Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '09

 
Kategori
Turizm
 

Romeo ile Kilikya Palace

Romeo ile Kilikya Palace
 

Kim demiş romantizm ve Romeo’lar öldü diye… Günümüzde yaşayan nadir Romeo’lardan biri ile tatile çıkma şansına sahip oldum. Sabahleyin beni Attila İlhan şiirleri ile uyandıran, kapıdan geçerken daima bana öncelik veren, gözlerimin içine baktığında beni sevdiğini bir kilometre öteden anlatan gerçek bir Romeo… “Kıskananlar çatlasın” diyor, Kemer Göynük’te kaldığım Kilikya Palace hakkında izlenimlerimi aktarmak üzere yazıma başlıyorum.

Otele giriş ve lobi: Otele Hadrianus ve Zeus heykellerinin ortasında kalan bir kapıdan giriyorsunuz. Girişin hemen solunda resepsiyon bulunuyor ve soldan devam ettiğinizde halıcı, mücevheratçı ve market gibi dükkânlar var. Lobi zemini olan mermerler haftada bir cilalanıyor, bu nedenle mermerler pırıl pırıl… Resepsiyon önündeki geniş alanda bekleme yapan müşteriler için oturma grupları var.

Lobi Bar: Giriş katında kapının solundan devam ettiğinizde marketin karşısında bulunan lobi barda çeşitli yerli ve yabancı içkileri içebilirsiniz. Aman dikkat! Klimalar burada aşırı çalıştırılıyor, Temmuz sıcağında bile iliklerinize kadar üşüyebilirsiniz.

Sauna, Hamam: Girişin sol tarafında bulunan asansörle bir kat aşağı indiğinizde (kat:-1) sol tarafta geniş loş ışıklı bir koridor görüyorsunuz. Sauna, Hamam, Spa, Spor salonu bu koridorda bulunuyor. Koridorun ucunda temiz plaj havlularını elde edebiliyorsunuz. Otele girişte plaj havlusu başına 20 TL ücret ödeyip havlu kartı alıyorsunuz. Aldığınız kartlar ile sabah denize girmeden önce buraya uğrayıp temiz plaj havlularını alıyor, akşam plajdan dönerken ise pis havlularınızı verip kartlarınızı geri alıyorsunuz. Yani bildiğiniz kart sistemi işte… Sauna, hamam ve spor salonundan memnun kalacağınızı tahmin ediyorum.

Oyun salonu: Asansörden indikten sonra dümdüz devam ettiğinizde karşınıza üç bilardo masası çıkıyor. Bilardo masalarından sonra ufak bir odada üç bilgisayarda internet hizmeti veriliyor. Ayrıca bilgisayar oyunları için de hazırlanmış üç bilgisayar var.

Ana Restaurant: Bodrum kat koridorunun sonunda sol tarafta kalıyor. Üç öğün yemek veriliyor. Dışarıdaki masalarda da yemek yenebilir, ama yağmur yağınca dışarıda yemek yeme imkânı kalmadığı için masalar yetersiz kalıyor. Restaurant görevlilerinin yağmur yağdığı an için bir B planı yok. Koridorlara masa koyuyorlar, ama dışarıdaki masaların üzerine şemsiye koymayı akıl edemedikleri için sıkıntı kaçınılmaz oluyor. Yemekler genelde güzel. Sabahları omlet, krep ve sahanda yumurta; akşamları ızgaralar restaurantın dışarı kısmındaki bölümde pişiriliyor. Tatlılar hafif ve leziz. Dikkat edeceğiniz husus ise meyvelerin yıkanmaması…

Alakart Restaurantlar: Balık, İtalyan ve Meksika olmak üzere üç alakart restaurant var. Bir gün önceden saat 14.00 ile 16.00 arasında resepsiyondan rezerve yaparsanız bu restaurantlarda yemek yiyebilirsiniz. Balık restaurantını pek sevmedik, ama deneyebilirsiniz. Beğenmezseniz ana restauranta gidip karnınızı doyurabilirsiniz. Meksika mutfağı ise korkulacak kadar acılı değil.

Havuzlar: Tesiste iki ana havuz, bir kaydıraklı havuz ve çocuk havuzu olmak üzere dört havuz bulunuyor. İki ana havuz arasında ufak bir bağlantı noktası var. Kuşbakışı iki ana havuz 8 biçiminde görünüyor. Ana havuzlardan birinin derinliği 1.60 m. iken diğerinin derinliği iki metre… Kaydıraklı havuzun derinliği ise 1.40 m’dir. Havuz oyunları ve sutopu derinliği 1.60 m olan ana havuzda yapılıyor. Uyarmadı demeyin, geç kalırsanız şezlong bulmakta zorlanıyorsunuz. Havuzun yanında bulunan, şezlong odalarının karşısındaki umumi tuvaletlerin temizliğine dikkat edin. Yerinizde olsam burası yerine bina içindeki tuvaletleri kullanırım.

Havuz bar: Ana havuzlardan derin olanının hemen yanıbaşında bulunuyor. Alkolsüz kokteylini denemenizi tavsiye ederim. Akşamları da masalarda oturup içeceklerinizi içebilirsiniz. Havuz barın 20 m. kadar ötesinde gözleme çadırı var. 12.00-16.00 saatleri arasında gözleme yiyip ayran içebilirsiniz.

Plaj: Tesis denize sıfır pozisyonda. Plaj tamamen kumluk iken denizin içi çakıl taşları ile dolu… Şezlong ve minderi tesis size temin ediyor. Caretta’ların yumurta bıraktığı bölgeler demir parmaklıklarla koruma altına alınıyor. Tesise ait bir de iskele mevcut. Ayrıca su sporlarını yapma olanağına da sahipsiniz.

Odalar: Odaların hepsi balkonlu ve deniz tarafında bulunuyor, ama üçüncü kat odaların manzarası çok iyi değil. Odaların ve otelin temizliği için çok iyi diyebilirim. Odalar çok geniş ve ferah. Eğer çocuklu aileseniz odaya ek yatak koyabiliyorlar.

Anı tur: Kesinlikle Anı tur otobüslerini tercih etmeyin. Bir kere klimayı öyle bir açıyorlar ki yolcuların büyük çoğunluğu yolculuk bittiğinde öksürükten boğulmak zorunda kalabiliyor. Otobüste yer takıntınız varsa onu da ayarlamıyorlar. Ayrıca otobüslerin bir kısmı oldukça eski model… Biz giderken yeni model otobüsle gittik, ama dönerken eski model otobüsle geldik. Arkada oturmamıza rağmen Romeo matematikçi olduğu için yollarda bulunan tabelalar ve saatten yararlanarak şoförlerin hızlarını hesapladı. Resmen 120-130 km gibi ortalama hızla gidiyorlar. Konaklama yeri Tuna Tan tesisleri güzel ama bayan tuvaletlerinin önünde hep kuyruk oluyor. Anıtur’dan tatil alabilirsiniz, ama otobüs olarak onların yerine başka otobüs firmalarını tercih etmeniz sizin hayrınıza olur.

 
Toplam blog
: 28
: 3592
Kayıt tarihi
: 12.08.07
 
 

Yaşadım özgür olduğumu düşünerek... Zincirlerimi görmeyerek... Düşlerim kaldı yadigar... Bir de sevd..