Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '09

 
Kategori
Futbol
 

Rıza Hoca dikkat, aman, Emre Toroman

Rıza Hoca dikkat, aman, Emre Toroman
 

Eskişehirspor’un, Bursaspor’a sahasında 2-1 yenildiği maçtan sonra, Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam’a maç hakkındaki görüşü sorulduğunda şöyle demiş :

‘’Gol atmadan maç kazandık!’’

Onu biliyoruz da daha exantrik olması için ben olsam şöyle derdim :

Rakip takımın ön liborosu Emre Toroman kimseye gol attırmadı çünkü hepsini kendi attı.

Geçen gün para etmeyen bir kamyon soğanı Sakarya Nehri'ne döken çiftçi gibi. ''Bu fiyata satacağıma nehire dökerim daha iyi''. .. Bu da o hesap. Sana attıracağıma kendim atarım daha iyi.

İyi de, bıraksan bakalım onlar atabilecek miydi?..

Şaka gibi ama gerçek. Aynı gün Eskişehir PAF takımı da Bursa maçında kendi kalesine 2 gol atmış. Tesadüfün böylesi!.

Bizden yaşça biraz daha büyük bir arkadaşımız anlatmıştı. O takım şimdilerde 2. lig yükselme liginde. ‘’İstanbul 1. amatör kümede oynuyoruz. Bizim bir iddiamız yok. Formalite maçı bizim için ama rakip takımın kümede kalması için bizi yenmesi lazım. Maç içinde nasıl yalvarıyorlar. Abi ne olur verin şu maçı diye. Göz göre göre de şike yapacak halimiz yok. Aslında takımdan 3 kişiyi bağlamışlar ama rakip o kadar kötü ki, üstümüze gelemiyorlar ama yenilin diye yalvarıyorlar. Tesir altında kalıyorsun, etkileniyorsun. Koşmuyorsun, mücadeleye giremiyorsun. Yine bir şey yok. Kaleyi açıyorsun, yine atamıyorlar. Dayanamadım. E birader siz de de hiçbir şey yok ya. Kendimiz mi atalım?’’.

Emre Toraman’ın kendi kalesine attığı gollerle Bursa’nın 2-1 kazandığını alt yazıdan öğrenince, hadi bir tane ayağına falan çarpmıştır, ik tane nasıl olur diye merakla maçı bekledim. Düşünün ki Eskişehirspor öyle bir maç oynuyor ki, aldığı skor şampiyonu belirleyecek veya Eskişehirspor’un kurtuluşu o maça kalacak ve bu arkadaş da bu 2 golü öyle bir maçta atacak. Kim inanır! Burhan Altıntop’un cevabı gibi : Kadir İnanır

Ben 50 senedir bu futbolu oynadım, seyrettim, böyle bir şey görmedim. Bir defans oyuncusunun her zaman kendi kalesine gol atma riski vardır. Kaleci anlaşmazlığı olur, topu çıkarmak ister, beceremez, top ayağına çarpar kaleci kontrapiyede kalır v.s ama bu arkadaşımızın kendi kalesine attığı gollerin bunlarla hiçbir alakası yok. Kaleciyi çaresiz bırakan, gerekeksiz ama doğrudan kaleyi hedef alan vuruşlar.

1. golde rakip santrofordan önce kafayı kendi kalesine vuruyor. Üstelik rahat pozisyonda. 2. golde doğrudan doğruya kendi kalesine şut çekiyor. O topu kornere atmak istedi beceremedi desek, kornere atılacak top değil. Kornere atmak istese bomboş, rahatça atabilir. Ordan bakıyorsun olmuyor, burdan bakıyorsun olmuyor. İnsanın aklına kötü şeyler gelmiyor değil.

Emre Toraman’ı ben Appiah’ı oyundan attıran biri olarak hatırlardım K.Erciyes takımından.

Appiah’ın dediğine göre ona ‘’pis zenci’’ demiş, o da kafayı yapıştırmış. Futbol geçmişini merak ettim. 1979 Samsun doğumlu ama şehrinin takımıyla pek ilgisi yok. Fenerbahçe alt yapısından yetişmiş, Gençlerbirliği takımında profesyonel olmuş. Son dört senede dört takım değiştirmiş olması ilginç. Bunlar Sakaryaspor, Erciyesspor, Rizespor, Eskişehirspor. Neden acaba?. Hatta Adnan Polat da kendisini beğenirmiş ama almaktan vazgeçmiş.

2. golden sonra Bursaspor’luların sevinmeden kös kös santraya gidişleri de ilginçti. ‘’Bu adam da nerden çıktı, bize attırmamak inadıyla kendi atıp duruyor’’ der gibi bir halleri vardı. Şimdi Eskişehirspor’lu futbolcu ve yöneticiler Emre’ye sahip çıkmışlar. Başbakan’ın, seçim konuşmasında meydanda, beyaz eşya dağıtan valiye sahip çıkarken söylediği gibi. ‘’Emre’yi yedirmeyiz’’ diyorlarmış. Buyrun sizin olsun, hayırlı olsun. Bir de Rıza Hoca’ya sorun bakalım o ne diyor?. Adnan Polat, Emre Aşık’ı kontrol etmek için de bir adam lazım diyordu ya, o da bu Toraman’ın başına adam koyacak bundan böyle. Yoksa yakaladığını kaleye vuruyor!.

Belki o da inanmıştır kaza olduğuna. Başka ne olabilir ki?.

Bir ben inanamadım galiba. Olay, Kemal Sunal'ın ''Sakar Şakir'' filminde geçen inanılmaz sakarlıkları hatırlatıyor.

Ne gariptir ki saniyenin onda biri zaman içinde karar vermek zorunda olan bir hakemi bir pozisyondaki ters kararı için acımasızca yerden yere vuruyor yöneticiler de, kendi kalesine ters vuruşlarla 2 gol birden atan futbolcusuna bu toleransı gösterebiliyorlar. Maçın hakemi Selçuk Dereli'yi 3 penaltımızı vermedi diye suçlamışlar. Her takım için geçerli bu. Futbolcu hata yapınca sahip çıkmak yöneticilik raconu. (Paralar yanmasın, ört gitsin)

Bu futbolcu gerçekten bu golleri kaza ile attıysa, o zaman da vay Eskişehir’in haline.

Kazayla Süper ligde oynayan bir ön libero ile oynuyorlar demektir ki, ligin başı gibi, sonu da epey karışık, düşen kalan belli değil Eskişehirspor, G.Saray ve F.Bahçe ile peşpeşe oynayacak. Rıza Hoca

Dikkat, aman, Emre Toroman.

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..