Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Ruh ve kalbin derece-i hayatı

Ruh ve kalbin derece-i hayatı
 

Nasıl yaratılmışsa öyle güzel


İnsan üzerinde yüksek menfi etkisi bulunan ideoloji, töre, önyargı, bencillik, kibir, ego, hırs, tarafgirlik, menfaatçilik, tembellik, başkası çalışsın ben yiyeyim gibi duyguları arızalı bir ampul gibi değiştirmek imkanı olsaydı, insanlık inanılmaz ilerleme kaydetmiş olacaktı. Sanırım şu anda yere basmadan yürüyor, saatte 5000 km. hızla hareket ediyor olurduk. Tekerlek, yol, motor, yakıt gibi kelimeleri binlerce yıl önce unutmuş, kristalden evlerde yaşıyor olurduk. 360 derece dönen bu görkemli ve nefis manzaralı lüks evler kendi enerjisini kendisi üretiyor, atıklarını elementlere ayrıştırarak doğanın yüzlerce yılda yaptığı dönüşümü dakikalarda yapıyor olurdu. Bu toplumda hastalıklar nadiren görünen ilginç vakalar kabul edilir, ortalama 140 yıl ömür süren insanlar daha sağlıklı ve dinç olurlardı.

Ama maalesef menfaatine düşkün, kıskanç, dünyanın kendi etrafında döndüğünü kabul eden, gücüyle zorbalık yapıp değil başkasına vermek, yardım etmek hak sahiplerinden gasp eden bir insanlık içinde yaşamanın verdiği yerde duruyor ve kendimizi gelişmişlikle, medeniyetle, çağdaş yaşamla tarif ediyoruz. Oysaki hala basit tuğla döşeli evlerde yaşıyor, kömür, petrol, motor, yol, taşıt, temizlik kavramlarını anlamlı buluyor hatta sık kullanıyoruz.

Binlerce peygambere isyan edip, küçük menfaatleri peşinde koşan, elde ettiği imkanları başkalarıyla paylaşmayı asla istemeyen bu ufku dar, basiretsiz (vizyonsuz) insanlar insanlığın defalarca yok olmasına neden olmuşlardır. İnanmayanlar olabilir ama delilleriyle görecekler: tufan oldu, kasırga bir milleti yok etti, depremle koca kent yok oldu, korkunç bir ses ile inanmayan bölge halkı oldukları yerde cansız bedenleri üzerinde çöküp kaldı ve daha niceleri.

Her seferinde bu felaketten kurtulan küçük bir inançlı grup peygamberinin ardında yeniden bir şehir kurup yüzlerce yıl gelişim gösterdikten sonra yeni bir isyan sonrası yeni bir peygamberin gelişine muhatap olmuşlardır. Ne yazık ki, geçmişlerinden ders almayan bu insanlarda her seferinde olduğu gibi gelen yeni elçiye asi olmuş, bize karışma yoksa seni taşlar yada bu şehirden çıkarırız tehditlerini savurmuş ve yine kendileri bağ ve bahçeleriyle yok olup giderken bu elçi ve inananlarına da yeni bir şehir kurma görevi düşmüştür.

İşte bu yönden bakılırsa nice medeniyetlerin helak olduğu görülecektir. İnsanlık bugün yukarıda bahsettiğimiz imkanlara çok rahat kavuşmuş olur, ışık hızında ve ışıktan faydalanarak yaşıyor olabilirdik.

Oysaki şimdi, camdan yapılmış bir gözlük ile net görmeyi başarı sayıyoruz. Nano ötesi atom ve hücre teknolojisi ile görmeyen göz kalmadı seviyesi yanında görme gücümüzü 2-3 kat artıran imkanları da bulmuş olmalıydık.

Muammer MURAT

İnsan Kaynakları Yönetim Danışmanı 21.3.2012

 
Toplam blog
: 163
: 4552
Kayıt tarihi
: 03.09.07
 
 

1965 yılında Erzincan'da doğdu, İzmir'de yüksek eğitim alıp, devlet memuru oldu. 5 yıl süreyle bi..