Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Resimdeki vampir

Resimdeki vampir
 

Kaşlarım çatık. Elim saçlarıma dolaşık. Oysa hava güzel. Ne zamandır beklediğim güneş tepemde cayır cayır. Solar bataryalarımın çoktan dolmuş olması gerekirdi.
Yüzüm pencereye dönük oturuyorum. Güneş yüzümde. Gözlerim kapalı. Birazdan terlemeye başlarım. Umrumda değil. Bataryaları doldurmak lazım. Ellerimi kaldırıp hareket edebilmem için bu şart. Yoksa çizgi filmlerdeki pili bitmiş robotlar gibi bir ayağım havada donup kalırım.
Mutfaktayım. Sığındım. Güneş gören tek pencerenin önüne çektim plastik tabureyi. Kimse gelmez buraya. Şu boş kalabalıktan kaçmanın tek yolu. Hiç seçmediğin, şans verilse zaten seçmeyeceğin insanlardan oluşan o "ötekiler" ordusundan uzaklaşmanın...
"Ölümsek omuzlar"dan bahseder bir kitabında Bilge Karasu. Benim omuzlarım da ölümsek bu gün. Yüzüm irkilmeyle buruşup duruyor. Lise öğrencileri gibi duvara yazmak istiyorum "buradaydım" diye. Gitmek için bir kapı açar duvara belki bu kelime. Ayağına kendi pranganı zincirlemek kadar ağırı yok. Perçinini kendin vurduğun pranga orada. Tam gerektiği ağırlıkla... Hatırlatmak için tabii ki. Sorumlulukları, zorunlulukları. Kendi pranganı kendin tak. Reklam sloganı gibi.
Koltuk altlarım terlemeye başladı. Gömleğim nemlendi hafiften. Pencerenin önündeyim inatla. Plastik taburenin üstünde. Sığındım. Bir yere gidecek, ötekilere karışacak gücüm yok. Bataryalar dolmadı daha. Biraz daha. Yüzüm kızardı sıcaktan hissediyorum. Yanaklarım kaşınıyor. Hafif bir güneş allerjisi. Yan etki. Yan etkisiz derman var mı? Yok.
Boğuk mırıltılar geliyor alt kattan. Biraz dikkatimi toplasam ne konuştuklarını ayırdedebilirim. İstemiyorum. Dedikodumu yapıyorlar. İşten güçten konuşuyorlar. Dışarda güneş var. Farkında bile değiller. Mutfağın penceresinden görünen ağaç meyve vermiş. Nar çiçek açmış hatta. Görmediler biliyorum. Buraya sadece sigara içmeye çıkıyor hepsi. Ben buradayım, pencerenin önünde.
Saç diplerim kaşınmaya başladı. Ne zaman sıcak olsa aynı şey oluyor. Kökünden kestirsem mi. Yapmıştım zamanında. Gençlik işte. Şimdi düşünmekten öteye geçemiyorum. Yeşile boyatasım var saçlarımı oysa. Kısacık kestiresim. Kumaş pantalonu çıkarıp etekleri uçuşan bir elbise giyesim.
Birazdan çalmaya başlar telefonum. Üç hat birden hem de. Kalkmak lazım artık. Güneşli pencerenin önünden kalkıp loş ofise dönmem lazım.
Bataryaların işi tamam. Omuzları doğrultup unutmalı ölümsek olduklarını. Kuyruğu dikleştirmeli. Tuvalete girip yüzüme serin su çarpayım. Koltuk altlarımı silip normale döneyim. Bahanem hazır. Uzun bir çay molası...
Tüm yabancılığımla ötekilerin arasına karışma vakti şimdi. Pranga ses çıkarmasın, dikkat etmek lazım. Yüzüme otoritemi giydirip ineyim merdivenlerden. Dedikodular kesilsin. Devam edelim kaldığımız yerden... Resimdeki vampir kadar yabancıyken ötekilere...
 
Toplam blog
: 79
: 1562
Kayıt tarihi
: 24.07.06
 
 

1972 yılıydı. Doğdum. Evde hep kitap okuyan iki kişi vardı. Büyüdüm, okullar okudum. Birşey öğrenmed..