Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Kasım '12

 
Kategori
Deneme
 

Rifat Kalakoğlu’ndan Mektup geldi.

Rifat Kalakoğlu’ndan Mektup geldi.
 

Muğla Yağcılar Hanı'nda. Yükselecek Demirel, Rifat kalakoğlu, Sakin Koşar, Ünal Türköz ve Nabide Kılınç


Sevgili Nabide,

Önümüzdeki hafta çıkacak olan dördüncü kitabımla birlikte geleceğim artık.. Bana kırgın kızgın dargın olabileceğini hatta olman gerektiğini düşünürüm hep..

Yayladaki ödül yemeğinde masada otururken son kitabımı bizzat getireceğimi söylediğim halde ha bugün ha yarın diyerek ihmal rekoru kırdığımın farkındayım..

Bu defa öykülerden oluşan yeni kitabım muhtemelen 8 Ekim'de İstanbul'da dağıtıma girecek.. Bana da gönderecekler... ilk işim çocukluğumun geçtiği Yerkesiğe, Nabide Kılınç'a gitmek olacak! Söz verdiğim gibi! Bu defa yılbaşından sonra yayınlanacak beşinci kitabımı beklemeyeceğim artık! Artık yeter!! Kendime kızıyorum! Bir kıza verdiğim sözü nasıl tutamadım diye her Muğla seyahatimde her Yerkesik kavşağından geçişimde, Facebook'a her girişimde gözlüklü gülen ama sanki biraz da bana kızıyormuş gibi gelen bir ilkokul öğretmeni ciddiliğiyle sevimlilik karması, insana güven veren, sevecen, biraz da muzip bir öğrenci bakışını.. ve olgun kadın duruşunu gördükçe içimin cız edişi canıma yetti artık!!!

Gelişimde bana ceza verirsen hak etmişimdir, şimdiden bu cezayı düşün, canımı acıtmayacak cinsinden olsun.. varsın içinde tembel fukaralığım bulunan hatta dayakla baş edilemez cinsinden erkek yanımın maçoluğunu affetme bana kalırsa.. ver ne ceza vereceksen.. Şiirle cezalandır istersen.. İstersen Kerimoğlu zeybeğinde oynat beni.. Yerkesiğin dar yollarında fotoğraf karelerine koy itiraz etmem.. Tütün tarlalarına sok beni yapışak olsun üstüm başım bana mısın demem! Bağda üzüm nifirneleri kalmıştır şimdi pek severim, hele benli Beğlerceye bayılırım... Bir de o ağzını açmış gel beni ye diye haykıran narlara dayanamam... Bostanda kavun karpuz toplat damın içine taşıt sırtımda, ama, benim kalbim var, yüksek tansiyonum, fazla ağır yüke gelemem.. E hemşerim, sen de artık bu kadar gaddar olma gari!..

Bir kızgın Yerkesik güneşinin ardından mevsimin son bahar düşüncelerini sana bırakıp veda vakti şimdi... Hülyalara dalma vakti..
Yerkesik.. Yerkesik Kütüphanesi.. Ve temsil eden Yerkesiğin bir tanesi, benim güzel hemşerim...
En kısa sürede görüşmek üzere..
Gelmeden önce telefon ederim, uygun olduğun gün beraber olmak dileğiyle, sağlık ve mutluluk diliyorum.. Telefonun bende yok ama bulurum, Yükselecek'te vardır.

Marmaris'ten Selamlar.. Sevgiler..

Rifat Kalakoğlu’na cevap mektup var;

Sevgili dost,

Hani oturduk ya Yağcılar Hanı’nda. Fotoğraf karelerine orada düştük. “Çay İçmeyen Çiğdem” kitabını verirken heyecanım en çok seni görmenin heyecanı olsa gerekti. Kitaba mı, size mi dayanamadım diye sorarken gözlerim Yerkesiğe gelmemenin hala özlemi içerisindeyim. Kerimoğlu efe oyununa mı davet etsem, yoksa şu kış rüzgarlarının çınarlarını mı gövdesine yaslandığın. Bağda nifirneler kalmadı, ama gelecek yaşamla, su gibi gelecek o bahar, o yaz günleri size Yerkesik’te kavuşacağım.

Ne çok özlemişim sizi o Keyfoturağı Basın Gecesi’nden bugüne. Mektubun pek çıtır. Sevgin pek çıtır. Kitabın çıtır. Ne çok sevindim gözlerine bakıp konuştuğuma. Çok mutluyum.

Yayla evimden gelirken, yaşamın diriliğini hissettim. Dere boyu bitkilerin güzel kokusunu, güneşin ışıltısını, kuşların sesini. Asma bahçemdeki İncir ağacımıza baktım. Yetişmesini beklettiğim incirleri gelip geçen birileri koparmış, yemiş, gülümsedim, incirin tadını hissettim. Vardı yine ağaçta yetişmek üzere, yemeliyim, çekirdeklerinin çıtırtısını duymalıyım...

Gelmeliyim ki kitaplarına sevgili dost, çıtır sevgiyle kitaplarına kitaplarını okumak yorumlamak benim için ayrı bir tat bilmelisin ki, öyle dostlarımdan gelen kitaplar da sırada bekliyor ki,  mahçubum size.

Resmine baktım Marmaris’e gönül verdiğin ne çok hissediliyor. Resmine bakınca içime yayılan sıcaklık ve gönül.

Sevgili dost, güzel dostlarım, gönül dostlarım ne çok mutluyum. Bu denli çok güzel dostlarım vefalı, içten değerleriyle ve duygularıyla daha ne isteyebilirim yaşamdan…

Sevgili dost Rifat Kalakoğlu’na çıtır sevgisiyle, kitaplarıyla yeniden göreceğim güne dek sevgiyle, hasretle bekliyorum.     

Bir gün Yerkesik’te. Şu Yerkesik uzaklara dek kollarını uzatmış, çıkıp gitmişler içinden geriye o günkü anılar kalmış. Bir de özlem düşmüş kalplerine. Ancak Yerkesik hep vefasız bırakılmış,unutulmuş, terk edilmiş.

İçeride işleriyle, dışarıda işleriyle unutmuşlar şu Yerkesik’i. Bazen girmiş hülyalarına hasret düşmüş yitirdikleri, unuttukları sevdikleri ile zor gelmiş duygularına, Yerkesik’i unutmuşlar…

  

 
Toplam blog
: 642
: 524
Kayıt tarihi
: 19.07.08
 
 

Muğla'nın YERKESİK  beldesinde dünyaya gelmişim.  Yöremin o solunacak havasını, coğrafyasını çok ..