Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '14

 
Kategori
Siyaset
 

Resimler saçıldı diye boşuna paniklemeyin

Resimler saçıldı diye boşuna paniklemeyin
 

yorum bulunamadı


Algı savaşları günümüz dünyasını esir almış durumda. Kamuoyunu etkilemek, yönlendirmek istenilen kıvama getirmek, çoğunlukla bir ordunun yapabileceklerinden daha fazla etkili oluyor. Bu yüzden olsa gerek modern çağların en önemli savaş aracı, arzu edilen kamuoyu algısını oluşturmak. Yanmış, gözü çıkarılmış, İşkence edilmiş ceset fotoğrafları algı savaşlarının garnitürü olmaktan ileri gidemiyor. Resimlerin ardındaki dramları göremeyen, anlayamayan, empati kuramayan insanlar var. Resimlerdeki zavallılar çektikleri ile kaldıkları gibi arda kalan görüntüleri de bazen küçük bir hesabın avantaj gerekçesi oluyor bazen de bizzat kendi katillerinin lehine kullanılıyor. Algı savaşı 20.yüzyıldan 21. Yüzyıla kalmış batı menşeli lanet bir miras.

Batı; medya ve Hollywood üzerinden oldukça başarılı algı zaferleri kazanıyor. Filistin buna güzel bir örnek;  batıda  obes bir çoğunluk hala   zalim Filistinlilerin masum, sevecen Yahudiler tarafından mecburen öldürüldüğünü düşünüyor ve buna inanıyor. Bu öyle bir beceri ile yapılan algı dayatması ki, aksini düşünmek insanların kendini kötü hissetmesine yol açıyor.

Ülkemizde de algı savaşı zaman zaman başarılı olarak uygulandı. Gazeteci cinayetleri, ramazan dayakları, imam herzeleri bunların arasında sayılabilir. Gezi eylemleri ve 17 aralık operasyonu da bir algı dayatmasıydı kısmen başarılı oldu. Gezi olayları sırasında gezici bir spiker “Keşke birkaç ölüm olsa!” buyurmuştu. Çünkü herkesin bildiği gibi etrafı yakıp yıkmak rahatsızlık verici olsa da bir şeyleri değiştirmeye yetmiyordu. Üstelik görüntülerin verdiği algı gezicileri Vandal, polisi görev başında gösteriyordu ki gezi planlayıcıları için bu kabul edilebilir bir şey değildi. Hâlbuki birkaç ölüm olsa masum göstericiler zalim diktatör tarafından öldürülmüş algısı hâsıl olacaktı. Sonuçta spikerin temennisi gerçekleşti birkaç ölüm oldu ama algı operasyonu tam olarak başarıya ulaşmadı.

Suriye savaşı başladığından beri on binlerce ölü, yüzbinlerce mülteciye ve o kadar yıkıma rağmen algı savaşları hız kesmedi. Vahşet vurgulu, “Allah Ekber “ nidalar eşliğinde baş kesme görüntüleri algı savaşının en önemli figürüydü. Zalim- vahşi muhalifler masum Esed taraftarına zulmediyordu. Ya da onlarca çocuk cesedi sıra sıra dizilmiş Esed’in kimyasal canavarlığını dünyaya haykırıyordu. Bu görüntüler kimin algısı için işe yarardı bilinmez ama kaybedenler hep Suriyeli vatandaşlar oluyordu. Gözü dönmüş vahşi imajı yayanlarda, kellesi uçan, sıra sıra dizili masum bebeklerde aynı kültürün parçalarıydı.  Oyun kurucuların, yani algı savaşını yönetenlerin burnu bile kanamıyordu, anlaşılan onlar en son parsayı toplamaya geleceklerdi.

Önceki gün Suriyede’ki esed vahşetini gösteren 55000 fotoğraf bizdeki bazı yerel algı operatörlerini paniğe sevk etti. Bir algı savaşçısı için o fotoğrafın içeriğinde yer alıp, kaybolan 11000 canın, işkencenin, acının bir anlamı yoktu. "Yine Erdoğan'a yaradı, şansa bak" derken aslında duygusuz olduğundan değil savaş sırasında ki bir savaşçının ruh durumu ile olaya yaklaşıyordu. Fakat endişelenmesine gerek olmadığını bilmiyordu. Bu ve benzeri düşünce sahipleri Erdoğan’a yarayan bir şey Türkiye’ye yarayacaktır diye boşuna paniklediler.  Bu açıdan kaygılarında haklı görünseler bile, bu sadece oluşturulmak istenen asıl algının istenmeyen, kötü fakat tolöre edilebilir bir yan etkisi. Asıl algı mühendisliğinin ürünlerini önümüzdeki günlerde mecburen izleyeceğiz.

Aslında Suriye deki her cinayeti Erdoğan’a yıkmak azim ve kararlılığında olanlar biraz düşünseler, paniklemeleri için bir sebep olmadığını anlarlardı. Eğer bu resimler Türk istihbaratının başarısı ise onlara geçmiş olsun. Yok, eğer bu resimler büyük batılı bir devletin becerisi ise ki çok büyük ihtimal, konunun Erdoğan olmadığını Esed sonrası organizasyon için mıntıka temizliği olduğunu anlamış olmaları gerekirdi. Nihayetinde Suriye’nin aynı Türkiye gibi Suriyelilere bırakılmayacak kadar önemli bir ülke olduğu nu bilmediklerini sanmıyorum.

Türkiye bir oyun kurucu olana kadar algı savaşlarında, devlerin birbirlerine verdikleri mesajlarda dökülen kan, yitirilen can, darbelenen itibar bölge insanının yani bizlerin olacak, ama inşallah çok uzun boylu değil. 

 
Toplam blog
: 23
: 305
Kayıt tarihi
: 04.01.12
 
 

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp fakültesi mezunu.  Bir kamu kuruluşunda çalışıyorum. Futbol, siyaset..