Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ruh tamiratı...

Ruh tamiratı...
 

Yıpranan yerleri var ruhumun...

Su kaçırıyor, yaşam sevinci vanaları. Radyatörü elden geçirmek lazım.

Yağı eksilmiş gülüş merkezimin, devam etmek istiyorsak, tamamlanmalı.

Akılla duyguyu doğru oranlarda karıştıramıyor karbüratör, duyguyu fazla katıp; aklın teklemesine neden oluyor bugünlerde, başına geçmek ve elden geçirmek lazım.

Hiçbir kıvılcım yok bujilerde, ki; ateşleyebilsin yaşam isteğini.

Neşe filtresi tıkanmış, aşk karteri bomboş, bilyeler desen darmadağın.

Subapların hepsi su koyuvermiş, contalar iş görmüyor… Çok iş var çok… Şuna bakın hele, motoru yanmış umut işlevcisinin, onarmak lazım! Yoksa taşımaz bu gövdeyi gönül dediğin kırılgan şey.

Haydi bakalım, tamirhaneye çekelim ruhumuzu… Uzatıp şöyle boylu boyunca, başlayalım bir ucundan… Ruhumuzu tamiri başarabilirsek, bir de kaportaya el atmak lazım.

—Şaftı kaymış len bunun(!), diyor kendim.

—Bırak şimdi şaftı, o sonraki iş. Uzat bana oradan İngiliz Anahtarı setini. Önce tüm parçaları sökelim.

—Sonra hepsini yerli yerine takabilecek misin peki?

—Deneyeceğim.

—Artan parça olursa haber ver, artık malzemelerden dekorasyon ‘şeyleri’ yaparız.

—Çeneni kapamazsan, ilk artan malzeme sen olacaksın!

—Tamam sustum.

(Kulağına gitmesin ama şu kendim de olmasa kim çeker benim nazımı?!)

—Haydi işimize bakalım, diyorum.

—İşine karışmak gibi olmasın ama hani diyorum, sen önce üstünü değiştirsen…

—Nasıl yani?

—Çıkar üstünden şu kül gri elbiseyi. Çiçekli desenli bir tulum vereyim ben sana. Onu giy.

—Ver bakalım, ver… Bir de öyle deneyelim. Baktım olmazsa, hepiciğini yakarım ben bu bozulan parçaların…

—Dur dur, sakin ol hele. Verdiğin sözü anımsa, vazgeçmek yok. Önce dinlediğimiz müzikleri değiştirelim, zımpara gibi düzeltsin pütürlü olan vazgeçişleri

—Madem öyle bir de ayarlı pense uzat bana oradan. Önce denge ayarlarını düzenlemem lazım.

—Hah şöyle ya, bak göreceksin hepsi düzelecek. Hepsi yeniden işlemeye başlayacak. Hem eskisinden bile güzel olacak.

—Güldürme beni allasen ya. Tamir olan hiçbir şey eskisine benzemez ki?!

—Ben de onu diyorum ya, eskisine benzemeyecek, daha iyi olacak.

—Şu senin umut rüzgarın var ya, deli ediyor bazen beni. Neden bizim dağılma hakkımız yok?

—Bizi bizden başka kimse toplayamaz da ondan… Haydi haydi, elin işlesin bir yandan, bak umut pompaları çalışmaya başladı bile. Aferin sana! Ha gayret!

—Şu mengeneyi uzatsana bana oradan. Hazır çalışmaya başlamışken, iyice sıkıştıralım da ayrılmasın parçalar bir daha. Ha bir de matkap lazım, diyorum.

—O niye? Hem matkabımız yok bizim.

—Her Pazar, saat on dedi mi matkapla sevişen komşumuzdan ödünç istesek olmaz mı?

—Yaşa! Bak gülüş merkezinin yağı da tamamlanıyor! Ne kaldı geriye?

—Dur, karbüratör var sırada. Akıl kanalını açmak lazım. Tortu tutmuş, matkabı bu yüzden istedim.

—Ona, bilimin hiltisi lazım bence.

—Tamam, hilti de olur. Tut şunun ucundan, karbüratöre başlayalım artık.

İşte öyle… Şimdilik tamirat devam ediyor… Bazen tam düzeldi dediğim yerler yeniden patlıyor, ayrılıyor yahut da beklenen performansı gösteremiyor… Yeniden geçiyoruz başına kendimle… Yeniden, yeniden, yeniden…

Çünkü bizi bizden başka kimse toplayamaz…

Fakat anladık ki; işin sırrı, dağılmadan arada bakım yapmak.

Neyse, bir dahaki sefere öyle yapalım artık.

...

Notum: Benim tamirat bitince, tüm malzemeleri Milliyet Blog’umuzun arşivine bırakacağım. İhtiyaç duyanlar oradan kullanabilirler. Fakat dilerim ihtiyaç duyan olmaz.

 
Toplam blog
: 135
: 3170
Kayıt tarihi
: 23.07.08
 
 

Eğitim sürecinin bazı bölümleri Almanya ve İngiltere'de olmak üzere en son PAÜ'den eğitim uzmanlı..