Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Reyhanlı’da kaç kişi öldü?

İki farkı düşünce var bu konuda: Birinci grup en fazla 51 kişi öldü diyor, ikinci grup ise en az 177!... Sakat kalanlar kaç kişidir, sakatlık oranları nedir bilmiyoruz! Sağ mıdırlar, evet, bu kadar basit kağıt üstünde… Hayatlarını yüzde kaç kendi kendilerine idame ettirebilecekler, resmi kayıtlara önemli değil; önemli olsaydı bilgi verilirdi!

İşin başından beri o patlamalardan ve o yıkımlardan kaybımız sahi bu kadar mıdır diye düşünenlerdenim; sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılan bilmem ne hastanesinde şu kadar kişi var, bir başkasında bu kadar diye verilen bilgiler iç sesimi desteklese dahi prim vermedim.

Taa ki bilmem nerede görev yapan doktor arkadaşım bizim hastanede yetmiş kişi var morgda diyene kadar!

Siz hangi gruptasınız bilmem; ben 51 rakamına inanmayanlardanım; her şeyi bir yana bırakalım sakat kalanların da “Sağ salim kurtuldular” tarzında lanse edilmesine de şiddetle karşıyım!

Altı-üstü ayak bileğimi kırdım, iki ameliyat geçirdim, beşinci aydayım ve hala yürüyemiyorum. Yaşamımı idame ettirmek için birilerine mecburum ve geçimimi sağladığım işleri yapamıyorum…

Bu nedenle hepinizden daha hassasım sakat kalanların kayıtlar üzerinde gözükmemesinden; bir tek orada olmaktı yaşamlarını ortadan ikiye bölen şey: Öylesine bir günde durduk yerde sakat kalmak; ölmekten iyiydi elbet ama bir de bu işin hayatına devam etme aşaması var; hah işte, o aşamada ne olacak?

Gazilerimize ödenen maaşlar ortada, bu kişiler gazi bile değiller; kaderlerine terk edilecekler…

Kimse kusuruma bakmasın ama bu politikayı bir vatandaş olarak anlamam mümkün değil: Suriyeliler için ağlayacaksın, kucak açacaksın, gazine vermediğin maaştan fazlasını her bir Suriyeliye ödeyeceksin, sonra da Reyhanlı’da patlamalar olunca halk Suriyelilere saldırmasın diye kendi halkına karşı Suriyelileri koruyacaksın!

Ne için? Diktatör dediğin Esad için!

Kendi halkını Suriyeliler kadar korumayı düşünseydin bu topraklarda bu kadar bombalar patlamaz, bu kadar engelli insan olmaz ve en önemlisi bu kadar mutsuz, umutsuz bir toplum olmazdı!

Bu kadar mutsuz ve umutsuz toplum sizi ilgilendirmeyebilir ama yine biliniz ki bunca intiharın, adam öldürmenin, cinnet getirmenin altında yatan nedenlerden sorumlusunuz!...

******

Reyhanlı gerçeğine dönersek; genelde toplumu galeyana getirmemek için izlenen yoldur, önce az rakam verilir, sonra daha da olabileceği söylenerek toplum hazırlanır ve nihayetinde gerçek rakamlar deklare edilir. Vatandaşını düşünen liderlerin izlediği yol budur; kendini düşünen liderlerin yaptığı da bu olsa gerek: Gerçek rakamı saklamak!

Reyhanlı için medya yasağının nedeni buydu, tahminen, sonra kaldırıldı iç huzuru ile…Yasal olarak yeri de yoktu ya neyse nasıl olsa yeni bir gündem vardı: Başbakanımızın Amerika gezisi…

******

Bu arada 19 Mayıs da kutlandı gitti; kulağı falan ağrımadı Allahtan başbakanımızın Amerika’dayken…

Yine polisler vardı platformda; Taksim de ne Taksim’miş arkadaş, yurt dışından bakan sanır ki düşman Türk toprağı Taksim’i fethediliyor!

Suriyelilerin Türk polisi ile Türk halkından korunduğu günlerde Atatürk’ün 19 Mayıs’ı yine aynı Türk polisi tarafından tazyikli sular, biber gazları ve coplar ile engelleniyor ya; kendi halkına zülüm ettiği için Esad’ın yok olması planlanıyor ya…

Bir halk daha var; adını söylemek mümkün değil…

Suriye’nin demokrasisine destek verip de kendi ülkesinde demokrasinin en kral kısıtlamasını en demokratik yöntemlerle en şanlı diktatörlere dahi parmak ısırtacak şekilde “Demokrasinin de ilerisi” olarak lanse eden bir kişinin altında ezildikçe ezilen bir halk var; lakin söz hakkı yok!

Kayıt altında ekonomisi tavan yapmış bir ülkenin vatandaşı onlar; kişi başı bilmem kaç bin dolar gelirleri var; bir kilo et alamıyorlar aslında, iyi mi!  

Bir protesto edemiyorlar; elalem bir marketi bile protesto ediyor rahat-ferah; biz ölülerimize bunu yapanı da protesto edemiyoruz ya; devlet dayıyor biber gazını! Biber gazı dediğinde, o sıkılan insanların ödediği vergilerle alınıyor ya; insanın bunu da protesto edesi geliyor!

O pek örnek gösterilen ülkelerde bunlar rahat ve ferah bir şekilde yapılıyor da; örnekler işe geldiği şekilde alınıyor; insanın da ağrına gidiyor: Ayol, my name is” demeyi bilmeden o ülkelerden örnek getiriyorsun ya; onların pek insanca, pek halksever yanları var, onlardan da bir-kaç örnek ver!

Bu ülkede, sen bilmiyorsan da, İngilizceyi de, yabancı ülkeleri de, onların kültürlerini de bilen milyonlarca kişi var; kaçını kontrol altına alabilirsin?

******

Bir ülkenin liderleri bir ülke vatandaşlarını ilgilendiren konularda yalan beyanat veriyorlarsa bu ciddi bir suçtur; vatandaşın bilgi edinme hakkını ciddi bir ihlaldir ve kendi varlığından haberdar her bir kişinin sorması gereken bir sorudur: Reyhanlı’da kaç kişi öldü? Kaç kişi sakat kaldı?

Ülke içine sokulan Suriyeli sayısı kaçtır ve nerelerde ikamet etmektedirler?

Şahsen ülke vatandaşından sorumlu olsam özellikle bilmek isterdim: Başka hangi illerde benzer patlamalar olacak diye ve ne yapılabilir de vatandaşlarımızı koruruz diye!

Amaç ne ise yapılan da o oluyor; sonuç da amaca uygun oluyor!

Uyuyan uyuyor, uyumayana biber gazı, cop, olmadı cezaevleri; sahi Suriye liderini ne ile suçluyorlardı?

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..