Renkler ve aynadaki ten rengin

Kara bir delikten, soluksuz derin bir nefes almadan attık çığlıklarımızı. Kordon bağımızdan kurtulduk; adının kurtulmak değil ölüme bir adım olduğunu bilmeden. Işık ışık her yer gözlerimizde keskin bir acıyla ve isimsiz bir sen... Biraz daha çığlık atmalı; ikna etmeliydik geldiğimizi onlara. Yeşil giyisili ve kırmızı elli adamlara... Ağızları yoktu hiçbirinin. Beyaz bir parçayla kapatılmış ve bizim gibi çığlık atmıyorlardı. Siz bağırdıkça onlar gülüyordu. Küçülen gözlerinin kaybolan siyahlarından anladığımız .

Her bir yaş daha derin nefes alırsın. Dışarı çıkar, yukarı bakar maviyi görürsün. Yere bakar basmaman gereken yeşil çimenleri tanırsın. Her bir yaş daha renkli bir nefes alırsın. Renkli denilen nedir? Maviler, yeşiller, kırmızılar, sarılar mı? Rengarenk nedir o halde? Her bir yaşta biraz daha renkli biraz daha rengarek oluyoruz. Şimdi tüm bu renkleri karıştırıp, oluşturduğumuz o kirli ve koyu şeye renkli diyelim. Evet renkli...

Hayatı rengarenk yaşamak tüm parçaları birbirine karıştırmadan yanyana koymak değil gibi... Hayatı rengarek yaşamak cesaret ister, çığlık ister susmak ister, yürümek ister, koşmak ister. Gözlerinin rengi renklendirir hayatı ve teninin renginden anlaşılır yaşamışlıkların.

Gözlerinin siyahı, mavisi, yeşili teninin berakllığına renk katar, bakmasını bilmelisin yüzüne.

AryaPera__

Diyor ki W ;

"Hayat, gelip geçen bir gölgedir."

W.Shakespeare