Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '16

 
Kategori
Eğitim
 

Relax, lütfen relax

Relax, lütfen relax
 

Stres başarıyı önler!
 
23-24 Kasım Çarşamba ve Perşembe günleri ortaokul son sınıf yani 8. Sınıf öğrencileri TEOG denen Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sınavı girecekler. Çocuklar sınav için zaten bugüne kadar ne yapmışlarsa yapmışlar. Değerli anne ve babalar; lütfen relax olun! Tekrar ediyorum, ‘Stres başarıyı önler!’
 
Hiç olmazsa şu son birkaç gün ve özellikle sınav akşamı ve sınav günleri çocukları rahat bırakın artık. Rahat bırakın şu çocukları. Sınav günü ellerinden tutmayın, yüzlerine okuyup üflemeyin, dil altlarına okunmuş pirinç bırakmayın, sınava gireceği sınıfın kapısına kadar gitmekte ısrar etmeyin. Son tembihlerinizi yapmayın lütfen! Tüm bunlar çocuğunuzun olumsuz yönde etkiler.
 
Ülkemizde eğitim sınava odaklıdır. Hal böyle olunca; taaa ilkokuldan başlayan bu sınavlar, lisans tamamlama sonrası iş bulmaya kadar süregelen bir kâbus gibi ailelerin üstüne çöreklenir…
 
Ve bu kâbus sınavda çocuklarla beraberdir. Çocuk, sorulara odaklanmak yerine, ‘annem ve babam ne der’ kaygısı yaşar. Bu kaygı da çocuğun sınavını olumsuz etkiler.
 
Siz ailelerin çocuklarından çok fazla beklentisi vardır. Bu beklentileri gerçekleştiremeyeceği düşüncesi sınav heyecanıyla birleşince çocuğun kaygı düzeyini yükselteceğini unutmayın lütfen! Kaygılarla yüklü olarak sınava giren çocuğun kaygıları sorular üzerine bir karabasan gibi çökerek sonucu maalesef ki beklentilerin altına çeker. Derken, sınav sonrası ailede çatışmalar başlar.
 
‘Yeterince çalışmadı ki zaten. Ben sana söylemiştim bu çocuk yapamayacak. Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Sana çekmiş bu çocuk. Sistemli çalışmadı. Bu sonuç beni şaşırtmadı…’vs vs
 
Sonucunu düşünmeden söylenen sözler…
 
Lütfen, siz siz olun bu tür olumsuz söylemlerinizi ne sınav öncesi ne de sınav sonrası söylemeyin! Dünyanın sonu değil, hiçbir şey sizin çocuğunuzdan kıymetli değil. Bu olumsuz söylemler yerine çözüm üretme yollarına baş vurunuz.
 
Şu –meli malı- telkinlerden de uzak durun lütfen! ‘En az şu kadar net yapmalısın. Türkçe ve Matematiği full yapmalısın. Başarılı olmalısın. Dikkatli olmalısın. Kendini tamamıyla sınava vermelisin. Fen lisesini mutlaka kazanmalısın!’  türünden zorunluluk ifade eden cümleler öğrencinin kaygısının artmasına neden olur. Bu tür zorunluluk ifade eden sözleri özellikle şu son birkaç gün kullanmamaya çalışın.
 
Çocuğunuzun ergenlik döneminde olduğunu unutmayın! Tüm hazırlıklar tepebilir. Benden söylemesi…
 
‘Peki, ne yapalım o gün?’ dediğinizi duyar gibi oldum. Ne mi yapmanız gerekiyor? Çok basit. Sınav akşamından başlayarak anlatayım o zaman:
 
'Başarın değil çaban önemlidir!’ sloganı dilinizden düşmesin. Öncelikle gereken çabayı gösterdiğini hissettirmelisiniz çocuğunuza. Başarılı olsa da olmasa da, ona olan sevginizden hiçbir şeyin eksilmeyeceğini, onu önemsemekten asla vazgeçmeyeceğinizi belirtmeyi de unutmayın. Sınav öncesi günlerin de diğer günlerden çok bir farkı olmasın. Gerginliğini ve yorgunluğunu azaltacak sinema, tiyatro, müzik etkinlikleri düzenleyin.
 
Sınav akşamı ve sabahı rutin yaptığınız her şeyi aynen yapın. Aynı saatte yemek yenilsin, aynı saatte uyusun. Beslenme düzenine dikkat edin. Protein odaklı, taze sebze ve meyvelerin ağırlıklı olduğu öğünler hazırlamaya çalışın. Ağır, yağlı yiyeceklerden kaçının ve gerisini çocuğunuza bırakın.
 
Birazcık da sınav gerçeğinden bahsetmek gerekir diye düşünüyorum.
 
Nedir bu sınav? Ölüm-kalım meselesi midir? Nedir?
 
Bir kere sınav; ölüm-kalım meselesi değildir. Bunu aklınızdan çıkarın lütfen! Sınavda aldığınız puan sizin insan olarak değerinizi asla ölçemez. Sizin genel olarak başarılı, başarısız, akıllı ya da akılsız biri olduğunuzun göstergesi değildir. Sınavdan aldığınız puan, çalışma alışkanlıklarınızla, ilgi ve yeteneklerinizle elde ettiğiniz kazanımlarınızın değerlendirilmesidir.
 
Sevgili çocuklar; sınavın sizin için önemi elbette tartışılmaz ama geleceğinizin tek belirleyicisi de olamaz. Sınav sonucunda herhangi bir ortaöğretim programını kazanmanız ki -temennim bu yönde- yaşamınızdaki dönüm noktalarından birini geride bıraktığınız anlamına gelir. Ancak tercihlerinize erişememeniz büyük bir olasılıkla size yeni alternatifler üretmeniz için pencereler aralayacaktır. Unutmayın ki; bu dünyada herkes doktor, mühendis, avukat ve öğretmen değildir. İlgi ve yeteneklerinizi lütfen göz ardı etmeyiniz.
 
Son sözüm sınava girecek olan siz sevgili öğrencilere yönelik olacaktır:
 
Sevgili Öğrenciler, olumlu ve gerçekçi düşünceler oluşturmaya çalışarak stresinizi yenebilirsiniz. Sonuç her ne olursa olsun; ‘Ailem ne der?’ yerine, ‘Ailem beni seviyor. Bu sınavda başarılı olacağım. Elimden geleni yapacağım. Bu sınav için yeterliyim. Ben akıllı biriyim.’ Diyerek sınava girin lütfen. Bunu gerçekleştirdiğiniz zaman % 50 başarı cepte sınava başlamış olursunuz. Gerisi için ‘Allah kerim!’ diyelim mi?
 
Başarınız ne olursa olsun; sizi seviyor ve size güveniyoruz…
 
Hayde rast gele…
 
Toplam blog
: 124
: 393
Kayıt tarihi
: 01.04.11
 
 

Diyarbakır’da doğdu, tam bir Diyarbakırlı olarak büyüdü. İlk okulu İsmet Paşa İlkokulu’nda, orta ..