Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '13

 
Kategori
Dünya
 

Ricciardone 2011'den beri Türkiye gündeminde

Ricciardone 2011'den beri Türkiye gündeminde
 

ABD Büyükelçisi Francis J. Ricciardone, Jr. (Boston 1951)


Bilindiği gibi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, 07 Şubat 2013 günü bir canlı yayın konuşmasında ABD Büyükelçisi Francis Joseph Ricciardone’nin Ergenekon ve Balyoz davalarını örnek vererek Türk yargısına yönelik eleştirilerine sert tepki göstererek, ‘Sayın Ricciardone haddini bilmeyi öğrenememiş’ açıklamasında bulunmuştu. Bir gün sonra ise ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin açıklamalarının yankıları siyasetin gündemindeki yerini alırken Büyükelçi Ricciardone’un Türk Dışişleri’ne davet edilmesi ile yeni bir boyut kazanmaya başlamıştı. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile iki saati aşkın görüşme sırasında, ABD Büyükelçisi Ricciardone’a ‘ yargı sistemine ilişkin sözleri nedeniyle duyulan rahatsızlığı Amerikan büyükelçisine ilettiği’ bilgisi verilmiş idi.

Amerika’nın Sesi muhabiri Alparslan Esmer’in Washington'dan Ricciardone'nin Açıklamalarına Destek başlıklı haberine göre, ‘Amerika, Türkiye’deki siyasi davaları ve uzun tutukluluk sürelerini eleştiren Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone’ye’ sahip çıkmış bulunuyor.

‘Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland, Ricciardone’nin gazetelerin Ankara temsilcilerine yaptığı açıklamasıyla ilgili olarak, “Büyükelçi Ricciardone, sadece (eski) Dışişleri Bakanı (Hillary) Clinton’un söylediklerini tekrarladı. Eminim bu konu üzerinde kamuoyu önünde konuşma fırsatı bulması durumunda (yeni) Dışişleri Bakanı John Kerry de aynı şeyleri söyleyecektir’ açıklaması Büyükelçi Ricciardon’un Ankara’daki çıkışının Washington’dan bağımsız olmadığının bir kanıtı olsa gerek.

Türkiye’nin Dostları ve Müttefiklerinin Yükümlülüğü’

Amerika’nın Sesi kaynaklı habere göre Nuland, Türkiye’de ‘hukukun üstünlüğü ve insan haklarının korunmasının güçlendirilmesi, gazeteciler ve blogcular için ifade özgürlüğünün daha iyi korunması’ konularında düzenli ilerleme sağlamasının önemine işaret etti, Türkiye’nin dostları ve müttefiklerinin görevinin bu öneme ‘saygılı bir şekilde işaret etmek’ olduğunu söyledi. Amerikalı sözcü, bu açıklamaların yeni bir şey olmadığını, uzun bir süredir özel ve kamuya açık ortamlarda bu görüşlerin paylaşıldığını da sözlerine ekledi.

Büyükelçi Frank Ricciardone gazetecilere yaptığı açıklamada, ‘Komutanlarınız aynı şekilde, onlar da terörist gibi hapse kondular. Onlara bu ülkeyi koruma görevi verilmiş ama hapse kondular. Profesörler, eski YÖK Başkanı demir parmaklıklar arkasında. Tam anlaşılmayan 16 yıl önceki çalışmalarla ilgili belirsiz suçlamalarla hapse kondular. Hukuki bir sistemin sonuçları bu şekilde olursa kafalar karışır. Amerika ve Avrupa mahkemelerinin buna anlam vermesi zor olacaktır’ demişti.

Amerikan büyükelçisinin açıklamaları, iktidar partisinde büyük tepkilere yol açtı. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Ricciardone’yi haddini aşmakla, Türkiye'nin içişlerine karışmakla suçladı.

Büyükelçi Francis Ricciardone’nin açıklamalarının yankıları, kendisinin Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’yla dün yaptığı iki buçuk saate yakın süren görüşmeye de yansıdı. Müsteşar Sinirlioğlu görüşme sırasında yargı sistemine ilişkin sözleri nedeniyle duyulan rahatsızlığı Amerikan büyükelçisine ilettiği bildirildi.

Ricciardone-Sinirlioğlu görüşmelerinin ayrıntıları da sorulan Amerika Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland ‘iki diplomatın, geçen hafta Ankara’daki Amerikan Büyükelçiliği’ne düzenlenen bombalı saldırının devam eden soruşturması ve Suriye gibi birçok konuyu ele aldığını, görüşmenin ayrıntılarını en iyi büyükelçinin kendisinin bildiğini’ belirtmiş bulunuyor. (Alıntı yeri: amerikaninsesi.com 08.02.2013)

Ricciardone, ‘Türkiye özgür ve muhalif de olsa eleştiren bir basın istiyor’

Türkiye’deki hukuk uygulamaları yanında  ABD’nin Terörle Mücadele konusunda öne sürdüğü eleştirel yaklaşımları pek yeni değil. Sorunun giderek büyüdüğünü anlayabilmek için iki yıl öncesine gitmekte yarar vardır.

ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi Francis Joseph Ricciardone, 15 Şubat 2011 akşamı verdiği tanışma resepsiyonunda Balyoz davasın tutuklamaları ve odatv.com’da yapılan aramalar ve gözaltına alınanlar için, ‘Bir yanda özgür basın deniyor ama bir yanda gazeteciler gözaltına alınıyor; biz bunu anlamıyoruz’  açıklaması ile gündeme düşmüştü.  ‘Demokrasi için iki konuya vurgu yaptığı konuşmasında, ‘Özgür basın ile özgür ve bağımsız yargı’ gerekiyor açıklamasının ardından Büyükelçi Ricciardone, ‘Türkiye özgür ve muhalif de olsa eleştiren bir basın istiyor. Muhalefet de hükümet de özgür basını desteklediğini söylüyor. Bir yanda gazeteciler gözaltına alınıyor bir yanda özgür basın deniyor, biz bunu anlamıyoruz.’ Gündemin bir diğer sıcak maddesi Balyoz davası tutuklamalarının da sorulduğu Ricciardone, ‘Yakından izliyor ve dikkatle takip ediyoruz. Yargılamalar sonuçlanana kadar masumiyet karinesi dikkate alınmalı. Yargının davaları usulüne uygun ve şeffaf şekilde ele almasını bekliyoruz’ açıklamasında bulunmuştu.(Kaynak: ntvmsnbc)

Görüldüğü gibi F. J. Ricciardone  Türkiye’deki basın özgürlüğü konusunda oldukça duyarlı. TBMM’de AKP dışındaki CHP, MHP ile BDP’nin bu konudaki tepkilerini andırır bir biçimde konuşması, o günlerde Başbakan Erdoğan’ın geçerlede ise Erdoğan’ın Avrupa’da bulunması nedeni ile AK Parti Gen. Bşk. Yrd. olarak Hüseyin Çelik’in verdiği sert tepkileri unutmak mümkün değil. ABD Büyükelçisinin bu çerçevedeki ‘resmi’ açıklamalarının Beyaz Saray’dan kopuk içerikler taşıdığını sanmak çok zor.

F. J. Ricciardone ülkemizin güvenliği için büyük tehlike oluşturan terör konusunda ise 16 Ekim 2012 günü ‘Türk hükümetiyle PKK ve Kandil konusundaki tüm istihbarat bilgilerini paylaşıyoruz. Daha da fazlasını önerdik. Bin Ladin'in yakalanmasında, çoklu disiplinli yaklaşım sergiledik. İleri teknolojiden, özel harekattan, kolluk kuvvetlerinden yararlandık. Türk hükümetine de PKK ile mücadele konusunda önerimiz oldu, kullandığımız taktik-teknik-prosedürleri paylaşmayı önerdik. Ancak Türk yetkilileri mücadelelerini yasalara, deneyimlerine göre yapıyor. Biz daha da yakın şekilde çalışmaya hazırız. Şu ana kadar PKK'yı askeri açıdan yenmemiş olmamız hem Türkiye'nin hem ABD'nin üzüldüğü bir konu. Ama bu mücadele konusunda ABD'ye yönelik şüphe beni üzüyor, hatta sinirlendiriyor. Çünkü böyle olunca düşman müttefikler arası ilişkiye şüphe yerleştirmekte başarılı oluyor’ diyor. (Kaynak: AA 17 Ekim 2011)

Başbakan Erdoğan, 'Üçlü mekanizma ile atılan adımlar var'

Başbakan Erdoğan, 17 Ekim 2012 günü Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı basın toplantısında Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın (ECO) 12. Zirvesi dolayısıyla gittiği Azerbaycan'ın başkenti Bakü'deki ziyaretlerine ilişkin bilgi verdikten sonra gazetecilerin sorularını şöyle cevaplıyordu:

'Açıklama metnini arkadaşlarımdan aldım. Büyükelçi Ricciardone'nin yapmış olduğu açıklamadan hareketle özellikle bizim Sayın Bush döneminde, bölücü terör örgütüne yönelik istihbarat paylaşımında biliyorsunuz anlık paylaşıma geçiş kararımız var. Ondan önce bir anlık paylaşım söz konusu değildi. Öyle istihbarat paylaşımı olurdu ki bir ay sürer, iki ay sürerdi. Fakat o görüşmemizde o zaman açıklamamızda bu anlık istihbarata geçiyoruz, bundan böyle anında ilgili birimler Türkiye'deki karşıtlarına bu istihbaratı geçecekler talimatını o zaman Amerika verdi. Hatta insansız hava aracı noktasında da birken onu ikiye çıkarma noktasında adım atıldı.

O günden bugüne bu anlık istihbaratı daha da ileri taşımanın gayreti içine girildi. Şu anda bu süreç de işliyor. Fakat kendilerinin Bin Ladin ile ilgili uygulaması kendi şartları içinde değerlendirilir. Bizim bölgede terörle mücadelemizin de kendi şartları içinde değerlendirilmesi farklılık arz eder.

Burada hatırlarsanız bizim üçlü mekanizma diye oluşturduğumuz bir mekanizma vardı. Bu mekanizma ile atılan adımlar var. Ama bu adımlarda da bizler henüz beklenen neticeyi alamadık. Fakat Amerikalı yetkililerle bu konuda bu üçlü mekanizma çerçevesi içinde neler yapılacağı konusu görüşülür. Biz tabii şunu biliyoruz, şuna inanıyoruz: Bu konuda bizim de ilgili birimlerimiz çalışmalarını yapıyorlar. Müşterek çalışma yapabileceğimiz tüm birimlerle, tüm ülkelerle de bu bilgi paylaşımını sürekli devam ettiriyorlar’ (Kaynak: AA 17 Ekim 2012) açıklaması iki ülke arasındaki çalışmaların özellikle o güne kadar terör saldırılarına karşı başarı sağlanamamış olması bıkımından da önem taşıyor.

Görülen o ki olaylara değişik açılardan bakan ancak çözümler konusunda tam olarak anlaşamamış iki Stratejik Ortak olarak ABD ile AKP İktidarı arasında basın özgürlüğü, terörle mücadele ve uzun tutukluluk süreleri konularında gizli bir çekişmenin var olduğu da ortada.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..