Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '20

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Rengarenk Bir Mozaik: Sanditon

   Art arda izlediğim dizi bölümleri sonucunda görüyorum ki bazen yorgunluğa en iyi gelen şey kendine yakın hissettiğin bir karakterle tanışmak. Bunu her zaman hissetmesem de çoğu zaman şanslı oluyorum. Bir diziyi bitirdikten sonra genellikle yeni bir diziye hemen başlamam. Bu sefer öyle olmadı ve karşıma çıkan fırsatı hemen değerlendirmek istedim. Bu fırsatın içinde Jane Austen isminin geçiyor olması da muhteşem bir yemeğin üstüne en sevdiğim tatlıyı yemiş olma hissini uyandırmadı desem yalan olur.

   19. yüzyılın en tanıdık yüzlerinden biridir Austen. Edebiyat dünyasını bilen kişiler için tanıdık olmanın da ilerisi, bir öncüdür. Eserleri televizyon ve sinemaya uyarlanmış ve çok büyük ilgi görmüştür.  Kendisi Amerika’da bir akım başlatmıştır. Kendilerine Janeites diyen bir grup çok sevdikleri yazarla bağlantı kurmak için 19. yüzyıla özgü kıyafetler giyip; çay partileri düzenliyor. Biz buna, kendisinin 200 yıl sonra bile ne kadar etkin ve önemli olduğunun bir kanıtı da diyebiliriz.

   “Sanditon” Austen’ın en son eseridir. Kitabı yazarken, Austen hastalanmış ve 4 ay sonra da hayata veda etmiştir. Bu sebeple, eseri yarım kalmıştır. 11 bölüm yazmıştır ve ismini hikayesinde geçen Parker kardeşlerden dolayı  “the Brothers” olarak belirlemiş olsa da ölümünden sonra ailesi eserin ismini “Sanditon” olarak değiştirmiştir. Dizi başlangıçta Austen’ın tarzını yansıtsa da son bölümde izleyici senaristlerin çok fazla müdahalesinin olduğunu ve Austen’ı yansıtmadığını açık bir şekilde görmektedir.

    İngiliz kanalı ITV ve A.B.D kanalı PBS’de yayınlanan dizinin başrollerini Reign dizisinden tanıdığımız Rose Williams ve Divergent film serisinden tanıdığımız Theo James paylaşmakta. Sezon 8 bölümden oluşuyor. Dizinin ana karakteri Charlotte Heywood,  alışılmışın dışında ve özgürlüğünü her şeyden üstün tutan gelenekselliğin tam zıttı bir kadındır. Kardeşleriyle zaman geçirirken bir kazaya şahit olur. Bu kazada yardım ettiği çift onun hayatının değişmesi için bir fırsattır.  Taşradaki kasabasından, Sanditon adlı bir tatil kasabasına adım atar ve sıkıcılığın yerini farklı karakterlerle tanışacağı, sırların çok fazla olduğu ve özgürlüğünün farklı bir boyutunu keşfedeceği sahil kasabası alır. Artık keşfetmesi gereken farklı duygular da vardır. Sidney Parker ile tanışması sonucunda kendini tamamen keşfedilmeye hazır farklı bir dünyanın içinde bulur. Bu keşif sonucu aşkı mı, acıyı mı yoksa pişmanlığı mı tatmıştır? Sonuç sürpriz olmasa da farkı açıktır.

   Geleneksel Austen tarzının dışında farklı bir his vardı dizide. Ben bunu bitmemiş bir kitaptan uyarlanan senaryo olarak yorumladım. Hiç Austen okumamış biri tamamen farklı yorumlayabilir tabii ki. Bunun dışında; oyuncular, karakterleri gerçekten çok güzel oynamış. Zamanı, eserin ruhunu ve dilini çok güzel yansıtmışlar.

   Modernliğin dışında, kitap uyarlaması izlemek isteyenler için kesinlikle öneririm. 

İyi seyirler…

 
Toplam blog
: 57
: 280
Kayıt tarihi
: 18.07.15
 
 

1992 yılı İstanbul doğumlu. İlkokulu İstanbul'da okudu, ortaokulu ve liseyi Edirne'de bitirdi. Kara..