Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

20 Eylül '13

 
Kategori
Dünya Şehirleri
 

Rochester

Rochester
 

Benim makinemden


Chigago’dan uçakla bir saatlik mesafedeki Bufalo’ya gitmek için altmış kişilik bile olmayan küçük bir uçağa biniyoruz. Kapalı kalma fobim fırsattan istifade devreye giriyor anında. Sakın panik yapıp kendini rezil etme diye sakinleştirmeye çalışıyor içimin iç sesi kendi kendini. Dışardan görenler kendi halinde sakin bir kadın görüyor ama içeriden baksalar ağlarlar halime.

Okuduğum; Kenize Murad’ın Saraydan Sürgüne kitabını açıp kaldığım yerden okumaya çalışıyorum. Bazı paragrafları tekrar okuyorum anlamadığımı fark ederek. Bir saat bazen çok kısa gelebilir ama bazen de uzayabiliyor duruma göre. Zaman, duyguların gidişatıyla alakalı bir kavram. Kalkarken de iniş sırasında da hiç sarsılmıyor küçük uçak.

Havaalanından çıkışta kiralanan arabamıza binerek harika bir bahar havasında, baharın tam içinden geçen yolda ilerliyoruz. Her iki tarafı ormanlarla kaplı dümdüz bir yolda, ara sıra yol kenarlarında hiç kaçmayan geyikler görüyoruz. Bu güzel arabayla hız sınırı altmış mil. Burada içkili araba kullanmanın ve hız sınırını aşmanın cezası büyükmüş ama bizi bütün arabalar geçiyor arabamız otomatik hız kontrolünde sabit. Kamyonlardan zaten korkarım ama bu kamyonlara bayılıyorum. Koskocaman, rengarenk ve inanılmaz güvenli görünüyorlar. Güven benim için birinci sırayı kaplamıştır her zaman her alanda.

Rochester’da geniş düz arazilerde golf sahaları görüyoruz sıklıkla. Sonradan düzenlenmiş tümsekler yapılmış. Ağaçlar böyle mi güzel görünür belki de bahar yüzünden. Filmlerdeki hatta masallardaki gibi abartısız ama muhteşem evler var yollarda. Sincaplar nüfus planlamasından habersiz çoğalmış aklınıza gelebilen her yerdeler ve kaçmıyorlar. Belli ki elle beslenmeye alışmışlar ya da hiç zarar görmemişler ne mutlu onlara.

 

Devlet üniversite eğitimine kadar ücretsiz okutuyormuş çocukları. Okumak istemeyen işe yerleştiriliyormuş ama illa okuyacağım diyene sonradan ödenmek üzere kredi veriliyormuş. Okuyup mezun olan bir yıl sonra taksitlendirilerek ödeme yapmaya başlıyormuş. İnsanlar rahat ve sakin görünüyorlar. Herkes gülümsüyor, yollar tertemiz, trafik yok ama bu şehirde yaşamak için daha üst seviyede bir gelir gerekiyormuş. Arkadaşım kocasına lütfen buradan bir ev alalım, dil eğitimi için gelen çocukları misafir ederiz diyor. Kocası her bakışında olduğu gibi sakin ve olgun kısmet diyor gülerek. Bana her yer çok uzak geliyor, çok güzel olmasına rağmen içimden hayal bile etmiyorum.

 

Uzun bir nehir geçiyor şehirden, yemyeşil bir su ve iki kıyısı da yaşlı ve bakımlı ağaçlarla kaplı. Kürek okulu var, insanlar sağlıklı görünüyor ama bu havadan mı yoksa kürek çekmekten mi onu ayırt edemiyorum. Yürüyüş yapıyoruz iki gün boyunca sabah ve akşam. Bir yürüyüşümüz hemen bitiyor çünkü kemiklerimiz donuyor akşam. Nehir kıyısının her iki tarafında asfalt yürüyüş yolları var. Suç oranınının en az olduğu şehirlerden biriymiş. Tüm sakinliğe rağmen otelde, alışveriş merkezinde, restoranda insanlar gürültüyle konuşuyorlar.

 

Keyif alınacak, keyifle yaşanacak bir yer gibi görünüyor gözlerime ama gel bedava yaşa deseler gitmem ama siz bana bakmayın ben İstanbul’un Avrupa yakasını bile uzak buluyorum. Nereye mi uzak? Bana, kendime... Şehirden çok lüks bir kasaba havası var, her açıdan manzara muhteşem, havası inanılmaz iyi uyutuyor insanı ve dinç uyandırıyor. Görmek kısmet olursa ve yakınlarından geçerseniz mutlaka görün, görmekten pişman olmayacağınız bir yerleşim yeri. Sonraki gezi noktası Niagara Falls (Niagara Şelaleleri).

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..