Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '07

 
Kategori
Güncel
 

Reste rest

Türkiye maalesef dün geceden itibaren bir siyasi kaosa girdi. Genelkurmay Başkanlığı'nın çok kritik Cumhurbaşkanlığı seçimi esnasında hükümete muhtıra vermesi doğru mu? Bu muhtıra yargıyı etkilemek amacıyla yapılan bir açıklama mı? Bu demokratik bir tavır mıdır? Şimdi Anayasa Mahkemesi'nin alacağı karar sonrası kim ne düşünecek? Anayasa Mahkemesi'nin olası bir kararı artık hükümete karşı bir karar olarak algılanacaktır. Maalesef Başbakanlığa ve Başbakan'a bağlı Genelkurmay Başkanlığı hiç de şık ve doğru olmayan bir şekilde hükümet aleyhinde olduğu tavrını alenen ortaya koydu. Genelkurmay'ın bu açıklaması Türkiye'nin başını dışarıda derde sokacak, ülke içindeki demokratik süreci ciddi şekilde zarara sokacak ve ekonomiyi de zora sokacak bir açıklamadır. Zaten AB ve Amerika demokrasiye ordunun karışmaması gerektiğini bugün net bir şekilde ortaya koydu.

Bugün hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, Genelkurmayın demokrasiye karşı yaptığı müdahalenin bertaraf edilmesi açısından önemli bir açıklama yaptı. Genelkurmayın açıklamasına Cemil Çiçek "haddinizi bilin, siz başbakanlığa bağlı bir kurumsunuz. Bu şekilde açıklamalar yaparak demokrasiyi zora sokuyorsunuz. Bu şekilde hareket etmeye hakkınız yoktur. Demokratik rejimi tehdit etmeyin. Biz tüm sorunları demokratik bir ortamda çözebiliriz." demiştir. Yani bir nevi reste rest çekmiştir.

Peki ülkeyi bu duruma kim soktu? Bana göre iktidar partisi olan AKP'nin yanlış yaptığı uygulamaları olsa da ANAP ve DYP'nin tutunduğu tavır şu andaki kaos ortamını yaratmıştır. Ben Sayın Mumcu ve Sayın Ağar'ı Türkiye'yi bu duruma soktukları için kutluyorum!!! Türkiye'nin bugün tüm dünyaya karşı rezil edilmesine büyük katkıda bulunmuşlardır. Daha da önemlisi artık Türkiye'de demokrasinin düşünceye göre işlediği düşüncesi hakim olmuştur. Ordu ve hükümetin karşı karşıya gelmesi sonrası artık tüm yük Anayasa Mahkemesi'nin omuzlarına bindi. Anayasa Mahkemesi, ne karar verir bilinmez ama artık alınacak her karar tartışmaya neden olacaktır.

Artık olan olmuştur. Peki bu skandalı nasıl örteceğiz? Asıl sorun budur artık. Demokrasiyi gerçekten işler hale nasıl getireceğiz? Bu konuda yapılacak en doğru hareketler bana göre şudur:
1- Abdullah Gül, kendisine yakışır bir şekilde Cumhurbaşkanlığı adaylığından feragat ettiğini söylemelidir. Bu yönde yapılacak bir açıklama hem AKP'ye hem de Abdullah Gül'e çok büyük prestij kazandıracaktır. Ve bu durum olası erken genel seçimde AKP'ye çok ciddi oy kazandıracaktır.
2- ANAP ve DYP ülkenin şu anda bulunduğu kaostan çıkarılması için mecliste ikinci tur görüşmelerine katılmalıdır. Demokrasi sürecinin yürümesinde ve darbe söylemlerine son verilmesinde bu tutum son derece önem kazanacaktır.
3- Eğer Abdullah Gül adaylıktan çekilmezse en kısa zamanda erken genel seçimlere gidilerek tüm ülkeyi sıkıntıya sokan süreçten çıkılması için adım atılmalıdır.

Peki bugünkü ortam yumuşasa ve erken genel seçimler yapılsa ve sonrasında yine bugünkü durum ortaya çıkarsa ne olacak? Yani AKP yine tek başına iktidar olursa bugünkü ortam yeniden doğmayacak mı? O durumda hem siyasetçilerimiz hem de askerimiz ne yapacak? Hele o günlere bir gelelim, sonrasına bakarız düşüncesi çok yanlış. Bugünkü durum seçim sonrası yine aynen tekrar edebilir. Yine aynı sorunları mı yaşayacağız?

Genelkurmay'ın ardından hükümetin yaptığı açıklamalar sonrası piyasalar ne hale gelecek düşünebiliyor musunuz? Borsa alt üst olacak, milyarlarca YTL ülke ekonomisi zarara girecek.

Siyasilerin kavgası ve bu kavgaya ordunun da katılması ülkeyi kamplaşmaya götürmektedir. Bu krizden çıkılması için mutlaka ama mutlaka seçime gidilmelidir. Seçimden çıkacak sonuçlara da herkesin saygı göstermesi şarttır.

Saygılarımla

 
Toplam blog
: 74
: 2756
Kayıt tarihi
: 09.04.07
 
 

On yıldan fazla süredir reklam ve halkla ilişkiler sektörü ile internet ortamında medya sektöründe h..