Ruanda'nın gerisinde kaldık

Raunda bile Türkiye’yi solladı. Kadının parlamentoda temsil oranına göre hazırlanan Birleşmiş Milletler raporuna göre; Türkiye 9.1’lik temsil oranıyla, yüzde 40’lık temsil oranıyla kadınlara mecliste sandalye veren Ruanda’nın gerisinde kaldı.
Komşumuz olan ülkelerin ise bir hayli gerisinde yer aldık, yıllardır kapısında beklediğimiz Avrupa Ülkeleri ile aramızdaki fark ise kıyaslanamayacak derecede. Adeta bir uçurum oluşmuş durumda.
Ülke de yaşanan son olaylara rağmen Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan bir araştırma sonrası yayımlanan rapora göre; Türkiye, kadın temsilinde 142 ülke arasında 108’inci sırada kendine yer bulabilmiş.
Birilerinin hayallerini süsleyen körfez ülkeleri ise parlamentolarında kadınlara hiç yer vermedi. Suudi Arabistan, Katar ve Umman gibi ülkeler kadınlara mecliste hiç yer vermeyerek dikkat çekiyor.
Ataerkil toplumun yansımaları

Bir taraftan kadınların daha fazla temsil edilmesi için yapılmış onca devrim dururken, Türk kadını hala yeterince toplumsal hayata kendisini adapte edememiş görünüyor. BM’nin yayınladığı rapor bunun en açık göstergesi olmasına rağmen bir kesim hala dini simgeler üzerinden Türk kadınını kendi ideolojik kaygıları için kullanma gayretinde. Ve en acı olan ise kadını toplumsal yaşamın içinden soyutlamaya çalışan bir düşünce sistemini iktidara taşıyanların büyük çoğunluğunu kadınların oluşturuyor olması.

Bu konuda çeşitli tartışmalar olmasına rağmen Cumhuriyet’in kadını yeterince toplumsal hayatın içerisine sokup birey olma vasfını kazandıramadığı ve Türk kadınının yaşam şeklinin hala doğulu toplumların yaşam felsefesi etrafında-ataerkil-toplum özellikleri sergilediği bir gerçektir. İktidar olsa olsa bu özelliği körüklemiş ve kadınların dini inançlarını kullanarak rant elde etmiş olabilir.

Kadınlar olmadan AB hayal

BM ile Parlamentolar arası Birlik tarafından hazırlanan listeye göre, 2007 seçimleri sonrası mecliste yüzde 9.1 ile temsil edilen Türk kadını 142 ülke arasında 108’inci sırada kendisine yer bulabilmiş. Kabinede temsil oranına bakıldığında ise 105 ülke arasında 89ûncu sırada yer almışız. AB’de bu oranlar yüzde 40’ın üzerinde, İskandinav ülkelerinde ise yarı yarıya sayılır…

Avrupa Birliği (AB) yolunda ilerleyen bir ülke için ne kadar acı verici bir tablo doğrusu. Gelişmiş batı demokrasilerinde oran neredeyse yarı yarıya temsil hakkı tanırken bizde ki tablo gerçekten şaşırtıcı. AB’ye neden giremediğimiz konusunda bu bağlamda bir iç eleştiri yapmak gerekir.

Toplumsal hayattan ve Parlamento’da kendisini temsil etmekten bu kadar dışlanmış bir kadın kitlesi ile AB’ye girmek mümkün müdür?

Bunu AB ülkelerinde yer alan kadınlara anlatmanız mümkün değildir. Ve zaman içerisinde göreceğiz anlamayacaklar. Hayatın her alanında rahatça yer aldıkları için anlamaları da mümkün değil bizdeki garip durumu.

Murat Aydemir