Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '16

 
Kategori
İlişkiler
 

Romantik Feminist

Romantik Feminist
 

Gücünü fark et!


Feminist olduğumu söyleyince hep farklı, kötü yorumlar alıyorum. Çirkin sözler söyleyenler de oluyor. “sen feminist olma!” diyen de çıkıyor. Kimisi feministleri lezbiyen sanıyor. (öyle olanı varsa da kime ne! Herkesin hayatı ve seçimleri kendine. Ama öyle değiliz.) Kimisi sert, despot, kaba, bağıran, çağıran, vuran, kıran bir kadın tipi düşünüyor. Çoğuna göre de feministlik ‘erkek düşmanlığı’ ile bağdaştırılıyor.
 
Ben feminizmi Duygu Asena ile öğrendim. Kadınların kendi varlıklarının farkına varıp, erkekten daha eksik ya da düşük kalitede olduklarını düşünmeyerek, haklarını aramalarını, köleleştirilmeyi kabul etmediklerini feminizm ile öğrendim.
 
Aslında ataerkil, ananelerine bağlı, az biraz Karadenizli ama çoğunlukla Balkan ve İstanbul kökenli aile yapısına sahip olduğumuz için, erkeklere saygı göstermeyi de öğrenerek büyüdük. Kadının görevinin erkeğe bakmak olduğunu öğrenirken, erkeğin de bu durumu asla ve asla sahip- köle durumuna getirmeyeceğini ve eşine yardımcı, destek, anlayış  gösterebilen bir beyefendi olabileceğini öğrenerek büyüdük. Boşanmaların güzel bir durum olmadığını, eşlerin fedakarlıkla birbirlerinin hayatlarını kolaylaştırarak, her zaman yanlarında olması gerektiğini gösterdi bize ailemiz. Sakin, sıradan, huzurlu, uyumlu, örnek bir aile yapısı içinde büyüdük. O düşüncelerle ilk kitap olarak ‘Bir Ömürlük Sevgili’yi yazdım. Romantik duygular içinde, bir erkekle bir kadının hayatın iyi- kötü her anını paylaşarak, yaşlanmalarını anlattım. Sevgi dolu, romantik bir kitaptı. Ama ilk basılan kitabım o olmadı. Ben yazarken adı ‘Sevgili Sevgiliye…’ idi. Kim olduğunu bilmediğim ama gelecekte bulmayı umut ettiğim adama yazmıştım.  O kitabı yayınlayan yayıncının işini iyi yapmaması sonucu kitabım tanıtılmadı, dağıtılmadı ve adını sadece kendi çabalarımla internette duyurabildiğimle kaldı. Yine de 2500 adet sattı. Sonradan çok da arayanı oldu ama bulamadı.  Bir ömür birlikte yaşayıp, yaşlanacak insanı bulan oldu mu bilmiyorum ama ben o kitabı yazdıktan on beş, yayınladıktan 5 sene sonra Ahmet Batman benimkinin çooook fazla benzeri kitaplar yazdı. Ahmet Batman’ı görüp, tanımadık ama kitabı çok sattı. Sevgiye aç bir toplumduk.  Herkes sevgiyi istiyordu ama erkekler sevmeyi biliyor muydu acaba?
 
Fuarlarda, imza günlerinde ve internette erkeklerin bu kitabıma gösterdikleri tepkinin özeti: “Bir çiçekle bahar geçmez. Bir ömür aynı kadına katlanılır mı?”, “Hayat mı bu ya? Bir ömür aynı kadın. Olmaz öyle şey” oldu. Sonrasında kendi yaşadıklarım, bana anlattıklarınız, dinlediklerim, duyduklarım beni “bir ömür sürecek sevgi yok mu?” diye sormaya yöneltti.  Hiç ummadığım ve çok iyi geçindiklerini, mutlu olduğunu sandığım kişilerin evliliklerinin bittiğini gördüm. Nedenlerini araştırdım, konuştum, öğrendim ve ‘bir ömürlük sevgili’nin romantik bir hayal olduğunu düşünmeye başladım.
 
Geçen yıllar içinde anladım ki; erkekler sadece kendilerine hizmet edilmesini ve sevişmeyi istiyorlar.  Bir ömür bir kadına katlanmak, onunla konuşmak, ilgilenmek, onu dinlemek, insan yerine koyup, zaman ayırmak zor geliyor.  Sevişmeyi sevmek zannederek, ‘seviyoruz işte’ dediler.
 
Kadınlar da baştan seksi sevgi ile karıştırdı. Sonra feminizm demelerine rağmen, erkeklere karşı gelmeye, eşitlik arayışı adı altında aşkı- sevgiyi çirkinleştirmeye başladılar. Kadının bedeninden yararlanmak isteyen erkeklerin, imkanlarından ve paralarından yaralanmayı eşitlik olarak gördüler. Kısasa kısas. Bedene karşı para!  Bir nevi kendilerini de duyguları ile sattılar. Ama eşitlik olmadı bu. Karşılıklı tüketme hakkı değildi feminizm.
 
Ben istedim ki; kadın kendini fark etsin. Erkeğe diyebilsin ki “benim sana ihtiyacım yok. Okuyabilir, çalışabilir, başarılı olabilirim. Beni kendine mahkum edemezsin. Erkeklerin fizyolojik ihtiyaçları gibi dizginleyemeyeceğim ve kontrol altına alamayacağım ihtiyaçlarım yok. Kendi kendimi mutlu edebilecek birçok şey bulabilirim. Çikolata, alışveriş, sohbet, gezmek, okumak gibi uğraşlar ve mutluluklar da bana seksin veremediği hazları verebilir.  Başarabilirim. Benim yolumu kesme. Senin yapabildiğin her şeyi yapabileceğimi gör! Bana imkanlar tanı!” Bunları demeliydi kadın. Karşılıklı birbirini incitmek ve zarar vermek değil de erkeğin yaptığını yapabileceğini gösterebilmeliydi ve onlara mahkum olmamalıydı. Bedeni yerine beynini daha çok kullanmalıydı feminist kadın.  Ama yanlış anlaşıldı. Eşitlik arayışını aşka, sekse, sevgiye karıştırdınız ve çirkin anlamlar yüklediniz feministliğe.
 
Ben romantik feministim. Erkeği sevmeyi de bilirim. Ama onunla beyin fırtınası estirecek kadar konuşmayı da bilirim. Yeter ki, bana söz hakkı tanıyabilsin. Boş insan değilim. Belki görüntüde çok güzel ve kusursuz bir kadın olamadım ama okuduklarımla, tanıdıklarımla, yaşadıklarımla ve paylaştıklarınızla ben kendimi sevmeyi ve konuşmayı bilen, aydın bir kadın yapmayı öğrendim. Bu işin sonu yok elbet.  Keşke sizler de benim gibi yapsanız. Erkeğe ‘hayır’ demeyi bilin. Siz onun ne seks kölesi, ne hizmetlisi, ne yemek- temizlik işine gelen bakıcısı değilsiniz. Kendiniz istemediğiniz hiçbir şeyi kabul etmeyin.
 
Bilin ki; erkek de kadın da bir insan. İkisinin bir ömrü var. İkisi de ölümlü. İkisi de acı çekiyor. İkisi de sorunsuz, kusursuz bir yaşam sürmüyor. Kadın doğum ve fiziksel yapısı gereği erkekten daha da çok acı çekiyor ama bu yaradılışla ilgili bir eksiklik. Bunun dışında kadının erkekten farkı ve eksikliği yok. Beyni gram olarak erkekten hafif ama çalışma şekli açısından 6.hisleri de güçlü olduğu için, önsezileri ve duyguları ile daha çok çalışan ve kafası boş durmayan bir varlık kadın. Bunu bilin ve unutmayın!
 
Siz de romantik feminist olun. Sevmeyi unutmayın! Kaba olmayın. Kadınlığın inceliğini de taşıyın yaşantınızda, düşünce yapınızda. Erkekten para, itibar, iş, acıma beklemeyin! Hepsini kendiniz elde edebilecek güç ve yapıya sahipsiniz. Sadece bunu anlayıp, kabul edin.
 
Feminizm kötü bir düşünce biçimi değildir.  Anlayabilene!
 
Toplam blog
: 72
: 363
Kayıt tarihi
: 20.01.16
 
 

4 kitabı olan bir editör- yazar. Hayvansever. Çevreci. Kadın hakları savunucusu ..