Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '13

 
Kategori
Yurtdışı Tatil
 

ROMA Tatili

ROMA Tatili
 

Roma Republica Meydanı'ndan


 

 “buongiorno… ciao…grazie…”derken bir Homelink tatilinin daha sonuna geldim işte.

Oysa  az değil,12 gündür köşe bucak gezip duruyorum Romulus’un Roma’sını.

Buraya gelirken, gezdiklerimi, gördüklerimi gün be gün  yazmayı planlamıştım. Ancak gelin görün ki,  plânımı gerçekleştirmeye bir türlü fırsat bulamadım.  Artık memlekete dönmeye ramak kalmışken ve  ben halâ bu  eskimeyen tarihi şehirdeyken, dağarcığıma kazınan harika Roma izlenimlerimin bazılarını sizlerle paylaşmak istedim.

Tarihin en ölümsüz ve en önemli şehirlerinden biri olan Roma, engebeli bir bölgede bulunan 7 tepe üzerinde ve  efsanelere göre M.Ö. 753 yılında Romulus (Romolo) tarafından kurulmuş.

1870 yılından beri İtalya Cumhuriyeti'nin başkenti ve Papalığın ikamet yeri olan Roma, sayısız anıtları, kiliseleri, sarayları, meydanları, havuzları,300 ü aşan çeşmeleri, Tiber (Tevere) Nehri üzerindeki 11 köprüsüyle, rakibi olmayan büyük, modern, mükemmel bir  metropoliten şehir. Kısacası Roma, Batı uygarlığının beşiği, Katolik dininin kalbi, aynı zamanda İtalya'nın siyasi, idari ve kültürel hayatının merkezi.

Bu ansiklopedik bilgilerin hepsine Google sayesinde kolayca ulaşmak mümkün.O yüzden günlerdir gezmekten ve görmekten bıkmadığım, San Pietro Meydanı ,San Pietro Bazilikası, Kolezyum(Collecio), Arch of Constantine, Trevi Çeşmesi(Fontana di Trevi/Aşk Çeşmesi), Panteonİspanyol Merdivenleri (Spanish Steps Monet), Piazza Navona,  Via Del Corso, San Angelo Kalesi (Castel Sant’angelo), Piazza Del Popolo, Via Condotti, Fiori Meydanı (Campo Dei Fiori) ve Via Veneto(Venedik Meydanı) hakkında fazla bir şey yazmayacağım.

Ancak  Yahudi Mahallesindeki  şirin Mattei Meydanı’na ve Travestere’deki Santa Maria Kilisesi’ne hayran kaldığımı…

Santa Maria Meydanı ve civarındaki gece hayatını görünce,10-15 yıl daha genç olmadığıma oldukça hayıflandığımı(!)...

Termini İstasyonu’nun çok yakınında bulunan Republica Meydanı’nın ortasındaki o büyük fıskiyeli havuza, İtalyan Polisinden fırça yemek pahasına ayaklarımı sokup, serin serin etrafı seyrettiğimi ve bir süre sonra bu manâda diğer turistlere çok kötü bir örnek olduğumu…

O gece Navona Meydanı’nda, Bernini’nin yaptığı o muazzam havuzun başında oturup, 5 kişilik caz orkestrasının verdiği bedava konseri dinlerken,o ılık ve romantik Roma akşamından acayip etkilendiğimi…

Ve Gianicolo Tepesi’nden Roma’yı  yükseklerden seyretmenin ayrıcalığını yaşarken, güneşin Roma tepeleri ardında  kayboluşuna büyük bir zevkle şahit olduğumu da söylemek isterim.

Ancak, internette pek çok kaynakta gidilmesi önerilen Travestere Mahallesi'ndeki Porta Portese Bit Pazarının hiçte öyle ahım şahım bir alışveriş bölgesi olmadığını, öyle abartıldığı gibi antika takı ve eşyalara nedense bir türlü rastlayamadığımı, hele Temmuz sıcağında o kalabalık ve pis pazarda alışverişe gitmiş olmaktan hiçte hoşnut kalmadığımı bihassa belirtmeliyim.

Son olarak, 10 yıl kadar önce Roma’ya ilk gelişimde, Aşk Çeşmesi’nde dilediğim 3 şeyin, gerçekleşmeyen 2 maddesi için yeniden 2 adet para( 10+10 Türk Kuruşu) atıp dilekte bulunduğumu(!) itiraf ederek, yazımı bitiriyorum:))

Goethe, “gezgin bir yere varmak için değil, görmek için seyahat eder” demiş ya, ben de “görmek için geldim, gezdim ve gördüm”işte…

Ve anlaşıldığı üzere, bu naçizane gezgin için bir İtalya macerası daha bitti.

Öyleyse yeniden buluşana kadar, arrivederci İtalya, arrividerci ROMA!

 

***

 
Toplam blog
: 247
: 1493
Kayıt tarihi
: 29.01.08
 
 

Antalya ve Akdeniz aşığı bir öğretmenim. Bol bol okurum, blog yazarım, şiir yazarım. Yazdıkça ve ..