Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '09

 
Kategori
Spor
 

Rijkaard'ın taktik disiplini...

Rijkaard'ın taktik disiplini...
 

Bütün maç boyunca kırmızı kart göreceğinin haberini veren Barış ikinci sarı kartı görüp oyun dışı kaldığında Rijkaard yanında oturan Linderoth’u sahaya sürüp, Nonda’yı aldı. Bu Rijkaard’ın Keita’nın ceza almasından sonra orta sahada kurduğu üçlünün devamlılığı konusunda ne kadar kararlı olduğunun bir işareti gibiydi.

Zaten Diyarbakırspor ile Galatasaray arasında da net bir ilkesel fark vardı.

Diyarbakırspor başkanı ligin üçüncü haftasından beri medyadan uzaklaşamazken elbette takımının ne durumda olduğunun da farkında değil. Diyarbakırspor’u Fenerbahçe maçında izlemiştim; çok dağınık, belli bir sisteme bağlı olmayan bir görünümü vardı ancak bir takım daha üçüncü maçına çıkmışken böylesi bir eleştiri ağır olurdu; üstelik takım lig başlamadan on gün önce bir araya getirildiği yönünde açıklamalar yapılmıştı.

Ancak 12. Hafta Süper Ligin üçte biri demek. Diyarbakırspor yine aynı futbolu oynuyor. Bana göre bu futbol falan değil. Zaten yedikleri beraberlik golü de bu futbolsuzluğun ürünüydü. Aslına bakılırsa yedikleri her iki golde de çok ciddi pozisyon, kademe, zamanlama hatası vardı. Her iki gol sırasında da golü atan oyuncular sahanın içinde unutuldular, kaçırıldılar. Diyarbakırspor’un sahada yaptığı en güzel şey attığı goldü. Golün pasını veren Şener sahada yeşil-kırmızılı ekip adına futbol zekası en yüksek oyuncuydu.

İleride oynayan ve golü atan Mendoza ile Tazemeta’nın muadili Türkiye pasaportlu çok oyuncu var. Ancak oynayamıyorlar. Bu iki oyuncunun kaç ofsayta düşmüş olduklarını saymaktan yorulduk.

Galatasaray şok bir golle geri düştüğünde dahi kontrollü ve doğru top oynuyordu. Maçın sonuna kadar da oyunlarını hiç bozmadılar. Galatasaray’da sahada gizli bir kaptan var. Bu futbolcu Kewell. Belki de Arda ile birlikte Galatasaray’ın tüm hücum organizasyonlarını kuruyor. Arda’ya kafa ile verdiği pas Diyarbakırsporlu futbolcuyu ters ayakla yakalattı ve yere düşürdü. Arda da ikinci yarı boyunca gol yemek için her şeyi yapan Espinoza’yı çok kolay avladı. O şutu standart bir kalecinin kurtarması gerekirdi. Çünkü soluna geldi. Ancak Espinoza öylesine garip şeyler yaptı ki gol yemeği hak etti.

Barış çok kötü günündeydi. Anlamak mümkün değil. Asabiyeti yüzünden okunuyordu. Kırmızı kart görene kadar bütün problemlerin içinde vardı. Kırmızı kart gördüğü pozisyonda elle blok yapması aslında bu maça nasıl hazırlıksız çıktığının göstergesiydi. Sarı kartla cezalı duruma düşmüşken, ikinci kırmızıyı görüp sarı kartların depoda kalmasını sağlaması tam bir akılsızlıktı. Son üç maçta göre bulabilmiş ve neredeyse taktik onun üzerine kurulmaya başlamışken böyle profesyonellik dışı hareketlerin içinde olması Barış’ı bu maçın ceza tahtasına taşıyor.

Galatasaray defansı Diyarbakırspor’un maç başında yaptığı baskı ile biraz bocalasa da basit taktiği çabuk çözüp maç boyu son tek bir pozisyon verdi. Onu da iki metreden dışarı attı Mendoza. Gerideki dörtlü ile orta sahadaki üç futbolcu birbiriyle çok uyumlu çalışıyor. Topuz ve Ayhan ileriye çok iyi top çıkartıyor.

Galatasaray’ın gol noktalarında bana göre sorun var. Galatasaray taktiği gereği artık daha az gol pozisyonu üretiyor ve Nonda buralarda hiç görünmüyor. Kewell ve Arda bu nedenle gol atmak için neredeyse kalenin içine kadar giriyor. Önümüzdeki hafta Keita oynamaya başladığında Galatasaray’ın forvet bölgesinde kimi oynatacağını merak konusu. Ayrıca Elano gibi oyuncular maçın son on dakikasında girmeye alıştırılırsa bir daha form falan tutmazlar. Rijkaard ligin başında çok doğru ve iyi rotasyon yaparken artık takımı bozmamaya gayret gösteriyor. Bu da bazı futbolcuların kenarda uyumasına neden oluyor. Oysa Galatasaray golü 53. Dakikada buldu. 60. Dakikadan sonra rotasyon için zaman vardı. Rijkaard bunu kullanmadı. Bugünü kurtardı ama önümüzdeki maçlar için Elano’yu potansiyel bir uyurgezere dönüştüreceğinin sinyalini verdi.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..