Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '17

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Ruh Sağlığı Diye Bir Şey Yoktur

Ruh Sağlığı Diye Bir Şey Yoktur
 


Günümüz toplumunda Ruh sağlığı ve hastalığı diye bir kavram süregelmiş ne yazık ki!!

“Psikoloji dünyası” başka bir şey, “Ruh alemi” ise bambaşka bir şeydir.

Allah'tan gelen ve Allah’a giden bir şey (RUH) asla hasta ve asla sağlıksız olamaz.


Gerçek Psikoloji iki pencere ile açılır hayatımıza...
Bunlar içsel ve zihinsel metodlardır.
-İçsel metodlar; kalp, gönül ve nefis ile ilgilidir.
-Zihinsel metodlar; akıl, beyin ve kişisel gelişim ile ilgilidir.

İçsel terapiler; Hissiyat ve duygu ile ulaşır bize...
Zihinsel terapiler; İdrak ve mantık ile ulaşır bize...

Modern psikolojide bile bulunan tüm teknik ve metodlar, içsel ve zihinsel içerikli tanı-terapi-tedavi yöntemleriyle neticeye ulaşır.

Ruh alemi ise az amaçlı ama çok farklı bir kavram saklar içinde. Şöyleki;
Allah cc. Kuran’da (İsra/85);“Ey Muhammed! Sana Ruh ile ilgili sorular soruyorlar. De ki: Ruh meselesi Rabbimin bildiği bir iştir ve size bu konuyla ilgili ilimden ancak az bir şey verilmiştir” şeklinde bir açıklama yaparak konuyu kapatmak amaçlı Peygamberimizi uyarmıştır.

Demek ki “Ruh sağlığı ve hastalığı” diye hayatta bir mesele yoktur. Olsaydı eğer diğer meselelere ışık tutulduğu gibi Kuran’da, bu meseleye de ışık tutulurdu.

İnsanın en güzel doktoru kendi vicdanıdır.

Konumuzun temeli geçici tedaviler ile kalıcı tedaviler arasındaki farkındalığı bilinçlendirmek.

Bir hadis-i Şerif de; “Dikkat edin! Vücutta öyle bir et parçası vardır ki, o iyi/doğru/düzgün olursa bütün vücut iyi/doğru/düzgün olur; o bozulursa da bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, et parçası Kalp’dir.” (Buharî, İman, 39)

Günümüz hekimleri, hocaları ve akademi camiası ise (genelleme yapmamakla birlikte) vakaların neticelerinde ki sağlıksızlığın ruhun kendisine bizzat müdahale ile olabileceği kanısında-tanısında fikir beyan etmişlerdir. (Bu çok yanlış bir düşüncedir.)

Bu pencereden; tüm mesele kalp ve akıl merkezinde eylem yapabilmekle nihai sonuca ulaşılır. Ki bu denklemi çok iyi bir şekilde kullanarak başarı elde eden birçok hekimlerde var.

Oysa ki; dünyada tüm insanlar sağlığını kendisi ve yaradanı ile barışık olarak olgunlaştırır. Bunun en büyük etkeni de hataları ile yüzleşmek ve itikadi düşüncelerinde derinleşmek ile neticelenir.

İnançsal değerleri ve manevi duygularını akıl ve kalbinde besleyenler, hiçbir zaman rahatsızlık geçirmezler. Tıpkı spor yapan ve kendisine iyi bakan bir insanın kolay kolay hastalanmayacağı gibi...

İnsanoğlu hatalarına kılıf uydurarak ve vicdan muhasebesini bastırmak için kendisine geçici bir çözüm üretir...

Ama!! Bu durum içsel ve zihinsel köklerinde derin ve kalıcı bir yara bırakır ki, bu yara kapanmaz ve daima derinlik oluşturur.

Suçluluk duygusu ve kendini kınama gibi düşüncelerle kalbini ve aklını daima meşgul ederken, derinliğinde farkedilemesi zor psikolojik semptomlar üretir hep... (böyle bir durum yaşayanlar hemen bir hekim-psikolog desteği almalı).

Uzun lafın kısası; hiç bir deli ben deliyim demediği gibi, insan da kusurlarını asla kabul etmez.

Bu nedenle Yaradan ile yüzleşenler, yaradılana bakacak yüze sahipler.

Vicdanı rahat olanlar da aklını ve kalbini sağlıklı tutanlardır.


SAYGI VE HÜRMETLE

 
Toplam blog
: 48
: 286
Kayıt tarihi
: 19.11.17
 
 

Aslen Malatyalı olup 1978'de İstanbul'un Fatih ilçesinde Vefa semtinde doğdu. Özel sektördeki baz..