Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '18

 
Kategori
İstanbul
 

Romanların Renkli Hayatı

Romanların Renkli Hayatı
 

Bazen hayattan daha fazla nasıl keyif alırız diye düşünüp durduğumuz oluyor. Etrafımızda bir çok insan ve değişik hayatlar akıp giderken en dikkat çekeni her zaman Romanların hayatları olmuştur. Her an mutlu ve eğlenceye açık yaşam tarzları ile herkesi imrendirirler. Peki, onları yakından görmek nasıl bir duygu olur ?

Romanların Renkleri
Pempe, kırmızı, yeşil, mor… hiç bir rengi diğerinden ayırmadan her an canlı olan Romanlar. Cıvıl cıvıl kıyafetleri, ışıldayan kahkahaları ve neşeli hayatları var. Onlar gibi yaşamak hatta onlar gibi konuşmak isteyen bir çok insanımız var.

Peki Romanlar ne yapar? Onlar çok çalışır, eğlenir, güler, kavga eder, dans eder ve her zaman unuturlar. Asla kin tutmayan kalpleri ile tanışmak isteyeceğinize eminim. Hiç kötülük bilmezler, kavga ederken dahi renklidirler. O kadar çok çalışırlar ki hakikaten ekmeklerini taştan çıkarırlar. Her zaman dans edecek bir neden bulurlar ve mutlaka kutlarlar.

Sokaklarda onların cıvıltıları olduğu için şanslıyız.

Dans, Müzik ve Darbuka
Büyüğünden küçüğüne heps, doğuştan dansçıdır. Elleri ve göbekleri her zaman ritmik hareket eder. Darbukaları, klarnetleri hiç susmaz ve her zaman yanık sesleri ile etrafa hem neşe hem hüzün dağıtırlar.

Kaldırımlar oturur, bol bol muhabbet edip gece gündüz demeden de dans ederler. Onlar için yaşama nedenidir eğlence. Neredeyse kötü bir şey olduğunda bile oynamak için güzel bir neden bulan akılları vardır. Mutsuz olması hiç bir zaman yakıştıramazlar kendileri.

Darbukaların susmadığı bir dünya için, derler…

Çalgıcı Dostlarımız
‘’ Çalgısız yaşayamaz, ölürler ‘’. Gerçekten öyle, onlar müzik olmadan asla nefes alamazlar. Onlar için yazılmış bütün şarkı sözleri, özlü ve yazılı bütün sözler tamamen onları anlatıyor. Darbukanın çalmadığı bir Roman mahallesi hayal edin, ne kadar sıkıcı geliyor değil mi ?

Sessizlik ne kadar uzak bir kelime Romanlar için. Onların kahkahalarının olmadığı bir dünya düşünemeyiz. Onların dans etmediği sokaklar, klarnet sesinin olmadığı ve çocukların büyümek için çabalamadıkları hayatlar olmazsa biz daha mutsuz bir dünyaya sahip oluruz.

Gece gündüz çalgıcılık yaparak ekmek parasını kazanan bu renkli insanların kıymetini bilmeli…

Onların Kültürleri Benzersizdir
Doğdukları andan itibaren kendilerine özgü kanunlar vardır Romanların. Her zaman kuralları kendileri belirler ama yıkıcı olmadan. İnsanları sevmektir ilk kuralları ve sonrasında herkesi görebilmektir. Bütün canlılara saygı duymayı, herkesle ortak yaşamı sağlamayı kanun bilirler. Biri açken diğeri asla tok yatmaz.

Kıymet bilmeyi bilirler, yokluktan gelen her şeyi sahiplenirler. Mutluluk güne başladıkları anda başlar ve son nefeslerine kadar devam eder. Tek isyanları mutsuz insanlaradır ve onları da mutlu etmek için eğlendirmey, seçerler.

Onların kanunları evrendeki en keyifli kanunlardır.

Peki Ya Kızları?
Tarifsiz güzelliklerdi dillere destan olmuştur. Ten renkleri, göz şekilleri dudakları ve vücutları… Salınmaları ile başladı bütün hikayeleri ve bütün dünyaya yayıldı. Bakışları ile çok canlar yakıp, insanların içini ısıttılar. Ten renklerinde ki o ahenk ile büyülediler insanlığı. Kokuları her zaman kendilerin özgüydü ve geçtikleri her yerde iz bıraktılar.

Ahenk ile dans eden saçları, ince belleri ile bütünleşince kainat harikası oluşturdular. Onlar taçsız olabilirler ama şüphesiz evrenin en güzel kızları

Sabah Müzik, Akşam Eğlence
Darbuka çalanı ayrı yetenekli klarnet çalanı ayrı… Hepsi başka meziyetlere sahip Romanların en büyük kazançları eğlencedendir. Hem kendilerini hem insanları eğlendirirler. Dans ederken kendilerini kaybeden vücutlarını seyretmek göz banyosu yaptırır.

Genel de yaşadıkları yerlere yakın mekanlarda ekmek parası kazanırlar. Kimi çalar, kimi söyler, kimi de dans eder. Hepsi orkestra misali uyumlu ve keyiflidir.

Onların hayatların da müzik, yaşam kaynağıdır.

Romanların Mirasları
Doğar doğmaz kültürlerini öğrenirler Romanlar. Çocukluktan başlar onların yaşam ile savaşları ve son nefeslerine kadar devam eder. Ama çocukların ayrı bir güzelliği vardır onların dünyasında. Hem yaradılış olarak hem de meziyet olarak.

Doğar doğmaz güzellikleri ile parıldayan Roman çocukları, küçük yaşlarda alırlar ellerine çalgıları. Eğitimleri sokaklarıdır. Koşup oynadıkları yerler de büyür ve öğrenirler, hayatın sillesini.

Ama asıl çocukluğu onlar yaşarlar, dertsiz ve içten…

Romanların Toplumdaki Yeri
Kimse diyemez ki ‘’ ben Romanları sevmem ‘’. Onların hayatlarına bir kere dokunan bir daha geri alamaz kendini. Herkes kendinden bir parça bulur onlarda ve özenerek bakar. Bizler ir çok sıkıntı sandığımız sorunla boğurken onlar gerçek sıkıntıları bile umursamadan kahkaha atarlar.

Toplumda herkes sever, sayar Romanları. Onların hayatlarında var olmak için bir köşesinden dokunmak ister. Sevmemek için hiç bir nedenimiz yoktur, bu güzel yürekli insanları…

Hayat Romanları Sever
Hayat onların umursamazlığına ayak uydurmayı öğrenmiştir. Onların hayatımızda bir çok noktada var olduğunu unuttuğumuz anda yeniden hatırlatırlar kendilerini. Gerek kendi sokaklarında gerek bütün sokaklarda. Her yerde varlardır ve her zaman yaşıyorlardır.

Gülümseyerek karşıladıkları hayatı armağan aldıklarını bilirler. Emanet hayat ne demek bir tek onlar bilirler. Sahip çıkarlar, sakınırlar.

Onlar hayatın en güzel parçasıdır.

Romanları Sevmek Boynumuzun Borcu
Onlar bizi bu kadar severken ve her zaman bizim varlığımızı kabul ederken, bizim onları toplumda ayrıştırmamız söz konusu bile olamaz. Asıl toplumun temel taşı olan Romanları her zaman hücrelerimizde hissetmeyi unutmadan, onların neşelerine katılarak yaşamalıyız.

Romanlar, en güzel kültürümüzdür….

 

 
Toplam blog
: 99
: 120
Kayıt tarihi
: 30.03.18
 
 

Merhaba :) Herkesin yazmaya olan isteği ve hayranlığı ile burada buluşabiliyor olmasından çok büy..