Ama konu Türk Sineması ise, son dönem yapımlar hakkında bam başka şeyler söylerim… Çağan Irmak, Nur Bilge Ceylan gibi bağımsız sinemanın en önemli temsilcilerinden tutun da Cem Yılmazlara ve Şahan Şahan Gökbakırlara gelinceye dek, devrim niteliğinde büyük bir kabuk değişimi yaşıyor sinemamız…

Kalite olarak da değerlendirecek olursak, bu sınıflamada neredeyse dünya ortalamasını yakaladığımız söylenebilir… Elbetteki bu tablo, seyirciden aldığı pozitif elektrikle, gişelere de yüklü hasılatlar olarak yansıyor…

Bu doğrultuda geçen yıl olduğu gibi bu yılda Türk sineması etiketi taşıyan filmler, Avrupa ve Amerika çıkışlı filimlerisollayarak, yeni bir seyirci ve gişe rekoruna imza attılar… Geçen yıl 22 milyonu aşkın seyirci ve 191 milyon TL. ile kapatan sinemamız, 2011 in ilk 6 ayında daha şimdiden 13 buçuk milyon izleyiciye ulaşarak yeni bir rekorun müjdesini verdi bizlere…

Seyirciye saygı duyan bir düsturla işe başlayan yönetmenler, masrafsa gani gani masraf, teknolojiyse en has teknoloji, oyuncuysa olabileceğin en iyisi anlayışıyla, yine 10 milyonları keyifle beyaz perdenin başına oturtmayı başardılar…

Demek ki, işini biraz olsun ciddiye almak, bir şeyleri değiştirmenin en önemli anahtarıymış… Demek ki, halk kaliteli kalitesiz ne verirsen onu almıyor, izleyebileceğinin en iyisini istiyormuş… Elbette ki isteyecek…

Hem tüm aileni toparlayıp onca masref ederek gideceksin sinemaya, hem de kendi paranla rezil olup en adi yapımları izlemek zorunda kalacaksın… Hayır efendim, öyle değil kazın ayağı… Artık ne mümkün vatandaşı kazıklamak…

Hiçbir şey uzağımızda değil şimdilerde… Tek tuşla ne iyi ne kötü görebiliyor bütün insanlar… Umarım çizgimizi korur da, liderliği ve rekorları yabancı rakiplerimize kaptırmayız…

Sevgi ve Saygılarımla… Fırat ÖÇAL