- Kategori
- Psikoloji
Ruh sağlığı günü
İnsanoğlunun en önemli ayrıcalığı fark ettiğini, fark edebilmesi....
Bir şeyi anlayabilmek, anlatabilmek, koruyabilmek, ona değer verebilmek, sevebilmek, önem atfedebilmek hatta ondan nefret edebilmek için öncelikle o şeyi farketmemiz gerekir değil mi?
Bugün Ruh Sağlığı Günü...
Peki Ruhumuzun ne kadar farkındayız?
Elle tutulur birşey değil...
Bedenimiz gibi göz önünde değil...
Sesi soluğu da çıkmaz...
Zihnimiz gibi hızlı bir işlemci hiç değil...
Bize dokunamaz, biz de ona....
Hani bazen çok derinden sarsıldığımız anlarda,
Hiç nedensiz yüreğimizde kuşlar kanat çırpmaya başladığında,
Terk edip gidenlere ağladığımızda,
İlk aşkımızı hatırladığımızda,
Bir gül goncasının zarif kıvrımlarına hafifçe dokunduğumuzda,
Gecenin bir yarısı korkuyla uyanıp, içtiğimiz bir yudum suda,
Kuruyan yapraklar arasında geçmiş aşklarımızı düşündüğümüzde,
Avaz avaz şarkı söylediğimizde,
Hep beraber halay çektiğimizde,
Sevinçlerimizde, kederlerimizde,
Gün batımında,
Gün doğumunda,
Çişeleyen yağmurun altında,
Lapa lapa yağan karın sessizliğinde,
Biz beden ve zihin odaklı yaşayıp giderken;
Okulda, işte, her yerde bizimle, hep yanıbaşımızda; bize sessizce ve uzaktan bakan parçamız gibi...
Belki de huzursuzluğumuz, mutsuzluğumuz, öfkelerimiz, kırılganlığımız, bir türlü kendimizi tamamlanmış hissedemeyişimiz hep bu ayrılıktan...
Belki de onu görmezden gelmemizden...
Belki de bugün Ruhumuzu hissetme ve O’nu içimize çekme zamanı... Sevinçle ve derin bir nefesle....
Ayşegül Tekfidan
İstanbul 10.10.2007