Rize asıllı meşin yuvarlağa samba yaptırmak

Tellerine konan kuşların afacanlıkları yüzünden cilve yapan telgraf, izin vermiyor çekilmesine bir türlü. Pes etmeyen çakmak gözlü Yasin, doğduğu, çocukluğunun geçtiği, renklerini denizinden ve orman kokulu ciğerlerinden alan şehrin takımına; “Müsaitseniz, Cuma çayına size gelmek istiyoruz” cümlesini sıkıştırıveriyor yöreye kanat çırpan bir haberci güvercininin gagasına.

Misafirperver rakip; “Şampiyonlar liginde başarılar” dileriz” tarçınlı kurabiyesini ikram ediyor çayın yanında emekçi kanaryalara.

Kurabiye jestinin altında kalmak istemeyen takımımız, Altan’ın gol sayısında ufak çapta katkıda bulunuyor çam sakızı, çoban armağanı.

Kendisini çıplak gözle izlemeye gelenleri resitaliyle selamlıyor Roberto Carlos. Rize asıllı meşin yuvarlağa samba yapmasını öğretiyor havadayken. Başı dönüyor meşin yuvarlağın. Tam dışarı çıkacakken, kale çatalına çarpıyor kendini.

Kısık ateşte, 15 dakikada demlenen dört golün üçüne asist yapıyor Kaptan Alex, Kendi atamıyor ama attırıyor Devid’e Kejo’ya ve Selçuk’a…

Arkadaşlarını imrenerek izleyen Maldonado, 6+2 denklemi yüzünden kulübeye mahkum ediliyor bu maç… Devre arası formasını isteyen vatandaşı Leandro’yu geri çevirmiyor Alex. Eldivenleri ise, top toplayıcı bir çocuğun ellerini ısıtmakta artık.

Forma alış verişinden memnun olmayan rakibin teknik direktörü, Leandro’yu, aldığı formasıyla ilgilenmesi için alıyor oyundan ikinci yarı. Bu değişiklik; “Forma cezası” başlığı altında sunuluyor okuyucularına bazı gazeteler tarafından okuyucularına…

Akıllar Çarşamba pazarında olduğu için, ilk devrede attığımız gollere bir yenisini ekleyemiyoruz. Gaz pedalından ayak çekiyoruz Zico’nun tabiriyle…

Alınan üç puan hediye ediliyor başkanımıza 10’uncu yıl anısına…
Sılaya dönüş uçağımızda, efsane başkanımıza pasta kesiliyor, uğruna bestelenen;

“On yıl önce başkan oldun,
Avrupa’yı hedef koydun.
Sıra geldi Sevilla’ya,
Çok büyüksün Aziz Baba.”

Sözlerini oluşturan 10’uncu yıl marşı eşliğinde…

Nice 10 yıllara büyük başkan…