Romanyalının gözüyle

Bu yaz Didim'de öğlen sıcağında kır gezisinden dönerken el kaldırıp geçen bir cipe bindik eşimle birlikte. Selamlaşma ve tanışmadan sonra yol boyunca birkaç laf ettik aracın sahibiyle.

Adam Romanyalı mühendis. Didimde inşaat sektörüyle uğraşıyor, eşi de muhasebeci. Didim'i nasıl bulduğunu sordum. "Didim güzel fakat müteahhitleri yalancı, müslümanız diye cuma namazına da gidiyorlar ama işçilerine hak ettikleri paraları vermiyorlar ya da işçileri az para ile çalıştırıyorlar. İşçinin hakkı yenmez. Müteahhit 150-200 milyara daire satıyor, cebinde 20 milyar para bulunmuyor, işçisine pazar harçlığını bile zor veriyor." dedi.

Bir yabancının insanımızı yalancı olarak tanımlaması, işverenin işçi hakkını yediğini söylemesi beni üzdü. Özellikle "kul hakkı yemeyi" affedilmeyen suç sayan bir dinin mensuplarının böyle izlenim vermeleri de ÇOK GARİP.

Bazı pazarcılar akşama kadar çürük domatesleri ters çevirip satıyorlar. Oruç tutuyorlar. Akşamda övünçle bir araya gelerek iftar yapıyorlar.

Bazı sınıf ve branş öğretmenleri kurs parası almak için kendi öğrencilerinin velilerine "çocuğun temelinin sağlam olması için bu kursu alması şart" deyip öğrenci velilerine tehdit ediyor. Ama bunu yapan öğretmen oruç ibadetini de ihmal etmiyor.

Müteahhit sattığı binanın çevre düzenlemesini yapmadan binayı müşterilerine teslim ediyor. Aynı müteahhit cuma günü camide en ön safta namaz kılıyor.

ESAS OLAN İNANDIĞIMIZ GİBİ YAŞAMAKTIR. DİNİ TİCARİ VASITA OLARAK KULLANANLARI KINIYORUM.