Roza

Roza... Kim bilir onun gibi kaç kız var kaybettiğimiz? İnsanın zihninden çıkarması oldukça zor bir eser, yaşanmış bir haber!

Bizlerin her zaman işleri vardır, düzenli gitmesi gereken dersleri, yapması gereken işleri ve yoğun tempo...

Sonrasını fark edemiyoruz. Dünyayı o 'an'larda unutuyoruz ve o 'an'larda birileri hala sürdürmesinin devam edilmediğini düşündüğümüz töre cinayetine kurban gidiyor. Bir kez derin bir nefes alıp düşünelim. Kaç kişinin böyle kurban olduğunu sayamayız.

Bu eseri okudukça, bu hayatlardan sadece bir tane örnek çıkıyor. En azından düşünmemizi sağlıyor ve bizi bu dünya ile tanıştırıyor. Hiçbirimizin yerinde olmak istemeyeceği kurbanlar ile özdeşleştirerek eserin için alıyor yazar bizleri. Oldukça akıcı bir üslup kullanılmış.

Yaşananların gerçek olması ile okudukça yüreğiniz paramparça olacak. Eminim ki sizlerde aynı şeyleri hissedeceksiniz. Acı kelimesinin bile boğazımızda düğümlendiği anlar var. Bu eser tam buna örnektir.

Bence sadece okunmakla kalmamalı, herkese okutmalı... Her saniye gözümüzün önünde canlanan haberler televizyonlarda en fazla on ile onbeş dakika arasında gözükse bile birileri bu hayatları yaşıyor ve biz sadece izlemekle kalıyoruz. Alıştırılıyoruz. Bir kez olsun kendi dünyamızdan, kendi acılarımızdan sıyrılıp bu yaşamların penceresinden bakalım. Bakalım ve hissedelim. Umarım sizde bu eseri okursunuz. Yazarın kalemine sağlık...