Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '17

 
Kategori
Güncel
 

Rize'nin Heidi'si Hamdu Sena

Rize'nin Heidi'si Hamdu Sena
 

Dün televizyonu açanlar, interneti karıştıranlar, insanı ağlatacak kadar güzel ve duygulu bir resimle karşılaştılar.
 
Rize’li küçük kız Hamdu Sena, karlar içinde dağda doğan keçisini ve yavrusunu kurtarmak için yollarda görülüyordu.
 
Aman ne kadar sevimli, ama ne kadar anacıl, merhametli ve köpeği Tomi de bir o kadar öyle.. Kızla Tomi işbirliği yapmışlar, birinin sırtında keçinin annesi, Tomi’nin sırtında da Keçi’nin yavrusu belenmiş, sarınmış dağ yollarında anneyi ve yavrusunu rahat bir ortama kavuşturmak için yürüyorlar.
 
Haber şöyle:
 
“Rize'de, yeni doğum yapmış keçiyi sırtında, yavrusunu da çoban köpeğinin sırtına bağladığı okul çantasında taşırken çekilen fotoğrafı sosyal medyada paylaşım ve beğeni rekoru kıran ortaokul 1'inci sınıf öğrencisi 11 yaşındaki Hamdu Sena Bilgin o anları anlattı. Otlattığı keçilerden birinin aniden doğum yapması sonucu olayı yaşadığını dile getiren küçük kız, hayvanları çok sevdiğini söyledi. İlginç olay, İkizdere İlçesi'ne 10 kilometre uzaklıktaki Yağcılar Köyü'nde, hayvancılıkla geçimini sağlayan Atilla Bilgin'in ortaokul 1'inci sınıf öğrencisi 11 yaşındaki kızı Hamdu Sena Bilgin'in keçileri barınaktan çıkarmasıyla başladı.. Evden uzaklaşırken keçilerden biri doğum yapmaya başlayınca, koşarak eve dönen Hamdu Sena Bilgin, okul çantasını aldıktan sonra doğum yapan keçinin yanına geldi. Keçiyi sırtına alan, yavrusunu da, Tomi adındaki çoban köpeğinin sırtına bağladığı okul çantasına koyan küçük kız, karla kaplı dik yolda evine doğru yürümeye başladı. Bunu gören kardeşi fotoğrafla bu anları saptayarak internete koydu.” (milliyet.com.tr)
 
O andan itibaren Hamdi Sena ve Toni artık birer internet fenomeni olup çıktılar. Onları herkes televizyonda ve internette seyrederek hayranlıklarını bildirdiler.
 
Bu neyi gösteriyor?
 
İnsanoğlunun hala doğadan, köyden hayvanlardan kopamadığını… Aralarında aslında önemli bir dayanışma olduğunu. Özellikle köyde yaşayanların bu dayanışmayı, sevgiyi ve merhameti çok daha derinden hissettiklerini. Böylece doğaya daha yakın yaşayıp, daha mutlu olduklarını gösteriyor.
 
Hamdu Sena’nın yanında bir de büyük kentlerde apartmanların 10., 20. katlarında yaşayan aileleri ve onların çocuklarını düşünün… Ne köpekleri vardır… Ne keçileri.. Belki de o küçük çocukları hayatlarında bir keçi görmeden büyümüşlerdir..!
 
Oysa Hamdu Sena’nın bir değil bir çok keçisi var. Her birisiyle akraba gibi.. Bir bakıma onların ana babası gibi… Hatta ebesi gibi… 11  yaşında bir çocuğun bir doğum olayına şahit olması ve keçisini doğurtması ondan sonra onu beleyip, bir çantaya koyup sırtına vurması, keçi yavrusunu da köpeği Tomi’nin sırtına bir başka çantayla bağlayıp, dağ yollarında loğusa anne keçiyi ve yavruyu karlar içinde zor bela eve getirme çabası gözleri yaşartacak kadar güzel bir maceradır. Ama belli ki böyle bir hayat Hamdu Sena’nın hayatında normal bir şeydir. Çünkü o annesine babasına yardım ediyor. Okul zamanının dışında Hamdu Sena’nın ömrü keçilerinin peşinde dağda, yabanda geçiyor.. Ama o küçük kız hayatından memnun… Keçileriyle, kardeşleriyle mutlu bir yaşam sürüyor…
 
Ama belli ki bir kentli çocuk, Hamdu Sena’nın becerdiği, yaptığı işleri kolay kolay yapamaz ve altından kalkamaz. Yaşadığımız zor hayat bize belki de “kavi” bir insan olmamızı ve doğaya karşı yaman bir hayat sürmemizi  gerektiriyor. O bakımdan köy insanının hayata karşı çok daha dayanıklı olması beklenebilir. Ama bir köy adamı, kente geldiğinde nasıl davranır… Onun örneklerini de çeşitli Türk filmlerinde görüyoruz.
 
“Köyden indim şehire, şaşırdım birden bire..” Bunun özetidir. 
 
Hamdu Sena o resmiyle insanlara, doğayı, karı, zor köy koşullarını; hayvanların güzelliğini ve ve oradaki insanların yardım severliğini pek açık, pek güzel bir şekilde gösteriyor.
 
Ayrıca, bir Anadolu köpeği olan karabaş’ın Hamdu Sena’ya yardımındaki asaleti gördünüz mü? Sanki , “Sen ne dersen ben yaparım Hamdu Sena abla..” diyor davranışıyla. Ve o güzel köpek, kızın keçisinin yeni doğmuş yavrusunu, incitmeden, yormadan eve kadar getiriyor. 
 
Keçinin ve yavrusunun mutluluğunu, rahatlığın gördünüz mü? Tabii anne keçinin bir gözü hep yavrusunun üzerinde.. Oysa  yavru keçi, Tomi amcasının sırtında gayet rahat ve sıcak, güzel bir yolculuk yapıyor…
 
Aman Allahım, Anadolu’da ve dünyada böyle nice hikayeler var… Bazen bunlar anlatılmıyor ama  yaşanıyor…
 
İşte resimin önemi de burada ortaya çıkıyor… Hamdü Sena’nın kardeşinin sezgisine ne demeli… Olağanüstü bir resim algılama içgüdüsü… Onları o vaziyette görünce hemen ftoğraf makinesini çıkarıp bu pozu yakalaması ve onu internete yüklemesi, bir bakıma Türk insanının artık dünya perpektifine girebildiğini ve postmodern ölçülerle yaşayabildiğini gösteriyor.
 
Bu resim çekilmelidir ve tarihe bu not düşülmelidir…
 
Hamdu Sena ve kardeşi dünyaya hala insanlığın ölmediğini. İnsanın, hayvanın ve doğanın yan yana iç içe yaşayabilirse ancak anlamlı bir hayat sürebileceğini, gerisinin anlamsız olacağını gösterdiler, kanıtladılar…
 
İşte bu resim insanlığın henüz ölmediğinin bir resmidir.
 
Son olarak belki de şunları eklemek gerekli:
 
“Allah’a hamdu sena ederiz. O’na döneriz. Nefislerimizin fenalıklarından ve kötü amellerimizden O’na sığınırız. Allah’ın hidayet ettiğini, kimse doğru yoldan çıkaramaz. ..”
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..