Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '10

 
Kategori
Siyaset
 

Rektörler Hizaya

Rektörler   Hizaya
 

Askerler hizaya…!

Adalet mensupları hizaya…!

Şimdi de Rektörler hizaya..!

Maşallah, hepsi de temiz pak giyinmişler.. Sinekkaydı traş olmuşlar. En güzel kravatlarını takmışlar.. En laci elbiselerini giymişler..

Herhalde evden çıkmadan önce de hanımlarına sormuşlardır..:

“Bak bakalım hanım, sağımda solumda bir pot var mı..”

Ne demiştir eşi..

“Yok beyim, teftişe hazırsın.. Başbakan seni çok beğenir..”

Evet, 79 Rektör dizi, dizi; Başbakan’ın Beşiktaş’taki çalışma odası’nda teftişe hazır bir durumda dizildiler. Ve Başbakanı beklediler. Acaba ne diyecekti.. Onlara kızacak mıydı.. Bağırıp çağıracak mıydı… Bayağı titriyorlardı.. Çünkü hiç belli olmazdı..

Gerçi, artık hemen hepsini Başbakan değil de Cumhurbaşkanı seçmişti ama, fark etmez, yine de bir şeyler ters gidebilirdi toplantıda.. Kızdırabilirlerdi.. Oysa, işte Üniversiteler, tıkır tıkır çalışıyordu… Çocuklar derslerini ezberliyorlardı.. Tıpış tıpış sınavlara giriyorlardı. YÖK’de arkadaşları da olup bitenleri zaten zamanında Başbakana ve Cumhurbaşkanına iletiyordu.. Ama.. İşte o “ama” yok mu ? İçleri rahat değildi..

Ya Başbakan o gece rahat uyuyamamışsa, ya solundan uyanmışsa.. Olabilir, insan hali bu.. Ne olurdu.. Bir şeyler ters gidebilirdi..

Bütün davranışlarına dikkat etmeleri gerekirdi.. En ufak saygısızlık edilmemeliydi. Zaten önceden söylenmişti.. Herkes hazırol vaziyetinde bekliyecekti.. Öyle çok konuşmaya, soru sormaya filan gerek yoktu… Zaten her şeyi Başbakan biliyordu.. Bütün gerekenleri o söylerdi.. Öyle fazla konuşma biraz saygısızlık yerine geçerdi.

En iyisi susmak, hiçbir şey söylememekti.. Böylece ne kadar uslu çocuk olduklarını göstereceklerdi. Belki onlara , “Aferin..!” derdi..

Böyle büyük bir Başbakan’dan “Aferin..” almak da önemli bir başarıydı.. Bununla övünebilirlerdi.

Üniversiteden muhalefet olmazdı.. Rektör, devletin bir memuruydu.. Memur olduğu için zaten konuşamazdı. Çünkü memurların beyan hakları yoktu.. Konuşsalar, zaten haklarında hemen Memurin Kanunu’nun filanca maddesinden soruşturma açılabilirdi… En iyisi konuşmamak.. Zaten bütün Türk milleti konuşmuyordu.. Onun yerine nereye giderse, bağıra çağıra Başbakan konuşuyordu.. Maşallah konuştuğu zaman da… Yer yerinden oynuyordu..

Rektörler, çalışma odasından, geldikleri gibi gittiler…Teftiş bitmişti..Yürekleri rahatladı.. Oh diyerek, önce evlerine koştular..Banyoya girip kirlerinden arındılar.. Rahatladılar.. Belki biraz da ağladılar.. Ne kadar iyi bir Başbakandı.. hey Allah ondan razı olsun..

Bundan sonra Üniversiteleri O’nun istediği gibi idare edeceklerdi.

Ama bir de dışarıda bağıra çağıra yürüyen, Üniversite özerkliği isteyen, Özgürlük isteyen, demokrasi isteyen, Cumhuriyeti korumak isteyen Türk Gençliği olmasa… Çok sopa yediler, ama artık adam olmuşlardır herhalde tutukevinde.. Kimbilir anaları babaları ne düşünmüştür?

Ama asiler, başkaldıranlar, devrimciler.. her toplumda olur.. Hele demokrasilerde bol bol bulunur. Onlara da biraz copun ucunu gösterdiniz mi.. oh memleket güllük gülistanlık.. Bütün menfi propaganda ve komünistlik sona erer.. Allah bilir onlar oruç da tutmazlar. Ne yapalım kendileri bilir.. Cehennemde yanacak olan onlar..

Biraz da dünyada yansınlar.. Nasıl olsa Rektörler bir elleri balda, bir elleri Üniversitelerde yaşayıp duruyorlar.. Hay Allah onların layığını versin.. Teftiş, iyiydi, iyiydi.. On numara, herkes memnundu..

Müslüman gençlik tamam, onlar başlarını bağladılar oturuyorlar.. Artık isterlerse ellerini kollarını sallaya sallaya üniversitelere de girip çıkıyorlar.

Ama bir de dışarıdaki yaramaz Atatürkçü Türk Gençliği var ki onu ne yapacaksınız..!

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..