Ret

‘Bacımınkiler gibi gök gözlü şehrim İstanbul’um
Seni düşünüyorum.
Oturmuşum deniz kıyısına.
Bakıyorsun limana giren Amerikan zırhlısına.
Hastasın, açsın, öfkelisin.
O da bakıyor sana.
Hem de nasıl…
Sahibinmiş
Patronunmuş
Efendinmiş gibi
İt oğlu it!’

Nazım’ın dizeleri yukarıdakiler…

‘Deniz Gezmiş yaşasaydı, AB’yi savunurdu’ diyorlar…

BOP politikalarını savunurmuş, Deniz Gezmiş yaşasaymış… Irak’ta, Filistin’de yada orta-doğunun herhangi bir yerinde, vahşi emperyalizm tarafından zevk-i sefa için paramparça edilen karagözlü çocukların ölümlerini…

1968’in Temmuzunda, 6. Filo yanaştı Karaköy rıhtımına. Yani bundan 40 yıl önce… Hey gidi benim, her millet gibi yüce Türk milletim. Sever derin uykuları, bıçak kemiğe dayanana dek.

Derin uykuları hazırlayanlar, muammalı ve hummalı bir çalışma içerisindeydiler. Beyoğlu batakhanelerini beyaza boyuyorlar, Karaköy kerhanelerinin olduğu Zürafa sokağı da sabunlu sularla yıkıyorlardı. Coni’ler zevk-i sefa içerisinde eylensinler ve vahşi kapitalizmin sermaye yaptığı kızlarımızı steril steril öpsünler diye…

Bazen…

Uymaz… Oval ofisteki hesaplar çarşıya.

Karanlığın karşısında aydınlık…

Esaretin karşısında özgürlük…

Emperyalizmin karşısında Tam bağımsız Türkiye

Dolarların karşısında, dostluk ve kardeşlik kazanır.

Bir avuç vatansever devrimci…

Denize döker Coni’leri…

Boğazın serin sularında kendilerine sorarlar:

‘Bizim burada ne işimiz var?’

Tıpkı…

Doksan yıl önce, Anzak’ların sorduğu gibi…

Bir ret mektubundan, bir aşkın alıntılarıdır aşağıdaki satırlar:

‘Küçüklüğümden beri evde devamlı Kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm. Ve o zamandan beri, işgalci yabancılardan nefret ettim. Baba, biz Türkiye’nin ikinci Kurtuluş Savaşçılarıyız. Elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da… Tıpkı birinci Kurtuluş Savaşında olduğu gibi… Ama bu toprakları yabancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları… Düşün baba; bu gün hükümet, işini gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda. Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar. Ve tarih önünde hüküm giymiş durumdalar. Biz onları çoktan tarihin çöplüğüne atmış durumdayız. Size sesleniyorum, Türkiye’de ben ve benim gibilerin olacağına ve bizim izimizde tam bağımsız Türkiye için çalışacaklarına var gönlümle inanıyorum.’

Alın size ‘Babalar günü armağanı’… Çocuklarınızı yetiştirirken, ruhlarına aşkı üfleyin diye…

Kardeşim Deniz… Kemalin ve senin izinde… Emperyalizm var olduğu sürece… Bizim gibiler de var olacak.

Kardeşim Deniz, idealler ölmez. Sen… Kemalin tutuşturduğu aşkın ateşini, içimizde harlayansın… Kardeşim Deniz, dünya döndükçe yaşayacaksın…