roma-6

Antik Roma’dan gümüz Roma’sına…

Antik Roma, MÖ 9. yüzyılda İtalya Yarımadası’nda ortaya çıkan Roma Şehir Devleti’nden doğarak bütün Akdeniz’i çevreleyen muazzam bir imparatorluk haline gelen büyük bir medeniyetin adı. Yaklaşık 1200 yıl boyunca ayakta kalmayı başarmış olan Roma uygarlığı, fetih ve asimilasyon yollarıyla Batı Avrupa ve Akdeniz’i çevreleyen bölgede egemen olmayı başarmış, yıpranmaya ise iç istikrarsızlıkların ve özellikle de göçebe toplulukların akınlarıyla başlamış. Bu etkiler sonucunda Hispanya, Galya ve İtalya’yı içine alan Batı Roma İmparatorluğu, 5. yüzyılda bağımsız krallıklara bölünmüş, imparatorluğun batı kesiminin dağılması, tarihçiler tarafından Antik Çağlar’ın sonu, Orta Çağ’ın, aynı zamanda Karanlık Çağ’ın da başlangıç tarihi olarak kabul edilmekte. Öte yandan İstanbul’dan yönetilen Doğu Roma imparatorluğu, 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilene kadar varlığını sürdürmeyi başarmış.

Bu büyük uygarlık, kültürel olarak yoğun biçimde ilham ve örnek aldığı Antik Yunan ile birlikte “klasik antikite”ye dahil edilir. Antik Roma Batı dünyasındaki hukuk, savaş, sanat, edebiyat, mimari, teknoloji ve dil konularının gelişimine büyük katkıda bulunmuştur ve hâlen de günümüz dünyası üzerinde çok büyük bir etkiye sahiptir. Dünyayı etkisine almış Batı Medeniyetinin temelleri Batılı aydın ve tarihçiler tarafından Antik Yunan ve Antik Roma medeniyetlerine tarihilendirilir. Aenas adlı efsaneye göre Roma, MÖ 27 Nisan 753 tarihinde Truva Prensi Aeneas’ın torunları olan Romulus ve Remus adlı ikiz kardeşler tarafından kurulmuştur ve Aenas da Troya Savaşı’ndan sağ çıkmayı başarabilmiş ve Kaz Dağları’na kaçarak hayatta kalmış Troyalılardandır.

roma-8

Ve Muhteşem Roma Şehri

Göz kamaştıran sarayları, kilise ve yapımlan asırlar sürmüş heybetli katedralleri, bazilikaları, antik kalıntıları, anıtlan, heykelleri, sanat eserleri gibi birçok şeyle dünyanın en zengin ve güzel şehirlerinden biri olan Roma, her yıl milyonlarca turiste de ev sahipliği yapmaktadır. Akdeniz kültürü ile yetişmiş olan İtalyanların dünyaca ünlü canlılıklarıyla sokaklannı renklendirdiği görkemli Roma, tam da gezerken kaybolmanın tadının çıkarılacağı bir şehir. Günümüzde dünyanın en önemli turistik noktalarının başında gelen Roma, yaz aylarında turist akınına uğruyor ve şehri ziyaret edebileceğiniz en güzel mevsim ise bahar…

roma-9

Gezerek Bitmeyecek Bir Şehir

Roma bir haftalık tatillerle tüketilecek bir şehir değil. Her köşesinden tarih ve sanat fışkıran Roma’nın ilk aşamada görülmesi gereken yerleri ise şöyle: Kolezyumjrevi Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri, Şistine Şapeli, San Pietro Meydanı, San Pietro Bazilikası, Vatikan Müzesi, Roma Forumu ve daha sayısız eser ve bölge…

Kolezyum belki de Roma’nın en bilinen tarihi eseri. MS 72 yılında imparator Vespasian tarafından yapılma emri verilen amfi tiyatro, oğlu Titus tarafından 80 yılında tamamlanmış, ismini bir zamanlar buraya yakın bir yerde bulunan imparator Nero’dan aldığı bilinen Kolezyum taş ve demirden inşa edilmiş. Dünyadaki en büyük amfi tiyatro olan Kolezyum, Roma mimari ve mühendisliğinin en önemli eseri olarak kabul edilmekte. Orta Çağ’ın başlarında kullanımı durdurulan yapı, günümüze kadar bir kısmı zarar görmüş olarak ulaşabilmiştir. Kolezyum’la ilgili ilginç bir bilgi ise yapıldığı yıllarda havuz olarak da kullanılmış olmasıdır.

Trevi Çeşmesi, Roma’daki en büyük ve en ünlü barok tarzı çeşmedir. 1732 yılında Nicola Salvi tarafından tasarlanan çeşme Trevi Meydanı’nda bulunur ve özellikle Türkiyeli turistler tarafından Aşk Çeşmesi adıyla bilinir.

roma-1

  1. yüzyılda Papa Urban VIII, Beminiden çeşmenin yenilenmesini istemiştir. Fakat Papa’nın ölümünden sonra bu proje gerçekleştirilmemiştir. Bernini sadece çeşmenin yönünü Quirinal Sarayı’na doğru çevirerek Papa’nın bu görüntünün tadını çıkarmasını sağlamıştır.

Kayalık birkısmıolan den iz kenarı Trevi Çeşmesi’nde canlandırılmaya çalışılmıştır. Figürler arasında Poseidon’un bir arabayı sürerkenki hali de vardır. Dört sütununda soldan sağa şu alegorik heykeller vardır: “Meyve Bolluğu”, “Tarlaların Verimliliği”. “Sonbaharın Zenginliği” ve “Bahçelerin Zenginliği”. Adeta bir tiyatro sahnesini andıran Trevi Çeşmesi, Roma’da çekilen birçok filmin de yıldızı olmuştur. Tabii aynı durum tümüyle bir film sahnesine benzeyen Roma şehri için de geçerlidir.

Trevi Çeşmesi’ne ulaşım da ise en uygun yol metrodur. En yakın metro durağı Barberini durağı olmakla birlikte havadar bir yolculuk yapıp Roma’nın güzelliklerini içinizde hissetmek isterseniz turistik, üstü açık otobüsler ile de kolayca ulaşabilirsiniz. Aşk Çeşmesi’ni ziyaret ettiğinizde Panteon. Piazza Navona, Ispanyol Merdivenleri, Trojan’s Market, Trojan’s Column da ziyaret edilebilir. Bütün bu güzelliklerin birbirine bu kadar yakın olabildiği tek yer Roma’dır.

Roma’ya gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri de Panteondur. Panteon Antik Roma döneminden kalan ve en iyi şekilde korunmuş tapınaktır. Navona Meydanfna yakın olan tapınak Pagan Roma tanrılarına adanmıştır.

imparator Hadrian tarafından yapılmış olan Panteon’un giriş kısmında Latince yazılmış ve Hadrian’ın yakın arkadaşı olan Marcus Agrippa’ya itfah edilen bir yazı görülür. Yazıda “M. Agrippa, Lucius’un oğlu, üç kez konsül olan kişi yapmıştır.” yazmaktadır. Yazının üst kısmında yer alan boşlukta ise Titanların savaşını gösteren figürlerin olduğuna inanılmaktadır. Girişteki büyük bronz kapılar ise daha önce altın ile kaplı olmakla birlikte bu altın zamanla kaybolmuştur ve yerini bronza bırakmıştır.

Panteon’u bu kadar etkileyici kılan en önemli özelliği ise eşsiz mimarisidir. Girişin iki kısmında Augustus ve Agrippa’nın heykelleri bulunan yapının iç dizaynı ise gelenek ile yeniliği birleştirmiştir. Panteonda yer alan iki ayn gözden içeriye yağmur girer fakat harika tasanm ile bu su akar gider.

Efsaneye göre Panteonda bulunan ve Roma’nın kurucusu olan Romulus’un heykelinin yerinde bulunan heykel bir kartal tarafından alınmıştır ve ölümünden sonra Cennete, tannlann arasına gönderilmiştir.

Roma’nın bulunduğu İspanya Meydanı kelebek şeklindeki dizaynı ile dünyadaki en ünlü şekillerden biridir. Roma barok stilini yansıtan meydan, Rönesans döneminde daha popüler bir yer olarak bilinir. Yazarların ve sanatçıların buluşma noktası olan meydanda o dönemde de çok şık oteller bulunduğu bilinir. 17. yüzyılda Trinita dei Monti Kilisesi’nin adı meydana verilmiş olsa da sonrasında İspanya elçisinin burada yaşamasıyla yine “İspanya Meydanı” adını almıştır.

Meydanda bulunan İspanya Merdivenleri ise belki de dünyadaki en ünlü merdivendir. Merdivenlerin önündeki “Barcaccia” olarak bilinen bot şeklindeki çeşme, Papa Urbano Vll’nın oğlu Bemini’ye verdiği emirle Fransız kralı ile yapılan anlaşmanın anısına yapılmıştır. Pietro Bernini ve Gian Lorenzo tarafından inşa edilen çeşme meydanın tamamlayıcı yapılarındandır. Barcaccia’nın yapılışının bir başka amacı ise Tiber Nehrinde 1598 yılında meydana gelen sel felaketini anmaktır. Ispanya Meydanı’ndaki Via dei Condotti, Via Frattina, Via Borgognona ve Via del Babuino gibi sokaklardan lüks dükkanlara çıkılır. Merdivenlerin hemen bitiminde sizi bekleyen faytonlar ile gezinmek de güzel bir tecrübe olabilir. Ispanyol Merdivenleri yazın yılda bir kez olmak üzere ünlü bir moda şovuna ev sahipliği yapar ve basamaklar mankenlerin yürüyüşü olarak bilinen catwalk için kullanılır.

İspanyol Merdivenleri ve civarına metro A hattı ile “Spagna” istasyonundan rahatça ulaşabilirsiniz.

Roma’ya gidip Şistine Şapeli’ni görmeyenleri ise ülkeden çıkışta dövüyorlar. Bunun sebebi de Şistine Sapeli’nin dünyanın en değerli sanat eserlerini barındırması. Vatikan Müzesi turunun son durağı olan şapele adım atıp büyülenmemek imkansız. Yerden tavana kadar her nokta ayrı ve değerli bir sanat eseri ile kaplı.

Şistine Şapeli’ne hak ettiği bu ünü sağlayan en önemli kişi Michelangelo. Normalde sanatçılar çalışmalarını çıraklarının yardımı ile tamamlarlardı çünkü günümüzde basitlemiş teknikler o zamanlar kullanılamamaktaydı. Usta, ana çalışmayı tamamlarken çırak ayrıntılarla ilgilenirdi. Fakat Şistine Şapeli ‘nde durum böyle değil, şapel tek bir kişinin çalışmasıdır ve o kişi de büyük Michelangelo’dur!

Giovannino De’Dolci tarafından 15. yüzyılda dizayn edilen yapı 1500l’erin başında yapılan genişletme çalışmaları sırasında zarar görmüştür. Tavanında büyük bir çatlak meydana gelince çatı metal yapılar ile desteklenmiş fakat Freskler zarar görünce Papa, Julius III, Michelangelo’dan tavanı yenilemesini istemiştir. Fakir, yalnız ve mutsuz bir sanatçı olan Michelangelo hayatını şapele adeta şapele adamış ve harikalar yaratmıştır. Çalışması 1512 yılında törenle açılmıştır. Şapelde en bilinen Fresk ise tavanın tam ortasında yer alan ve Adem’e el veren Tanrı resmidir.

roma-2

Nasıl Gidilir?

Roma ulaşım konusunda birçok seçeneğe sahip bir şehirdir. Bu durum Her yol Roma’ya çıkar sözü ile de adeta desteklenmektedir. Şehir içi. ülke dışından ulaşım; Roma ulaşım konusunda kesinlikle sıkıntı yaşanabilecek bir yer değildir. Özellikle ülke dışından gelen turistler için dünyanın hemen her yerinden ama özellikle de Avrupa’dan direk uçuşlara ev sahipliği yapmaktadır. Roma’ya başka şehirlerden tren, otobüs, araba yoluyla ulaşmanız da mümkündür.

Roma tren ulaşımı açısından da zengin ve kaliteli seçeneklere sahiptir. Romantik bir tren yolculuğu Roma’yı bambaşka bir biçimde yaşamanıza da olanak sağlayabilir. Roma’nın temel tren istasyonu Termini’dir. Bunun dışında Tiburtina, Ostiense, Trastevere ve Tuscolana tren istasyonları bulunmaktadır.

roma-11

Şehir içi ulaşım

Dünyanın en turistik şehirlerinden olan Roma için ulaşım oldukça önemlidir. Turistik noktalann çoğu ve çevresi trafiğe kapalıdır. Bu nedenle belli bir noktaya ulaştıktan sonra yürümeniz gerekir ki etrafınızda ihtişamın tadı da ancak bu şekilde tam anlamı ile hissedilebilir.

Yürümekten başka Roma şehir içi ulaşımda tavsiye edilebilecek diğer yol bisiklettir. Bu şekilde hem trafikten etkilenmezsiniz hem de istediğiniz yerde durabilirsiniz. Bisiklet kiralamak için en uygun yer Bici&Baci’dir. Termini Istasyonu’nu yakınlarında bulunan bu yerden saati 3 Euro, günlüğü 11 Euro’ya bisiklet kiralayabilir ve yüzünüzde Roma’nın Akdeniz’den esen tarihi esintisi ile birlikte keyifli zamanlar geçirebilirsiniz.

roma-7

Roma’da yemek de aşk ve sanattır

Roma yemek kültürü açısından zengin bir şehirdir. Geleneksel Italyan mutfağının yanı sıra burada dünya mutfaklarını da deneyimlemek mümkündür. Evet, bu büyülü şehirde her şey gibi yemek yemek de bir deneyimdir.

Roma güzel ve kaliteli restoranlar ile doludur ve fakat kimi zaman salaş gibi görünen yerlerde yemeğin bir sanata dönüştüğü görülür. Bazı lezzetler kıyıda köşede kalmış yerlerde tadılabilir. Rehberlerde yer alan mekanlar genel olarak fiyatı yüksek ve popüler yerlerdir. Bu tarz yerlerde yer bulmak zor olabilir. Bu sebeple Roma’da en mantıklı hareket rezervasyon yaptırmak olacaktır. Benim açımdan seyahat sırasında yemek yemenin en güzel yolu ise sokaklarda kaybolup en kuytu köşedeki lezzet hâzinesini keşfetmektir.

Eğer vejetaryenseniz Romada yiyecek bulma konusunda zorluk yaşamazsınız. Makarna, peynir, zeytinyağı, pizza ve sebze ağırlıklı bir mutfak olan İtalyan mutfağı birçok lezzetli seçenek sunar.

Roma’da yemek ve içmek konusunda her bütçeye uygun menü bulunabilir. Örneğin 2 Euro’ya bir dilim pizza ve 1.5 Euro’ya yanına bir içecek alabilirsiniz. Öğlen yemeği menüleri besleyici seçeneklerle 15 – 20 Euro civarında tutar. Ortalama bir restoranda ana yemek seçenekleri ile akşam yemeği yiyecekseniz ortalama fiyat 20 Euro’dan başlamaktadır.

roma-usulu-enginar-tarif-1

Yöresel Roma Yemekleri

Yöresel Roma yemekleri İtalyan mutfağını yansıtan yemeklerdir, yöresel Roma yemeklerinde ve İtalyan mutfağında en sık kullanılan ürünler Makama, bezelye, enginar, fasulye, et ve peynirdir. Zeytinyağı da İtalyan mutfağı için oldukça önemlidir. İtalya’ya gidip makarna ve pizza yemeden ülke dışına çıkmak adeta yasaktır.

Yöresel Roma yemekleri için en uygun bölge ise Testaccio Rione’dir. Yöresel Roma yemeklerinin bulunabileceği bu bölge eskiden kasapların mekanı olmakla birlikte hala popülerliğini tomaktadır. Et, İtalyan mutfağında sık sık kullanılan bir malzemedir ancak farklı baharatlarla lezzetlendirilerek sunulur.

carciofi

İşte bazı popüler Roma yemekleri…

Bruschetta: Kızartılmış ekmeğin üzerine sarımsak, domates ve zeytin konulması ile servis edilir.

Fettuccine Alfredo: Yağ ve Parmesan peyniri ile hazırlanan bir makarna çeşididir.

Spaghetti alla Carbonara: Çırpılmış yumurta, domuz eti, biber ve peynirler servis edilen bir makarna çeşididir.

Trippa: Domates sosu ve nane ile pişirilie ve peynir ile servis edilir.

Fiori di Zucca: Kabağın peynir ile kızgın yağda kızartılması ile yapılır.

Pajata: Süt kuzu bağırsağın domates sosu ile hazırlanmış hali.

Fave: Fasulyenin peynir ya da soğan ve etle servis edilen hali.

Marizotti: Üzüm ve tatlı portakal ile sunulan tavsan eti.

Ciambelle al vino: Donut şeklinde hazırlanan sert kurabiye çeşidi. Şaraba batrılarak yenir.

Spaghetti alla Carbonara

Alışveriş

Kültürün, sanatın, elinin ve modanın başkenti sayılabilecek Roma’dan alınabilecek şeyler de oldukça çeşitlidir. Hediyelik eşya, yiyecek/içecek, giyim alışverişi konularında Roma herkese uygun bir seçenek sunmaktadır. İtalya’nın moda denince iik akla gelen isimlerden olması ve birçok dünya markasının ev sahibi olması da unutulmamalıdır.

roma-10

Konaklama

Roma başlıbaşına bir turizm şehri olduğu için konaklama konusunda çok çeşitli seçenekler mevcut. 5 yıldızlı otellerden hostellere ve pansiyonlara kadar dilediğiniz seçeneği seçebilirsiniz. Roma’ya turla gitmeyi seçecekseniz, ki gerçek gezginlerin pek seçmediği bir yoldur, lüks bir otelde konforun tadını uygun fiyatlara bulabirsiniz. Turla yolculuktan hoşlanmıyor ve ara sokaklarda, turistlerden uzak bölgelerde tatil yapmaktan hoşlanıyorsanız pansiyon ve hosteller tam size göre olacaktır.

roma-4