Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hikmetullah Yetkin Gazeteci Yazar

http://blog.milliyet.com.tr/hikmetullahyetkin

11 Aralık '12

 
Kategori
Psikoloji
 

Ruhsal saatin durduğu an

Ruhsal saatin durduğu an
 

Ruhsal saatin durduğu an


Stresin ilk akıntısında bir amaç bulunmadığını bizlerde bilmekteyiz. Stresli yaşam olaylarının genelde depresyonun ilk kez ortaya çıkışında olduğunu daha sonra görülen ataklarla bir ilişkinin bulunmadığını ortaya koymuştur. Yaşantımızda stresin çok önemli bir yer kapladığının ve o streste manevi hasarlar yarattığını görmekteyiz. Öne sürülen teoriye göre ilk atağa eşlik eden stres beyinde kalıcı değişiklikler yapmakta ve bu da hastalığını tekrarlanmasına yol açmaktadır. Zaman içinde stres yaratan durum ortadan kalksa da hastalık kendiliğinden tekrar ortaya çıkabilmektedir. Genelde küçük yaşta anne ve babalarını kaybedenlerde yaşamın ileri yıllarında depresyon ortaya çıkma şansı fazladır. Hele hele eşini kaybeden veya boşanan kişilerde depresyon en yüksek seviyededir. Bunların yanı sıra aile içinde sorunların olması direk depresyona yol açmasa da iyileşme süresini ve psikolojik takıntılarını artırmaya, kendini sürekli sıkıntı içinde görmeye başlar. Sebepsiz yere sıkıntılarının gelmesine ve organlarının düzensiz bir şekilde çalışmasına aşırı kilo kaybına yol açmaktadır.  Depresyona yol açan direk bir hastalık öncesi kişilik tanımlanamamıştır. Belirli durumlar ortaya çıktığında herkes depresyona girebilir. Stres yaratan durum kişiye göre değişmektedir. Sizi hiç etkilemeyen bir durum bir başkasında ağır stres yaratabilir. Kişinin benlik saygısını zedeleyen durumlar en çok depresyona yol açan stresörlerdir. Psikanalistler depresyonu farklı dinamikte anlatmaktadır.  Onlara göre genelde kendisinden beklentisi yüksek olan ve ideallerini gerçekleştirememiş insanlarda depresyon fazladır, bu kişiler kendi istediklerini gerçekleşmekten ziyade başkalarını mutlu etmeye çalışırlar veya hayattan beklentileri fazladır ve bunu gerçekleştiremeyeceklerini anlamışlardır. Bu terapi süresince etkili olur. Kendilerini yorgun ve bitkin bir halde görürler. Öğrenilmiş çaresizlik teorisine göre kişi hayatının kontrolünü kaybettiğinde depresyona girer. Yine kişinin hayata kötümser bakması, kendisinin hep olumsuz olarak görmesi, yaşamış olduğu tecrübelerini hep olumsuz olarak değerlendirmesi depresyon geçiren kişilerde sık görülen özeliklerdir. Kendisini farklı gördüğü sürece hiçbir şey yapamaz. Bu depresyonu en aza indirmek için, sevmediği elementleri veya hareketleri yapması daha uygun görülür. Eğer bu depresyonu yok etmek istiyorsak, daima kendimizi motive etmemiz gerek… (Ben iyiyim, mükemmelim, ben her şeyi başarırım, benden iyisi olamaz vb) olumlu düşünceleri aklımızda tasarlamamız gerekir. Unutmayın bütün hastalıklar psikolojik açıdan başlar…
Nevm-i Aşk’ın Yazarı Hikmetullah Yetkin
 

 
Toplam blog
: 115
: 984
Kayıt tarihi
: 15.10.12
 
 

Susmak en iyi cevap olsa gerek. Basitin yorumu, ağırın taşını sayar sadece...  Hikmetullah Yetkin..