- Kategori
- Şiir
Rosa
Kadınım, Gün doğmadan vakitsizce içime doğanım
Kadınım,
Gün doğmadan vakitsizce içime doğanım
Çıkmaz sabahlarıma tüttürdüğüm sigaralarımdaki içime kıvrılan dumanım
Biliyorsun ki, ayazlarımdaki tüm şiirlerde sorgusuz, sualsiz özlemektir adın
Üzerine yağmurlar devrilmiş bir kelebek gibiyim şimdilerde
Renkleri vurgun yemiş bir gökkuşağı kadar solgunum
Kabuk tutmaya yüz tutmuş tüm acılarımı kaşıyorum kanatırcasına
Ve kanatırcasına yaralarıma yine ve yalnız hep sen basıyorum
Oysa bütün şarkılar bütün şiirler beni tanır
Tanır beni ıslak mendiller ve gölgesine sızdığım tüm şişeler
Bin değil bir satır gelebilseydin sana bir günü değil ömrümü yazardım
Ayağıma kızgın kumlar serpseydin seni çöl diye yürür denizlerden taşardım
Ahh..Rosa,
Külüm kar,
Aklım firarken
Üzerime bol geldi cennetin
Kadınım,
Gülüne değil de en çok dikenine batanım
İnancıma rehberlik eden her duadaki inançsızlığım
Oysa, sorgusuz sualsiz sevmekti adın tüm satırlarda
Gülümsemelerin diyorum
Hani Tanrıdan emanet aldığın ve ömrüm boyunca sende kaldığım
Sahillerine çırılçıplak vuran gözlerim diyorum
Hani tan vakti uykusuzluğumdan topladığım
Ölesiye sevişmekti adın oysa,
Kırmızı dudaklı bir ülkeydi seni bende bilmek
Melekler şahidimdir ki çok sevmiştim seni be Rosa’m çok
Ölmekti bende seni sevmek ve senin kutsal topraklarına diri diri gömülmek...
ilhanaşıcı