Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ruhumu doyurma faslı / I (Fasıl)

Ruhumu doyurma faslı / I (Fasıl)
 

Bi lodos lazım şimdi bana bi kürek bi kayık, Zulada birkaç şişe yakut yer gök kırmızı...


Bu yazı ilk olacak. Çünkü yaşayıp tükettikten sonra değil, yaşarken kaleme almayı deneyeceğim ilk kez. Nasıl olur, neler dökülür bilemiyorum. Acı değildir ya her zaman yazdıran bana. Bazen keyif aldığın her anı da kelimelere dökmelisin. Zor mu? Asla. Hatta bu daha da kolay.
Ruhumu doyurmanın en ama en bana göre olanını yaşıyorum şuanda. Öyle güzel ki hissedilenlerin hepsi. Dinlenenler de cabası. Öyle bir dinlemek ki bu can kulağıyla değil, yüreğin kulağıyla, pür dikkat içinde. Nasılda geziyor parmaklar kanunun, udun ve darbukanın üzerinde. Notaların huzurundan çıkıp içime akan inanılmaz büyüleyici bir vokal ile bulutların üzerinde yaşama hissi veriyor.
Bildiğim bilmediğim, söylediğim söyleyemediğim onlarca şarkının kucağında geçen muhteşem bir gece. Kapat gözlerini ile başlayan ve ömrümüzün son demine dek uzanan bu muhteşem anların bitmemesi, hatta her gecemi doldurmasını nasıl da isterdim.

Unutmuşum ayrılıkların ardından Sezen Aksu’nun dinlenmemesi gerektiğini. Vazgeçtim dememek gerekmiş meğerse; dendiğinde akamayan, içinde katılan gözyaşlarınla başa çıkma çabalarının, dışarıya kendini süzen bir damlayla sona erdiğini unutuyormuş insan.
En çok ruhumu yıprattı yaşadıklarım. Beni benlikten çıkarıp bambaşka bir insan haline getirdi. Onu toparlamam, yaralarını sarmam, şefkat göstermem için en güzel, en keyifli yol bundan başka ne olabilir? Apse yapan yerleri deşip kanayana kadar akıtmak için en doğru seçimi yaptım bu akşam. Kanayan her yarama bir kadeh içtim. Hepsiyle özene bezene ilgilendim. Duru bir sesle pansuman yapıp, içimde kalan tortularıyla yıkadım bu aşkın tüm yaralarını.

Nasılda coştum bir anlığına da olsa kavuşmanın keyfiyle ömrümün melodisine, sözlerine, sesine. En son ne zaman dinlediğimi hatırlayamadığım bu şarkıyı dinlerken, uçtu gitti içimdeki tüm olasılıksız hayallerim. Aşınan kayalar gibi ruhum suskun, yorgun, öylece durur. Yine de duruyor bir yerlere savrulmanın verdiği yorgunluğuyla.

Bu defa izin vermedim akmalarına. Ondan ne zaman dinlesem durduramadığım gözyaşlarımı hapsettim bu gece içimde. Kalbime doğru göndermeyi becerebildim. İçimdeki yolları acıtarak gittiler yüreğimin en derinine. Geberiyorum aşkımdan diye haykıramadım ama içimden attığım çığlıklarda sadece ben vardım. Ne ağır İstanbul’muş meğerse. Yakarak gitti tüm damlalar derinimdeki acılarıma.

Yaşadığım en keyifli, en huzurlu, en ağır ve en coşkulu fasıldı bu. Felekten bir gece çalmaktı benimkisi aslında. Tek başıma oturup, saatlerce dinledim o gerçek yüreklerden çıkan sesleri. Muhteşem sözlerle bezenmiş o can alıcı güfteleri. Kâh sanat müziğinin en güzel şarkıları, kâh Sezen’in doyulmaz lezzetli sözleri beni benliğimle baş başa bıraktı. Birçok hesap yaptım bu gece. Birçok tartıyı kırdım beynimin içinde. Sonuca vardığımda her şey darmadağındı, ama buldum. Odasını dağıtmış ve annesinden azar işitmiş bir çocuk gibi suçluluk duygusuyla yattım uyudum. Saatlerce süren hesaplaşmaların yorgunluğu, ertesi güne yeşerecek umutla harmanlandı.

Şimdi yazın kavurucu sıcaklarını bekliyorum. O zaman Heybeliada’da devam edecek bu Ruhumu Doyurma seanslarım. Keyifle gün batıyorken dolmaya başlayacak içime huzur. Mehtabın ve yakamozların eşliğinde ya hüzün saracak tüm şehrin üzerini, ya da içime dolacak sevdiğim sesin tüm nameleri. Sabırsızlıkla bekliyor olacağım ada vapurunun o çılgın eğlenceli dönüşlerini.

Ruhumu bakıma aldım. Yavaş yavaş toparlıyorum. Aşk hastanesinden taburcu olması için, hangi tedavi uygun, onu bulmaya çalışıyorum. Dost sohbetleri, okunan kitaplar, yapılan kısa ama keyifli vapur seyahatleri, fasıl geceleri, Hayat (2) ve Ekin’in (2) Meleknaz(3, 5) ile yaptığı bilinçsiz terapilerle onarıyorum içimdeki arızaları. Yenilerinin eklenmemesi için nasıl bir yol çizeceğimi hesaplamıyorum. Hesaplamalardan kaçıyorum. Kaçmamam gereken tek şeyin yüreğim olduğunu artık çok iyi biliyorum. Hata bile yapsam, kendimi sevmeyi öğreniyorum. Müziğe, doğaya, maviye, kitaba, çocuğa, kendime döndüm yüzümü. Ben hâlâ kendimi büyütüyorum.

 
Toplam blog
: 33
: 611
Kayıt tarihi
: 05.05.09
 
 

Yazı genelde beni rahatlatır... Ancak yazabiliyorsam... Bazen içimde düğümlenir herşey... Bazen de ç..