Rektörler… Geç kalmadınız m?

Yurt genelinde 33 üniversite, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve devletin üst düzey temsilcilerinin, ODTÜ'deki bir törene gelişinde yaşanan olaylara tepki göstermiş…

Elbette…

Üniversitelerin düşüncelerini açıklamalarından daha doğal bir şey olabilir mi?

Yalnız, çok da aklıma yatmayan bir konu var burada. Hani olayın olduğu gün ile üniversitelerin ve bazı öğrenci konseylerinin düşüncelerini açıklamaları arasındaki zaman aralığı…

Dünyanın en saygın üniversiteleri arasında yer alan, ancak başbakana karşı protesto yürüyüşü yapmak isterken olayların çıkmasını (Başbakana göre) neden olan ODTÜ ile öğrencileri hakkında Sayın Başbakan “Kişisel” düşüncelerini açıkladıktan sonra…

Aradan da zaman geçtikten sonra…

Başbakan halen bazı toplantılarda kanaatini söyleme devam ederken…

Birden bire bu 33 üniversite ve bazı öğrenci konseylerine n’oldu da “Tepki” açıklaması yapmaya koyuldular?

Olayların olduğu gün veya ertesi gün olur, anlarım…

Bu kadar zaman sonra n’oldu, onu sorguluyorum.

Ancak… Bakmadım ama bakarsanız diye aklıma geleni söylüyorum. Olaya “Tepki” koyan üniversitelerin rektörleri, çok büyük bir ihtimalle “Birinci dönem” rektörlük yapıyorlardır. Yani bir dönem daha “Seçilme” şansına sahip olabilirler…

O zaman elbette onları kınamamak(!) gerekir diye düşünüyorum.

Doğru mu?

Elbette doğru… Artık dünyamızda, insanlar, toplumun huzuru ve çıkarlarından önce kendilerinin huzur ve çıkarlarına bakıyorlar.

Erciyes Üniversitesi, “Tepki” açıklaması yapan üniversitelerin arasında değil. Sadece Kayseri Erciyes Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı “Tepki” açıklaması yapmış…

Elbette yapacaktır. Düşüncelerini özgürce açıklamalarından yanayım, hiçbir kısıtlama olmamalı. Yalnız Öğrenci Konseyi Başkanı kardeşimize bir önerim var…

Siz de ODTÜ gibi “Saygın ve Başarılı” üniversitelerin seviyesine erişmek ve o üniversitenin de “Başarılı” öğrencileri olmak istiyorsanız, kimsenin peşine takılmayın.

Aklı başında hiçbir kişinin, şiddete destek vermesi “Aferin, iyi yaptınız devam edin” demesi mümkün değil. Karar verirken de yaşananları iyi gözlemlemek, ona göre tavır almak doğru olur.

Başbakan ODTÜ’ye gelecek. Ne için geleceği çok önemli değil, geliyor olması yeterli bir neden ve ODTÜ öğrencileri de başbakana karşı tepkilerinin ortaya koyacaklar.

Yani siz “Başbakana karşı her hangi bir tepki ortaya koymak hak değildir, hatta kimsenin de haddi değildir” diyorsanız, elbette “Tepki” açıklaması yapmanız doğru. Ancak ODTÜ öğrencileri bunu “Hak” olarak görüyorlar, toplanıyorlar, kampus içinde yürüyüşe geçiyorlar.

Sonra?...

Sonra, kampusa gelen polis, yürümekte olan topluluğun üzerine gaz bombası atıyor… Televizyonlarda bunu izledik.

Sonra ne olur?

Olan şu, ortalık deyim yerindeyse “Kel Ali’nin bağına” dönüyor.

Önce sen “Başbakan” olarak gel ki daha ortada yoksun. Sonra bu topluluk, sen geçerken taşlı, sopalı, Molotof kokteylli saldırıya geçmeye yeltensin…

O zaman gereğini yap, diyecek hiçbir şeyimiz olmaz.

Ama Sayın Başbakan…

Siz, size karşı gösterilen veya gösterilme aşamasında olan her türlü tepkiye karşı, polis ordusuyla geliyorsunuz.

Ve şimdi “Talimatla” tepki veren üniversiteler ile “Öğrenci konseylerini” ve özellikle de kendi ilim olması nedeniyle Erciyes Üniversitesi öğrenci konseyini kınıyorum.

“Vaktinde” kınayın, diyeceğimiz olmaz, “Talimatla” kınadınız mı, bizim de sizi “Kınama” hakkımız doğar.

27 ARALIK 2012, İBRAHİM PEKBAY