- Kategori
- Şiir
Ruhumun aynası
Nice felaketler, yangınlar yaşadık.
Yaralandık, yaraladık.
Bitmiştir, biter umutlarının ardından yine mi, devam mı, yok artık,
Of, daha mı söylemleri sürekliliğini korudu.
Tat alınan ne kaldı? Aşk mı, iş mi?
Bizi mutlu edecek ne kaldı?
Yalnızım, hislerim taşmış, sessiz, bir köşede, masum.
Bana ait, bende.
Bir rüzgâr eser götürmek ister gibi masumiyeti
Yapamaz, kuvvetlendirir olanı.
Daha da hissettirir gücünü.
Arttırır hayallerimin karizmasını
Tutunursun, tutulursun...
Ben yalnız, hep yalnız
Sessiz, izleyici, bazen hükmedici
İçimde bir dünya, dışarda bir dünya
Yaşamın içinde bir oyuncu
Rolünü beğenememiş ya da oynamaya çekinik
En güzel rol en iyi oynanan mı?
Yoksa başrol mü? Konu bunun hesabı
İnsan olmak insanların içinde
Mutlu olmak her koşulda
Marifet şikâyet etmemek
Yaşamak, bulunduğun zamanda, bulunduğun mekânda
Her anı anlamak, anlamlandırmak yaşamak
Bazen sıradan bazen radikal
Karanlıklar içinde büyük bir aydınlık yaşamak...
İşe yarar mı?
Yeter mi aydınlatmaya gerekli olanı
Yeter mi aydınlatmaya yeterli olanı?
Anladım zor.
Ne zaman yakalarız yeterli olanı?
Zaman, güzel gördüğün zaman...
Zaman, güzel bildiğin zaman...
Zaman, yaşadığın zaman…
Ruhum ağzına kadar dolu ama acı hem de ağır
Yaşamadığım bir şeyler kalsın yarına
Umudum olsun
Hayaller kurdursun bana
Keşfetmediğim güzellikler bulayım
Gelecek güzel her yeni gün canlandırsın doğamı
Çiçekler açtırsın ruhuma
Yaşadığım her duygu derin olsun
Umudum olsun
İster uzakta ister yakında
Olsun ama... Olsun...