Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

aygoz Özlem Eryoldaş

http://blog.milliyet.com.tr/aygoz1

26 Mayıs '07

 
Kategori
Anılar
 

Rengarenk duvarlarım ve ben !..

Rengarenk duvarlarım ve ben !..
 

Renklerim vardı benim.. Mutluluğumun sembolü mavi .Heyecanımın kırmızı. Karamsarlığımın siyah ve gri. Çok sıkılmışsa içim karalara bürünmeyi tercih ederdim. Hafif dalgalıysa duygularım gri.

Umutlandığım günlerde mavi koşardı yardımıma. Kırmızı hep vardı içimde. Kah aşk heyecanı, kah korkuyla karışık bir heyecan. Sarı da ışığım oldu her zaman.

Odamı boyatmak istediğimde boyacının şaşkın bakışları arasında her duvara bunlardan istediğimi söyledim. Bir duvar kırmızı, bir duvar siyah, biri mavi biri de sarı. Sarı ışık gibiydi benim için.

Adam önce cık cık ederekten bakmaya başladı duvarlara." Çok zor " diyordu en bilgiç haliyle. Ben de karşısında boynumu bükmüş duruyordum. Ağzından çıkacak tek kelime çok önemliydi. Yıllar geçti sanki" evet olabilir " dediğinde. Boyalar alındı. Odam toz duman içinde. Kazı çalışması yapıyor öncelikle. Katlandım mecburi. Koku da cabası.

İlk boyadığı duvar maviydi. Fırça darbesini ilk attığın da gökyüzüne baktım camdan kafamı çıkararak. Evet evet işte bu !. Yarısına geldiğinde duvarın adamcağız oturdu. Geçti karşısına bakıyor şaşkın şaşkın. Birazda öteki boyayı mı deneyeyim dedi sanırım. Kırmızıyı aldı karşıki duvar için eline. Onun da ilk fırça darbesinde bende bir kalp çarpıntısı başladı ki !. Ateş kırmızısı bu işte. Yan duvara geçtik hep beraber. Adam elindeki siyah boya'ya bir de bana bakıyordu. Ne alaka bu şimdi gibilerinden. Neyse; onuda aynı şekilde yarıya kadar boyadı. Siyah renkle beraber ben de karalar bağladım bir anda.

Sarı renge geldik sonunda. Parladı oda sanki üç fırça darbesiyle.

Uzaktan şöyle bir baktığımda yarım yarım boyanmış dört duvarım vardı. Kırmızı, siyah, sarı, mavi. O an karar verdim. Harika olacaktı !

Yarım kalan duvarlarıda ertesi gün boyamak üzere çıktı evden. Bende yarım boyanmış rengarenk duvarlarımın arasında bulduğum bir köşeye iliştim. Resimler çizdim kendimce farklı renklerdeki duvarlarıma bakarak. Hepsi için planlar yaptım.

Canım çok sıkkın olduğunda siyah duvara yaslanıp dahada karamsar olacağım.

Umudumun rengi maviye bakacağım mutluyken.

Heyecanım doruğa çıksın diye kırmızının altında kitap okuyacağım mum yakacağım.

Müziğimi dinleme yerimde sarı, duvara uygun görüldü aklımca.

Ben böyle hayaller kurarken boyacı gideli dört gün geçmiş farketmeden. Aradım aradım adamın telefonu kapsama dışında. Ağlamaklıyım her yarım boyanmış duvarlarıma baktığımda.

Benmi devam etsem acaba dedim kendi kendime. Boyalar duruyor orada işte. Fırçada var rulo da. .

Nalbura koştum . Kendime boyacı tulumu aldım. Çok büyük gelse de giydim . Bulduğum tüm iskemleleri üst üste koydum.Büyük risk tabi biliyorum ama..

Sonra başladım yarım kalan duvarlarımı boyamaya. Önce maviden başladım. Ben boyadıkça alttan boya ısrarla çıkmaya devam ediyordu. Daha kalın sürmeye başladım. Bitti. Başardım (!) Diğerlerine geçtim. Aynı sistemimle onlarıda boyadım. Artık boyadım mı desem kalın fırça darbelerimle duvara eziyetmi ettim bilemiyorum ama neyse.

Sonuçta üç gün sürdü benim boyacılık işim. Tulumum alacalı bulacalı olmuştu. Yeni renkler türetmiştim sıçrattığım boyalarla. Olsun. Bitti ya..(!) Başardım.

Odayı kapadım ve çıktım.Kuruması gerekiyor ya. Arkadaşımın evine gittim. Beni o halde görünce çığlığı bastı tabi. Üçgündür neredeyse hiç uymamıştım. Her ne kadar duş alsamda saçımın muhtelif yerlerinde siyah, mavi, kırmızı, sarı boyalar duruyordu. İlginç bir görüntüm olduğunu tahmin edebiliyordum. Ama benim için önemli olan eve gittiğimde göreceğim manzaraydı !.

Ertesi sabah erkenden kalktık. Hemen eve gittik. Kapıyı açtığımızda evin içerisi kokuyordu. hem de nasıl. Odaya ilerlerken koku daha da keskinleşti. Astım hastası olmadığım için dua ettim içimden. Kapıyı açtık ve !

Benim sarı duvarda adını koyamadığım, gözlerimin algılayamadığı bir renk hakim. Mavi duvarım da öyle. Siyah ve sarı duvarım da aynı şekilde.

Yani anlayacağınız çok soyut bir çalışma yapmışım çok !

Kalın fırça darbeleriyle alttaki rengi kapatmaya çalışırken yandaki duvarada sıçratmışım sanırım. Ve literatürlere geçecek yeni renkler elde etmişim.

Benim hayaller de suya düştü tabi. Hani ben umutlarımla mavi duvarıma yaslanacaktım ya.

Karamsarlığıma karamsarlık katacaktım siyahların içinde. Hepsi birbirinden farklı renkler olmuştu.

Boyacıyı aramak geldi aklıma. Sanki onun suçuymuş gibi o' na kızacaktım.Tabi ulaşmak ne mümkün. Adam kaçtı gitti resmen ! Kimbilir belki de arkadaşlarına nasıl da dalga geçerek anlatıyordur benim yarım kalan duvarları.

Ama yanılıyor. Ben o duvarlarımı çok sevdim. Hem kendi eserim olduğu için, hem de beni yansıttığı için.

Yıllarca yaşadım o duvarların arasında. Her birinde anılarım oldu. Beni ben yaptılar çoğu zaman.

Yalnızlıklarıma arkadaş oldular sessizce. Duvarların ötesinde ki insanları tanımamı engellediler birazda olsa. Tanıdığım da benim duvar renklerim gibi olmadıklarını bilmem geç olsun diye belki de.

Hiç bozulmasın istedim duvarlarımın rengi. Bozmadım da. Sarı duvarımın altında müziğimi dinlerken, mavi duvarımda umutlarımı yaşarken, kırmızı duvarımda heyecanlarım artarken, siyah duvarıma pek de yanaşmak istemedim. Hep uzaktan bakmayı tercih ettim bir müddet sonra.

Sonra o siyah duvara bir ayna astım kocaman. Diğer duvarların rengini yansıtsın diye !26/05/2007

 
Toplam blog
: 185
: 1494
Kayıt tarihi
: 10.03.07
 
 

Yazabilmenin özgürlüğüyle... İstanbul'un bir bahar sabahında dünyaya gelmişim. Keşfetmek, anlayabilm..